content
28 Oca

“Flamingo”nuz Sizin Olsun!..

Yıllar önce bir Orta Anadolu seyahatinden kendi arabamızla İstanbul'a dönerken Kırşehir Mucur'da gözümüze çarpan 'Seyfe Gölü' levhası aklımızı çeldi, biraz zaman ayırıp gölü ve çevresini görmek istedik. O  arada edindiğimiz, bu gölün kuşların mekan tuttuğu bir yer olduğu bilgisinin verdiği şevkle anayoldan ayrılıp kuzeye doğru on küsur kilometre ilerleyerek göle vasıl olduk.

Mevsim yaz sonu-sonbahar olmalı ki gölün suyu hayli azalmıştı.Yönümüzü buraya çevirirken, gölde konaklayan kuşların arasında "flamingo"ların da bulunduğu bize söylenince şevkimiz biraz daha artmıştı. Hatırlanacak olursa o dönemde TV'de yayınlanan, 'Flamingo Yolu' adlı meşhur dizi sayesinde flamingolarla pek çok kişinin epeyce ünsiyeti vardı.. Yolda hayal kuruyorduk; müjdeler olsundu, nihayet az sonra, sadece TV ekranında görebildiğimiz bu sevimli ve narin kuşu kendi mahallesinde ve doğal ortamında capcanlı olarak seyr ü temâşâ etmek bahtiyarlığına erecektik.

Heyhât! Mevsim gayr-ı mütehayyil ve vakit hayli geçkin olmalı ki o bahtiyarlığa nail olamadık. Uzaklarda, semada uçuşup duran, ne olduğunu, kimlerden olduğunu seçemediğimiz bir-iki bölük kuşu görmekle yetinmek zorunda kaldık. O esnada gölün kenara yakın, suyu çekilmiş kısımlarında yürürken yerde renkli bir kuş tüyü buldum. Bu olsa olsa bir flamingonun kanadından düşmüştür diyerek o tüyü aldım ve arabanın dikiz aynasına iliştirdim. O günden sonra arabama binen herkese, bir yolunu bulup sözü havaya suya getirerek flamingo tüyünü gösteriyordum..

*******

Halk kültürüne ve türkülerimize bîgâne olmayanlar çok iyi bileceklerdir; orada tabiatta var olan hemen herşey bir şekilde yer bulur. Madem konuya kuştan girdik; mesela, yeşil başlı gövel ördek mi dersiniz, dağlarda çağıldayan keklik mi dersiniz, 'şahinim var bazlarım var' mı dersiniz, daha neler neler.. 'Turnam nerden gelirsin aslı Maraş'tan' türküsü de bize hiç yabancı değil vesselam..

Flamingolar o dizi sayesinde sadece adıyla sanıyla değil, göl kenarında zarif duruşları ve ağırbaşlı uçuşlarıyla görsel olarak da hafızalarımıza kazınmıştı. Nihayet günün birinde Seyfe Gölü kenarında hiç olmazsa türdeşlerinin izlerini sürüp bizim de flamingolarımız olduğuna dair deliller bulmuş, heyecanlanmıştım. Bu böylece epey bir müddet sürüp gitti..

Bir zaman sonra bir vesileyle cehlimin farkına varmamla birlikte ipler koptu. O sevimli dizinin bizim TV'mizde yayınlanmasını kotaranlara verip veriştirmeye başladım ve hala da devam ediyorum. Aldatılmıştım. Yıllarca cehaletimle başbaşa bırakılmıştım. Küçücük bir bilgiyi bize çok görmüşlerdi. Zira öğrendim ki bize 'flamingo' diye yutturulan o nazlı kuş bu toprakların binlerce yıllık sakinlerinden, türkülerimizin başgediklisi 'allı telli turna'dan başkası değilmiş..

Buyurun; bu topluma her bakımdan ışık tutma iddiasındaki gürûhu bir de buradan seyredin. Turnaya kurban olasıca bu gürûhun yatacak yerleri yok. Kendi cahilliğime mi yanayım, yoksa kültürümüzün ve değerlerimizin kimlerin eline kaldığına mı yanayım!? Kendi öz kültürlerinin bu derece cahili iseler çok vahim; yok biliyor da kasten yapıyorlarsa daha da vahim bir durum var ortada! 'Flamingo'lar günde üç öğün başlarına def-i hâcet eylesin inşallah!.

*******

En hafif tabiriyle aymazlığın daniskası olan bu durumun daha hangi alanlarda bizi ters köşeye yatırmış olabileceğini düşündükçe insanın içi kararıyor. Bu toprakların ekmeğini yiyip, nimetlerinden pay alanların bize revâ gördükleri muameleye bakar mısınız!..

Bu meyanda iğneyi kendimize batırmaktan da kaçınmamamız gerekir. Bize sunulan her şirinliğe aldanmayıp seçici davranmak, sorgulayıcı olmak, kültür öğelerimizin bu kültürle sorunu olan zihniyetin hoyrat ellerinde başka kültürlerin gölgesi altında eriyip gitmesine seyirci kalmamak, bu manada hep daha iyisini ve doğrusunu talep etmek ve bunda ısrarcı/takipçi olmak.. Bunlar da asgarîsinden bizim hassasiyetle benimsememiz, yapmamız gerekenler. Aksi takdirde hep yanlış yapanı suçlayarak elimize bir şey geçmeyeceği yaşananlarla meydandadır.

'Flamingo'nuz sizin olsun; iş görecekseniz bize 'turna'mızı 'turac'ımızı anlatın!. Tercüme ederken de zahmet edip anlayacağımız dilden konuşun da küfrân-ı nimete düşmeyin efendiler..

Etiketler : , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank