content Güney Marmara Yaşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni
27 Ağu

Gazeteci, Don Kişot Mudur?

Son iki günden bu yana tanıdık kimi görsem, selam kelam dahi demeden, “Duydun mu, Cemal yine neler söylemiş?..” diyor.
Saflığa yatıp, “Yoo duymadım, ne söylemiş?” diye sorduğumda da, “Güya Bandırma’da herkes birbirine LAN diye hitap ediyormuş... Ne yapmak istiyor yahu bu adam?..” karşılığını veriyor.
Çoğu, benzer sözler.


Kimi daha yumuşak bir üslupla Cemal Öztaylan’ı eleştirirken, kimi çok daha ağır sözlerle eleştiriyor.
Ve ardından hemen bana yükleniyor; “Bu söylediği yalanı yüzüne vurmayacak mısın? Sen gazetecisin, cevap vermen gerekir!..” diyerek bir de üstüne argo deyimle (ne yapalım vekilimiz böyle istiyor!..) gaz veriyor, yazmamız için.

Karşılığında, “Peki bir vatandaş olarak sen neden tepki göstermiyorsun? Sen de Bandırmalı değil misin? Söylenen bu söz seni de bağlamıyor mu?” diye sorduğumda ise aldığım cevap, hem şaşırtıcı hem de klasik;

“Aman aman, beni ona bulaştırma. Onunla baş edilmez. Siz gazetecisiniz, nasıl olsa kurtarırsınız, sonra arada biz kalırız!..”
Evet, iki günde karşılaştığımız, bu konuda serzenişte bulunan ve hemen hemen herkes “Bandırmalı LAN’lı konuşmaz” fikrinde birleşirken, yine herkes karşı bir tepki göstermekten korkuyor.
Yanlış okumadınız, çekiniyor demiyorum. Kor-ku-yor... Çünkü, hep kendi yerine bir başkasının mücadele etmesini istiyor.

Asla ve asla elinin acımasını istemiyor.
Bu yüzden de kesinlikle taşın altına koymayı düşünmüyor.
Hep bir başkası o taşın altına elini koysun ve acırsa da onun eli acısın diye bekliyor.
Hatta, sonra da “Koymasaydı... Bize mi sordu da elini taşın altına koydu?” diyerek için için gülme beklentisini sonraya saklıyor.

Ve, bir takım şeylerin de değişmesini bekliyor.
Ne büyük bir yanlışlık, ne büyük bir talihsizlik...
Sonra da, bu ülkede demokrasinin, cumhuriyetin, laikliğin, özgürlüğün sekteye uğradığını konuşuruz...
Tabii kahve köşelerinde... Ev sohbetlerinde...
Çıkıp da, aleni bir şekilde tepkimizi ortaya koyamayız. “Aman başımız derde girmesin...” diye.

Bandırma’nın en ünlü ve en sempatik bir işadamıyla konuşuyorum.
Doğma büyüme Bandırmalı ve bir hayli ilerlemiş yaşına rağmen, sırım gibi delikanlı.
O bile yadırgıyor Cemal Öztaylan’ın söylediklerini.

Kendine özgü espritüel üslubuyla bir şeyler söyle-dikten sonra, “Bu yaşıma geldim, bugüne kadar ben duymadım Bandırmalılar’ın birbirine ‘Naber LAN’ de-diğini... Cemal Bey, kendini kurtarmak için Bandırma’-yı ateşe atmış. Kesinlikle böyle birşey yok” diyor.

Bir başka işadamı ise “Bandırma için ne büyük bir talihsizlik... Banvit, yıllarca bu kenti Türkiye’ye son derece olumlu bir şekilde tanıtıp, bir basketbol kenti yapmak için uğraşırken, Cemal Öztaylan çıkıyor, aslı astarı olmayan bir söz ile bir anda yılların bütün birikimini silip atıyor... Böyle birşey yapmaya hakkı var mı?” diye soruyor.
Tabii o da bana soruyor. Kameralara, mikrofonlara konuşmaya yanaşmıyor.
Tıpkı diğerleri gibi.

İstemiyor başının derde girmesini.
İşadamı ya... Ne olur ne olmaz!.. Hani yarın bir gün hükümetle, devletin herhangi bir kademesiyle ola ki işi düştüğünde, Cemal Öztaylan’dan ters tepki görmek istemiyor, eleştiri yapıp da!..
Ne yaparsınız, ülkemizde ilişkiler hep bu şekilde ku-rulmuş, hiç kimse içindekini dışa yansıtmak istemiyor.

Türk Dil Kurumu’nun, Güncel Türkçe Sözlük bölümüne “LAN” diye yazdığınızda, karşınıza “Kaba konuşma... Ulan..” diye karşılık geliyor.

Yani LAN, ULAN’ın kısaltması.
Bu kez “ULAN” diye yazdığınızda ise yine kaba konuşma diyerek, “Öfke ve nefret anlatan bir seslenme sözü...” olarak açıklamada bulunuyor.

ÖFKE ve NEFRET anlatan...
Yani öyle, sevimli ve sempatik bir söz değil.
Kısacası, Cemal Öztaylan’ın öyle savunduğu gibi, Bandırmalılar’ın her yerde, her seferinde birbirlerine “Naber LAN? Nasılsın LAN?” diye söylenecek bir söz değil.

Kısaca, iki günde karşılaştığım ne kadar Bandırmalı varsa, hepsi karşı. “Olmaz öyle şey!..” diyor.
Sadece bir kişi...

O da Erdem Özcan.
Onun da, bu konuyla ilgili yazısını 5. sayfada okuyabilirsiniz.
Erdem Özcan, “sana ne LAN” dediği için, Cemal Öztaylan’a destek veriyor ve “Bandırma’da herkes birbirine LAN diye hitap eder” iddiasını sürdürüyor.

Doğrusunu söylemek gerekirse, yaklaşık 10 yıldır tanıdığım Erdem Özcan’ı tanıyamamışım diye de hayıflanmadım desem yalan söylememiş olurum.

Tamam, Cemal Öztaylan’a destek olabilirsin...
Kayıtsız şartsız yanında yer alabilirsin.

Buna kimsenin söyleyeceği söz yok. Bu senin kişisel tercihin.
Ama, “Bandırma’da LAN sözü kullanılır” diyerek, Cemal Öztaylan’a destek çıkmak için, Bandırma’ya ve Bandırmalı’ya böylesine haksız suçlamada bulunamazsın.
Sen Cemal Öztaylan’a “Naber LAN” diyor, o da sana aynı şekilde karşılık veriyor diye, “LAN’lı konuşmayı” Bandırma’ya maletmek ne kadar doğru.

Şu var ki, ULAN-LAN ünlemi, ya da seslenme sözü, bizim konuşma dilimize öyle ya da böyle girmiştir.
Bilinçli veya bilinçsiz olarak, günde kim bilir kaç kere kullanıyoruz.
Ama, sadece Bandırmalı olarak değil, tüm Türk halkı olarak.
Doğru mu? Tabii ki değil.

Hiç kullanılmaması, en doğrusu.
Türk Dil Kurumu’nun belirttiği gibi, kaba konuşma şekli ve öfke-nefret anlatıyor.
İllaki bir ünlem ile seslenmek gerekiyorsa, öfke ve nefret belirten bir sözle değil de, sevgi ifade eden sözlerimizin de olduğunu neden hatırlamayız ki?
“LAN” diye hitap etmek zorunda mıyız?
Yılların gazetecisi Erdem Özcan, alenen kötü bir örneği, örnek olarak vermiş...
“Suiimisal, misal olmaz!..” sözünü unutmuş olarak hem de.

Erdem Özcan’ın ikinci bir tesbiti de beni çok şaşırttı doğrusu...
Eşinin türbanlı olup olmadığını soran gazeteci arkadaşımıza da “Böyle bir soruyu soramayacağını” söyleyerek, karşılığında Cemal Öztaylan’ın “Senin karın da gece yatarken pijama giyiyor mu?” diye sorsa ne olurdu, diyor.
Artık nasıl bir ilgi kurduysa!.. 20 yıldan beri her platformda konuşulan türban meselesi ile gece yatarken giyilen pijamayı ben doğrusu hiç bağdaştıramadım.

Öte yandan, benim Cemal Öztaylan’a yönelik, Bandırma’yı karaladığını ve bu kentte kesinlikle her daim “Naber LAN”lı konuşulmadığını söyleyerek, özür dilemesi gerektine de karşı çıkıyor Erdem Özcan.
“Sakın haaa... Kesinlikle özür falan dileme diyor” üstelik. Gerekçesini de, “Senin dediğim gibi Bandırma’da herkes birbirine LAN der. Bu bizim son derece doğal bir konuşma stilimiz. İnsan, doğal bir konuşma için özür diler mi hiç?” diye de sonsuz bir destek veriyor.
Dediğim gibi, ya tanıyamamışım, ya da yanlış tanımışım Erdem Özcan’ı.
Üstelik, bugüne kadar birisine çok kızgın olmadıkça ağzından LAN sözünü duymadım.
Fakat, dediğim gibi Cemal Öztaylan’a sonsuz destek sağlamak ve arka çıkmak uğruna, o da doğup büyüdüğü kente böylesine büyük bir haksızlık yapıyor.

Ne diyelim... Son söz Bandırmalılar’ın.
Ya, herkes birbirine LAN dediğini kabul edip, milyonların gözü önünde bize yöneltilen bu kaba konuşma ünlemini kabullenecek...
Ya da, “Hayır. Biz Bandırmalılar olarak hiçbir zaman böylesine kaba bir konuşma stiline sahip değiliz. Bu haksız suçlama bize yapıştırılamaz” diye tepki gösterecek.
Dediğim gibi, karar Bandırmalılar’ın...

 

Etiketler : , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank