content

04 Nis

Düşünce Kuruluşları /Think-Tank ve Çatışmalar

Bugün dünya'da yaşananların arka planında düşünce kuruluşlarının olduğu bir
gerçektir. Her devletin think-tank kuruluşu vardır. Bir de uluslararası
tink-tank kuruluşları vardır.Dünya genelindeki yaklaşık 6 bin düşünce kuruluşundan 2 bine yakını
ABD'dedir. En etkin 10 think-tank yine ABD'de. Kurumsal olarak ilk
think-tank'lerin 1901-1917'lerde ABD'de ortaya çıktığı belirtiliyor. Bu
yüzden en fazla think-tank kuruluşu ABD'de bulunuyor.

ABD hariç en belirleyici ilk 10 ise Avrupa'dadır.

Rene Descartes, yaklaşık 500 yıl önce Düşünüyorum, o halde varım
demişti. Var olmak için düşünmenin şart olduğunu miras bırakan Descartes
1650'de hayata veda etti, ancak ondan sonra gelenler bu anlayışı
geliştirdiler. Hatta Düşünce Kuruluşu/Think-Tank adı altında kurumsal
yapılara kavuşturup sistematik hale getirdiler.

Think-tankler Düşünce fabrikalarıdır. Milyonlarca dolar bütçesi ve
binlerce çalışanı bulunan küresel think-tankların zamanla yeni yeni
misyonlar edindiği dikkat çekiyor. Başlangıçta bir durumu anlama, analiz
etme ve geleceğe yönelik öngörüler çıkarma konusunda çalışan
think-tankların günümüzde amaca uygun yapay düşünceler de geliştirdiklerini
izliyoruz. Düşünce fabrikası olarak da tanımlanan bu yapıların,
laboratuarlarında bir nevi GDO'lu düşünceler üretiyorlar.

Komünizm yerine İslam'ın tehdit kabul edilmesi, İslamofobi
oluşturma:Anlam olarak İslam korkusu (fobisi)' demek olan kavram,
İslam'dan ve
Müslümanlardan korkma, çekinmeyi ifade ediyor. Kelime ilk kez 1991 yılında
kullanılmış olup 11 Eylül saldırılarıyla gündeme getirildi. Tarihi kökleri
İspanya'da Endülüs'ün Müslümanlarına kadar inen kavram, Samuel
Huntington'un Medeniyetler Çatışması makalesi ile anlam kazandı. Karikatür
krizleriyle de beslendi, büyütüldü. Huntington'un ABD'nin en etkin
think-tank'lerinden CFR'nin ideologu olması, dünyanın nasıl yapay bir
düşünceyle karıştırılabildiğini gösteriyor.

Önce kaos sonra savaş çıkarma: Laboratuarlarda üretilen düşüncelerle
savaş bile çıkarıldığını, ülkelerin işgal edildiğini gördük, yaşadık.
Nitekim Irak işgalinin yalan bir istihbarat (Irak'ta kimyasal silah olduğu
yönündeki düzmece raporlar) bilgisi sonucunda yapıldığı itiraf edildi.
Dokuz yılda resmi rakamlara göre 120 bin kişinin ölümüne neden oldu.
ABD'nin *Kasıtlı yanlış istihbaratla*; tüm dünyaya, hem de Birleşmiş
Milletler'de, yalan söyleyerek başlatılan bir savaştan geriye, resmi
rakamlara göre 120 bin ölü kaldı. Britanya'nın en saygın gazetelerinden The
Observer'ın ORB kamuoyu araştırma şirketine dayandırarak yayınladığı bir
araştırmaya göreyse, ABD "Irak halkını özgürleştirmek" için başlattığı bu
savaşta 1 milyon 200 bin kişinin ölümüne neden oldu.

Geride kaos içinde, tüm kurumları ve altyapısıyla çöküntü içinde ve daha da
fakirleşmiş bir Irak kaldı. Daha da önemlisi ABD bölgede Şii-Sünni
cepheleşmesine yol açtı.

Siyasi-yönetim krizi çıkarmak: Bir gazete manşetiyle Düşünce
Fabrikaları'nın yönetim krizi geliştirme merkezleri olarak da kullanıldığı
görülmüştür.  Ortadoğu ülkeleri üzerine felaket senaryoları'nın konuşulduğu
think-tank enstitüsü'nde düzenlenen toplantıya, her ülke uzmanları katılır.
Emekli NATO generalleri, akademisyenler, gazeteciler, iş adamları, sivil
toplum kuruluşları temsilcileri görüş ve önerileriyle kamuoyu oluşturma
görevini yerine getirirler. Ülkelerde başlatılan kriz istenen müdahaleyi
getirir.

Terörü destekleme toplantıları, açıklamalar bildiriler: Bazı vakıflar
aynı zamanda bir think-tank kuruluşu olarak terör toplantıları yaparak
yetkilileri yönlendirmektedirler.

Ekonomiyi batırma ve krize yol açmak: Özellikle 2008'de başlayan küresel
kriz deneyiminden de hareketle global güç odaklarının 'Ekonomik savaş
taktikleri' geliştirmeye başladıkları görülüyor. Çünkü ülkeler artık
ekonomik atraksiyonlarla krize sokuluyor, teslim alınıyor. Özellikle
gelişmekte olan ülkelere yönelik sistematik bir biçimde uygulanmaktadır.
Ekonomik tetikçiler her yerde görev yapmaktadırlar.  Zamanın IMF Başkan
Yardımcısı Stanley Fischer, sorumluluk alanındaki Türkiye'ye verdiği
akıllarla 2001'de tarihinin en büyük ekonomik krizine sürüklemişti. Aynı
Fischer'in daha sonra İsrail Merkez Bankası Başkanı olarak bize
önerdiklerinin tam tersini yapması, bir görevi yerine getirdiğini
gösteriyor.

Bütün bunlar, birilerinin yapay düşünceler, empoze etme yollarıdır.

Peki Ya Türkiye'nin milli/Ulusal düşünce kuruluşu var mı? Yok. Ne var? ABD
başta olmak üzere diğer devletlerin finansmanını, eğitimini sağladığı
embesil kuruluşlar var.

Günün Sözü  Ne yaptığını ve ne yapacağını bilmezsen, başkalarının
oyuncağı olursun.
 

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank