content
16 Haz

Dinin Ruhu İslam

Benim dinim “Sevgi Dini” yani İslam dini. Şuna inanıyorum ki Allah yalnız biz kullarını değil tüm canlı ve cansızları kendi sevgisinden var etmiştir.

Dinleri araştırırken tek bir noktada birleşiyor her şey.

Dinin ruhu olan İslam’da!

Dinin kaynağına bakıldığında iki kaynak olduğu görülüyor. Biri yaradılıştan, diğeri sonradan edinilen…

Yaratılış, salt Tanrısaldır. Tanrı tarafından yaratılan her ruhun, Tanrı’ya doğru olan doğal eğilimdir.

Her doğan İslam fıtratı üzerine doğar sözü bunu anlatıyor.

Yani her insan İslam’ı kabul edecek bir kıvamda yaratılmıştır. Ancak sonradan ana-ata ve ortam onu yoğurur.

Aslında din, fıtratı değiştirilmek için değil, yaratılıştaki esenliğe doğru yönelişi geliştirmek içindir.

Kuran buna değinerek şöyle der; “Ey Muhammed! Hakk’a yönelerek kendini Allah’ın insanlara yaratılışta verdiği dine ver. Zira Allah’ın yaratılışında değiştirme yoktur. İşte doğru din budur.” (30/30)

Kuranda başka bir yerde, Allah katında dinin, ancak İslam olduğunu (3/19) bildirilir.

Hz. Muhammed’e gelen son ayetlerde Tanrı’nın dini tamamladığı ve insanlara hak din olarak İslam’ı seçtiğini müjdeler.

 Ne var ki, İslamiyet Hz. Muhammed’le başlamış değildir. Kuran’a göre O’nun katından indirilen bütün dinlerin özü İslam’dır ve bütün peygamberler hatta havariler Müslüman’dır.

Nisa suresinin 125. ayetinde insanlar, iyilik işleyerek Hz. İbrahim’in dinine çağırılır: “İyilik yaparak kendisini Allah’a telsim edip Hakk’a yönelen İbrahim’in dinine uyandan, din bakımdan daha iyi kim olabilir? Allah İbrahim’i dost edinmişti.”

 İslam’ın anlamını bilmek lazım!

“İslam kelimesi dinin özüdür” der babam. İslam önce, müsalemet demek olan, barış ve uyumu belirtir. İnsanın Tanrıyla ve her şeyle barışıklık içinde olması anlamına geliyor. Bu ise, insanı hem Yaratan’a, hem de diğer varlıklara bağlayan öz, yani sevgi sayesinde gerçekleşiyor.

Kuran’a göre Müslüman; hem Yaratanı hem insanlarla müsalemet (barış) içinde yaşayan kimsedir. Tanrı ile barış ve uyum içinde olmak, O’nun buyruklarına teslim olup aynen uymak, insanlar ile barış ise, onlara ancak iyilik etmektir.

Kuran bu iki niteliği şöyle birleştiriyor; “Kim ki, kendini Allah’ teslim eder ve başkalarına iyilikte bulunur, o Allah’ın mükâfatına nail olur.” (2/12)

 Kuran başarı ve kurtuluşu yalnız bunda görüyor. Müslümanın Müslüman’a sevgisini selamla belirtiyor.

Musalemet “selm” den mastar olup, iki kişi veya taraf arasında sulh ve barışlık demektir.

“Es-selam” (müsalemet yaratan) ise Allahın isimlerindendir. Barış Müslümanlığın ruhudur.

Bizim peygamberimiz Hz. Muhammed de dinin ve İslam’ın özelliğini bir hadisinde şöyle belirtiyor; “Allah’a inandıktan sonra en yüce ilke insanları sevmek ve onlara hizmet etmektir.”

 Batının en büyük beyinlerinden biri olan Goethe, Kuran’ı okuyup, İslam’ın özünü kavradıktan sonra, şunları söylemekten kendini alamaz; “Eğer İslam Allah’a teslimiyetse, biz hepimiz İslam olarak doğuyor, yaşıyor ve ölüyoruz.”

Kenan-ı Rufai, dinin esasının iman, yani Allah’ı sevmek, imanın esasının da amel (uygulama) yani halkı sevmek olduğunu söylüyor.

Yine o “Bir Müslüman hem Musevi’dir, hem Hıristiyan. Ama tekâmül etmiş bir Musevi ve evrime uğramış bir Hıristiyan” der.

 Kısacası, insanlığın çoğunluk tarafından yitirildiği şu günlerde dinden uzaklaşıldığının en büyük işaretidir. İnsanların nerden gelip nereye gittiklerini bir kez daha sorup gözden geçirme zamanıdır.

Unutulmamalıdır ki, Hakkı sevmek, O’na kulluk edip, kullarına hizmet etmek, dinin değişmez özü ve formülüdür.

 Sevgiyle mutlu kalarak, dini anlatmaya devam edelim.

Etiketler : , , , , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank