content
09 Mar

Genel Seçimlere Kadar Eylemsizlik

Öcalan, her nedendir bilinmez ama, Haziran 2011 genel seçimlerine kadar eylemsizlik kararı almıştı. “Neden seçimlere kadar?” derseniz, kuvvetle muhtemel Öcalan’ın seçim sonrasına dair ya bir bildiği vardı, ya da bir beklentisi!

Öcalan, daha sonraki açıklamasında, bu tarihi Mart’a çekmişti ve 1 Mart tarihi geldiğinde de Karayılan, eylemsizliğin bir nevi savunma amaçlı kaldırıldığını açıkladı.

Hemen bir panik yaşandı, televizyonlar son dakika haberi olarak alt yazı geçti, gazeteler ön sayfalarında bilmem kaç punto başlık attı, hararetli tartışma programları düzenlendi, bilirkişilerden, akil adamlardan dâhiyane (!) görüşler alındı. Öyle ya; “Şimdi ne olacaktı?”.

Neyse ki Öcalan, avukatları ile yaptığı son görüşmede, merak konusu son noktayı koydu ve eylemsizlik sürecini 21 Mart tarihine, yani Nevruz’a öteledi. Rahatladık! 21 gün için de olsa rahatladık. Şimdi kulaklarımızı dikip, Öcalan 21’inde bu sefer ne diyecek diye yine O’nun ağzına bakacağız.

Bakın Öcalan, müjde mahiyetli (!) bu son görüşmede daha neler demiş, ne mesajlar vermiş, şöyle bir bakalım…

“Eylemsizlik süreci için Nevruz’a kadar bekleyeceğiz” diyen Öcalan, AKP’nin demokratik çözüme zorlanması gerektiğine vurgu yaparak; “Nevruz’a kadar gözleyeceğiz, hükümetin tavrına bakacağız. Haziran’a kadar bu tür gerginliklerin, çözüm sürecini olumsuz etkileyebileceğini hesaba katıyoruz. Bu süreçte çok büyük çatışmalarla devlet zor durumda bırakılmamalı. Çünkü hala bir çözüm umudu olduğuna inanıyoruz” diye devam etmiş.

Hemen arkasından Öcalan; “Devletle görüşmelerim, diyalog süreci devam ediyor. Ben bu görüşmelerden hala umutluyum. 21 Mart’a kadar herhangi bir olumsuzluğun olmaması gerekir. Bazı gelişmelerin olabileceğini düşünüyorum. 21 Mart’tan Haziran’a kadar da bu durum devam edebilir” demiş ve yüreklerimize su serpmiş! Yaşasın, en azından seçimlere kadar eylem yok, epeyce rahatladık!

Bu arada Öcalan, büyük müjdeyi (!) vermiş ama, her zamanki gibi tehditlerinden de yine vazgeçmemiş.

Demiş ki; “Ben, Mısır ve Tunus’taki gibi kesintisiz ayaklanma yöntemini şimdilik önermiyorum. Biz potansiyelimizin harekete geçmesini uygun bulmuyoruz. Kitlemizi, örgütlülüğümüzü harekete geçirme çabamız şimdilik yok. Ama Mısır ve Tunus’takilerden çok daha ileri olduğumuz bilinmelidir”.

Son olarak da talimatını vermiş Öcalan; “Taleplerim, görüşlerim, hem Hükümet’e, hem de KCK’ya iletilsin”. İşte o kadar…

1999’da “Hizmetinizdeyim”, 2011’de “Gereğini yapın”…

Gereği ne, biliyor musunuz?

Gereği; “haklar, özgürlükler, Kürtler, Demokratik Özerklik, anadil, anayasal kabul” falan değil, hiç olmadı zaten bugüne kadar. Bugün hepsini de verseniz, hatta içinizden gelse ve üstüne de siz koysanız, Öcalan’ı asla kesmez bu durum. Çünkü, mühim olan her şeyden önce Öcalan’ın kendi durumudur. Öcalan’ın tek gereği, tek isteği, arzusu, şartı, önkoşulu; sadece ve sadece kendi özgürlüğüdür, kalan yaşamını özgürce, kralca, padişahça geçirmesidir. İşte o kadar…

Diyor ya Öcalan; “Önce benim şartlarımın iyileştirilmesi lazım. Ev hapsi mesela”. İşte o kadar…

Bir yetkili bu isteğe cevaben ne dedi; “Halkımız HENÜZ buna hazır değil, kanunlarımız uygun değil, şu anki konjonktür buna müsait değil”. İşte o kadar…

Ne kadar? Ne zamana kadar?

Belki de, işte o malum Haziran’a kadar…

Çünkü Öcalan, öyle diyor, “seçimleri bekleyelim, görelim” diyor. İşte o kadar…

Sabahattin Talu

sabahattintalu@gmail.com

Etiketler :

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank