content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

19 May

Diyanet Ayrıştırmaz, Bütünleştirir.!

İslâm dininin inançları, ibadet ve ahlâk esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmek amacıyla kurulmuş olan Diyanet işleri personeli ayrım yapmadan herkesi kucaklamakla yükümlüdür ilkesi Ordu ve ilçelerinden Ünye de yaşanan son atamalar ve soruşturmalar ile alenen ihlal edilmiştir.
Hâlbuki ülkemizin ve insanlarımızın dünden çok bugün birlik ve bütünlüğe ihtiyacı vardır. İnsanlarımız arasındaki birlik ve bütünlüğü sağlamada ülkemizin sevk ve idarecilerinden ziyade en önemli görev ve sorumluluk dinimizin dünyadaki ilk ve tek temsilcisi diyanet işleri başkanlığımızdadır. Ama Bölgemizdeki diyanet kurumlarında yaşanan haksızlığın kurum içindeki görevliler arasında olduğu gibi kamuoyu tarafından yüksek sesle dillendirilmesi Diyanet işleri başkanlığının yukarıda Türk ve dünya kamuoyuna ilan ettiği tarafsızlık ilkesine ters düşmektedir.Çünkü Diyanet işleri başkanlığı ve personeli kurum içerisinde yaptığı yada Ordu ve ilçelerinden Ünye de yaptığı haksızlıkla insanları bütünleştirmek yerine ayrıştırmıştır.!
Bu konudaki olumsuz durum ülke genelinde ki diyanet kurumlarında nedir bize karanlık. Ancak Ordu ve ilçelerinden Ünye de bir değil, birden fazla yaşanan haksızlık kamuoyu ve kurum içindeki birçok görevli tarafından diyanet işleri başkanlığının ilke ihlali olarak yorumlanmaktadır.
Olumsuzlukla ilgili olarak kamuoyunda ve kurum içinde dilden dile, kulaktan kulağa dillendirilen fakat olayın taraflarınca kimlikleri bilinen isimlerden belgesiz ve bilgisiz bir şekilde bahsederek insanları töhmet altında bırakmak doğru değil. Ancak Ordu ve Ünye de yaşanan olumsuzluğun üs ve as kahramanları kendilerini biliyorlar.

Çünkü Ordu ve Ünye’de ki son atamalar başta olmak üzere yürütülen soruşturmada yukarıda açık -açık beyan edilen diyanet işleri ilkesi hiçe sayılarak, imtihan öncesi belirlendikleri iddia edilen isimlerin atamaları eksiksiz bir şekilde gerçekleştirilmiştir.
Dini kurumlarda asla yapılmaması gereken fakat yinede yapılan sizden bizden ayrımı şeklindeki torpillerle birkaç kişi ve ailesi memnun ve mutlu edilirken, ihtiyaç olan kadrolar için üst düzeyde aldıkları eğitimlerle yeteneklerini ve vasıflarını bir- bir ortaya koyup imtihanlardan alnının akıyla çıkarak kendinden ve bir avuç yandaşından başka hiçbir Allah kulunu tanımayanların yüzünden sınıfta kalanları derinden yaraladığı gibi, olayı takip eden kamuoyunu deri derin düşündürmektedir.

Çünkü Diyanet işleri başkanlığına ait dini kurumlarda bu ve benzeri haksızlıklar alenen yaşanırsa, insanların yüce Allah’tan sonra sonsuz güven duyduğu ve duymak zorunda olduğu adalet kurumları başta olmak üzere, devletin diğer kurumlarından ve görevlilerinden adil görev ve adaletli hizmet yapmalarını beklemesi ne kadar doğrudur. Bu olayın yorumu siz saygıdeğer okurlarımızındır.
Ancak ,Ordu ve Ünye de yaşanan olayları ve muhataplarını tek-tek saymak yerine, bugün kurumu tarafından yaklaşık 6 yıl evvel vekil iken 5,5 ay süre ile görev yaptığı bir Köyden ayrıldıktan sonra uzun süre ve halen Ordu ve bölgesinde görevini yapmanın gayreti içerisinde olan hafız İmam Hatip din görevlisinin soruşturma geçirmesine vesile olan köy muhtarı ve atanmış dini yetkiler ile imamın hal ve hareketinden hoşnut olmadıkları gerekçesiyle köylerine gelmesini engellemek isteyen cemaate sormak lazım.,

İnsan kolay yetişmeyen ve gelişmeyen bir canlı. Devlet Cezaevlerini yanlışa düşenlerin ıslah edilmeleri ve yeniden topluma kazandırılmaları için kurduğuna göre seçilmiş ve atanmış yetkililere özelliklede diyanet işleri yetkililerine düşen asıl görev hata yapan insanı hatadan döndürerek yeniden topluma yararlı hale getirmek olması gerekmekte iken, haklı yada haksız bir şekilde sorgulanan bir insanı Allahtan gelen bir sıkıntı sahibi ise ona hiç birimizin diyeceği yok.

Ama sonradan olma bir hatası var ise onu da Allah’tan kabul ederek yeniden kazanmak yerine, yargısız infaz ederek kaybetmek yok etmek için elimizden geleni ardımıza koymuyoruz değerli okurlar.
Hâlbuki seçilmiş ve atanmış devlet yetkililerinin asli görevi tarafları gerektiğinde cemaati tek-tek gerektiğinde toplu olarak dinlemek ve varsa yanlışı ortadan kaldırarak düzeni sağlamaktır. Türk insanı bu yönüyle tanınır ve bilinir. Türk insanı yapıcı, yani böyle yıkıcı değildi. Türk insanı düşene tekme atmaz, tarafları dinlemeden yanlı karar vererek yargısız infaz hiç yapmaz, düşmanı dahi olsa elinden tutar kaldırırdı.
Dinimizin direği Kuran-ı Kerimde böyle buyuruyor. Çünkü diyanet işleri başkanlığı kendi sitesinde kamuoyuna atfen ilan ettiği ilkelerinde; İlişkilerimizin temelinde insani ve ahlaki ilkeler vardır. İlişkilerde karşılıklı saygı ve nezaket esastır. İnsan olmak bakımından herkes eşittir, mevkisi olanların yalnızca sorumluluğu artar. Birbirimizin başarısından kıvanç duyar, hayırda yarışı ülkü biliriz. İş ve taleplerde meşruluk hem hukuki hem de ahlaki ilkemizdir.

İmtiyaz talebi kendimize karşı saygısızlıktır. Sevgi ve saygı dilini hâkim kılmalıyız. Zaman, emek, insan ve kaynak israfını önlemeliyiz. Diyanet personeli herkese din hizmeti vermekle yükümlüdür. İnanç, ibadet ve ahlak konularında toplumu aydınlatmak öncelikli ödevimizdir. Hurafe ve batıl inançların zararlarına karşı halkımızı uyarmak temel vazifemizdir.
Görevimiz kolaylaştırmaktır, zorlaştırmak değil diyen Diyanet işleri başkanlığımızı ve kurumlarını Sitayişle sıraladıkları ilkelerini Allah rızası için adil bir şekilde uygulayıp toplumu ayrıştırmak yerine tümüyle bütünleştirerek hem bize, hem de dünya milletlerine iyi örnek olmalılar diyor, saygılar sunuyorum.
Ahmet Yenin
Diyanet ayrıştırmaz, bütünleştirir.!

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank