content

30 Eki

Deniz Feneri Davası

PKK’nın Çukurca saldırısıydı, TSK’nın kara harekâtıydı derken, Van’da deprem oldu.
Çok kısa sürede gündem çok hızlı değişti.
Gündemin başat konularının etki sahasının genişliği ve derinliği, kimi diğer olayları unutturdu.
Bunlardan en önemlisi, Deniz Feneri Davasındaki gelişmedir.

Deniz Feneri Davasının 9 tutuklu sanığından 6’sı tahliye edildi.
3’ünün de tahliyesi bekleniyor.

Tahliye edilen sanıklar 3 aydır hapisteydiler.
Tahliye gerekçesi ise, “Tutukluluğun cezaya dönüşmesini engellemek”miş.
Ne adalet değil mi?
3 ay değil 30 ay tutuklu kalanların olduğu bir ülkede, çok duygulandırıcı bir karar!
Çok da inandırıcı!
Keşke hep böyle olsa!
Helal olsun!

Bu dava var ya, bu dava; bu hükümetin ayağında bir prangadır.
Bu davanın tüm zanlıları beraat dahi etse, Deniz Feneri konusu, bu hükümet hakkında hep bir soru işareti olarak kalacak.

Çünkü kamuoyunun büyük bir kesiminde bu davaya siyasal erkin müdahalesi olduğu görüşü hasıl olmuştur ki, işte tam da bu noktada bu dava, bir meşruiyet ve vicdan meselesi haline gelmiştir.

Bir durumu yasal hale getirebilirsiniz.
Ancak o durumun yasal hale gelmesi, yapılanın doğru, adil, meşru, ahlaki ve vicdani olduğu anlamına gelmez.
Yasaların bir tarafında güç vardır!
Vicdan ise ne bir güce dayanır, ne de gücün tahakkümüne girer.
Adalet salt yasayla sağlanmaz.
Adaletin işlemesi için yasa şarttır ama en az onun kadar da hukuk, meşruiyet ve vicdan şarttır.

Sanıkların avukatları yılmadan 16 kez tahliye talebinde bulunmuşlar. Ve 16. talepleri mahkemece kabul görmüş.

Bu tahliyelerin oluş tarihi bir rastlantı mı?
İlkin HSYK, Adalet Bakanı’nın izniyle davanın 3 savcısı hakkında soruşturma başlattı. Daha soruşturma sonuçlanmadan, savcılar görevinden alındılar. Yerlerine başka savcılar atandı.
Bu arada avukatlar sürekli tahliye talebinde bulundular (ki, avukatın işi budur) ve yeni savcılar neyin ne olduğuna tam bakamadan 6 sanık tahliye edildi.

Tahliye kararının tarihi dikkat çekici: Çukurca’da 24 askerin katledildiği ve gündemin tamamen bu olaya kilitlendiği günlerde bu tahliyelerin sıradan bir olay algısı içerisinde kalması sağlandı!

Tahliyenin gerekçesine bakalım: Tutukluluk halleri cezaya dönüşmesin! İlginç değil mi?
Evet, zanlıları uzun süre cezaevinde tutmak, kimi zaman onları haksız yere cezalandırmak anlamına gelir. Bu durum, adaleti yaralar.

Peki, bu adalet yalnızca Deniz Feneri Davasına mı işliyor?
Paralı eğitimi protesto pankartı açan iki öğrenci değil 3 ay, tam 19 ay cezaevinde tutulmadılar mı? Bu öğrenciler okullarından atılmadılar mı?
Başka davalardan yıllarca tutuklu kalanlar yok mu?
Bu adalet yalnızca Deniz Feneri’ne mi işliyor?

Hemen belirteyim ki, bunlar böyle diye Deniz Feneri Davasından tutuklu olanlar da aynı şekilde uzun aylar boyunca tutuklu kalsınlar demiyorum.
Kesinlikle böyle bir şey savunmuyorum.
Fakat burada adaleti de, vicdanı da yaralayıcı bir durum var!

Bu adalet neden Ergenekon ve darbe davalarında ve diğer davalarda yıllarca tutuklu kalanlara işlemiyor?
Bu adalet neden çifte standartlı?
Ben ki, Ergenekon ve darbe davalarında yargılananları zerre kadar savunmuyorum ve tersine onların karşısındayım!
Ancak iş adil yargılamaya, insan haklarına ve hukuka gelince ben, onların da haksızlığa maruz kalmalarının karşısında olurum.

Kişilere göre işleyen yargının örneklerini çok gördük!
Adaletin ağır yaralar aldığı bir ülke burası!
Şimdi soruyorum; bu davaların sanıklarının da uzun süreler tutuklu kalmaları, tutukluluk halinin cezaya dönüşmesi anlamına gelmiyor mu?
Evet, bu davalar daha karmaşık ve yargılamayı uzatacak koşullara sahip.
Tamam, ama bu davaların ikinci, üçüncü dereceden zanlılarının bırakın 3 ayı 23 aydır tutuklu kalmalarının adalet açısından bir izahı var mı?

Bu davanın AKP ile bir ilgisi var mı, bilmiyorum.

Deniz Feneri Davası’nın sanıkları, bir yerlerin kulağına kar suyu mu kaçırdı, bilmiyorum.
Olsun, olmasın; hükümetin Deniz Feneri Davası’ndaki tavrı şüphe çekmektedir.
Bu şüphe ne tür sonuçlar doğurur, bilmiyorum.

Büyük ihtimalle bu dava tedrici bir süreç izler ve unutulmaya bırakılır!
Neler unutulmadı ki…
Güçlünün adaletini değil, adaletin gücünü arıyoruz, adaletin gücünü!

Etiketler : , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank