content

ikradan-mahyaya-aydinlanma

06 Ağu

Fikrimin Mevsimsel Döngüsü!..

   Değerli dostlar, yayın politikaları kokuşmuş bazı TV kanalları sayesinde yaşamı bir “film” gibi, filmleri de gerçek” gibi seyreder hale geldik. Herkes bir başkalaştı

“Modern zaman”larda…

“Google’de rastlanacak isimler oldu birçoğumuz!.. Ekmeğin, emeğin ve düşüncenin bekareti bozuldu…Çözüldük…”

Düşüncelerimiz ve hayallerimiz ibneleşti…

Ne “yapmayacağımızı unuttuk, üzülmeden hem de

Kemiyet olarak çoğaldık ama keyfiyet olarak azaldık. Sıradanlaştı yaşantılarımız alabildiğine. “Tabiatı çölleştirdiğimiz gibi fikirlerimizde çölleşti maalesef!…”Birbirimize müsamaha göstermek adına kimliksizleştik…

Sahi dostlar!

Bizi biz, sizi de siz yapan neydi?..“Bilgiye ulaşımımız artıkça daha da cahilleştik…”Ütopyalarımız fanteziye dönüştü zamanla…Bu trajik bir düşüştü… Düşüncelerimiz vardı hayata dair.Muktediratımız vardı yaşamın bağrına saplanan…“yorgun Demokrat” vardı. Kaya Ahmet’in şarkılarında…

Şimdi “Yorgun Mücahit”, Yılgın İslamcı” ve “Yorgun Solcular”  türedi…

Birde “Ergenekoncular….”  

Olanlar oldu…

Zamanla açan lalelerimiz soldu…

İdeolojik evlilikler demode oldu…

“Nefretle ifade ediyorum 5 yaşındaki çocuklara tecavüz edenler oldu…”

Ekmeğin ve suyun tadı kalmadı şimdilerde dostlar.Hani o günler, yufka ekmeğe somunu sarar yerdik…”Deli tütün içerdik kanser olanımız olmazdı…

Ümmiydik… “Tercüme kitaplar hislerimize tercüman …” olur sanırdık… Tükendik be dostlar! Tükendik be zalim dünya. “Şeytanı mı yoksa Tanrıyı mı doğrularcasına yaşıyoruz?” Bilmiyoruz!..

“İnanmak ve yaşamak” derdi, (merhum) “Ercüment ÖZKAN”. Yaşamının en verimli çağında hakka yürüdü…Yani öldü….

Maalesef! Onu sevenlerinde sevgisi öldü ne yazık ki…

Fikrimin Mevsimsel döngüsü: Buyrun! Ben Yüksel Mert…“Yaz aylarında Cebeli Bereketin Bereketli kirlenmemiş bakir sularında çimerdik…” Oturduğumuz kentte her mahallede bir havuz var ama ben yine de kentin kuzeyinde Azimli hocamın Hayal Parkının tesettürlü modern havuzundan mahrum kaldım kentin ikiye bölünmesiyle…

Dostlar sizde benim gibi eskiyi özlediniz mi?...

“Seher vaktinde kılınan namaz gibi….

Üzerine güneş doğmayan insanlar gibi…

Senin, benim, bizim hepimiz gibi…

Gelin yeniden çarşı ekmeğini yufka ekmeğine sarıp yiyelim…

Gelin yeniden Kuranıkerim okuyalım…

Gelin yeniden Kuran neslinin yeşermesine toprak olalım…

Gelin yeniden bedenimizi ve ruhumuzu kirleten görüntülerden arınalım…

 

ATATÜRK KÖŞESİ

Dinsiz milletlerin devamına imkan yoktur…

 

DÜŞÜN-TAŞIN

Kimin hizmeti milleti ise o başlı başına bir millettir…

 

GÖNDERMELER

-Adana valiliğinin kameralardan uzakta yapılan 149 bin 799 vatandaşımıza, 109 milyon 765 bin liralık ayni ve nakdi Ramazan yardımının; kamera önünde yurttaşımızın duygularıyla oynayan bazı istismarcı şovmenlere örnek olması gerektiğini biliyor musunuz? .

-"Altın Koza Anadolu'nun Festivalidir. Adana'dan Anadolu'ya Türk Sineması Yollarda" sloganıyla bir ilke imza atan Ortak Akıl Projesinin paylaşımcı hizmet anlayışının bütün Türkiye’de örneklik teşkil ettiğini ve COŞ-kuyla karşılandığını bilmeyen var mı?     

-Bazı dostlarımın mesleğe dayalı kaleme aldıkları nostaljik Amrika anılarından gözlerimin yaşardığını biliyor musunuz?

-Adana Valisi Hüseyin Avni COŞ’ un Adana’da kalmasıyla nevri dönen bazı zevat-ı ekabirinin; “Ne ağlarsın benim çeşmi siyahım/Buda gelir buda geçer ağlama!” türküsüyle teselli aradıklarından haberiniz var mı?   

- “Kapısındaki işçinin aldığı maaş kadar lokantaya bahşiş bırakan, evinde beslediği köpeğine evinde çalıştırdığı işçiden daha fazla harcama yapan Müslüman’ın Ramazan ayına mahsus değişeceğini beklemek insafsızlıktır.” diyen köşe yazarını merak ediyor musunuz?

-Din dilinde Fitne fesat çıkartmanın adam öldürmekten daha tehlikeli bir eylem olduğunu biliyor musunuz?

-Ramazan Ayı’nı yüzde yüz yerli “Kur’an-ı Kerim” odaklı, çok yönlü muhteşem bir festivale dönüştüremememizin arka planında; seküler, modern kılıklı şeytani bir gücün olduğunu biliyor musunuz?

 

-Bu Ramazanda en çok aranan ve medya tarafından ilgi duyulan kişinin araştırmacı yazar R İhsan ELİAÇIK  olmasının sırrının sırrını biliyor musunuz?

-Camilerde konuşma, kaynaşma, kucaklaşma yerine adeta bir konuşma yasağı var camiler, emevilerden beri bazı uydurma fetvalarla susturulmuştur.” diyen ilahiyatçıyı merak ediyor musunuz?

yukselmertoglu@hotmail.com

www.dunyayamesaj.com   

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank