content

20 Ara

D Vitamini “Alınmaması Gereken Vitaminlerden Biridir”

Steven Salzberg, daha önce vitamin C, vitamin A ve beta-karoten, vitamin E, vitamin B6 ve multivitaminleri “Alınmaması gereken 5 top vitamin” olarak bildiren bir yazı kaleme almıştı (1).

Salzberg yeni makalesinde listesine yeni bir vitamini ekliyor.

untitledBu, “USA’ da yaşlı erişkinlerin yarısı tarafından yutulan” ve bizde de meftunları her geçen gün çığ gibi artan D vitamininden başkası değil.

Steven Salzberg’ in “Almamanız gereken 6 top vitamin” başlıklı yazısını tüm vitamin hapı tuzağına düşüp avuç avuç hap içerek sağlıklarına zarar verdiklerinin ve birilerini zengin ettiklerinin farkında olmayanların dikkatle okumasında fayda var (2).

Muharrir Steven Salzberg bizdeki gibi endüstri dostu haber yapan, ansiklopedi bilgilerini haber diye yutturmaya çalışan bir gazeteci değil.

Salzberg, USA’ nın Johns Hopkins, Maryland, Yale ve Harvard gibi üniversitelerinde önemli çalışmalara imza atmış olan, yayınlanmış 200’ den fazla gerçek manada bilimsel araştırması olan bir bilim adamı.

Ünlü dergi Forbes’ te insanların sömürülmelerine yol açanlara karşı “sahte bilim savaşçısı” adıyla (Fighting Pseudoscience) olarak makaleler kaleme alıyor.

Neden D vitaminine hayır?

Salzberg’ in, D vitaminini “alınmaması gereken vitaminler sınıfına sokmasına gerekçe olarak üç önemli makaleyi dayanak gösteriyor.

BİR: Philippe Autier ve arkadaşlarının 450 araştırmanın analizinden ulaştıkları sonuç şu (3):

Kalp hastalıkları, obezite, ruh hastalıkları, multipl skleroz (MS) ve metabolik hastalıklar gibi D vitamini düşüklüğü ile ilişkilendirilen hastalıklarda D vitamini takviyesi bir işe yaramıyor.

D vitamini takviyesinin hastalıkların ortaya çıkması, ağırlığı ve klinik seyirleri üzerine bir etkisinin olmaması bizi D vitamini seviyesindeki varyasyonların hastalıkların sebebi değil sonucu olabilecekleri hipotezine götürüyor.

Kanda yapılan D vitaminleri ölçümleri ile hastalıkların birlikteliği illiyeti göstermiyor.

D vitamini düşüklüğü bu hastalıklardaki enflamasyonun sonucu olabilir.

D vitamini düşüklüğü bir hastalığın sebebi değil, sonucudur: “Low vitamin D was the result of poor health, not the cause!”

İKİ: Ian Reid ve arkadaşlarının Lancet’ deki çalışması ise D vitamini ve kemik sağlığı arasındaki ilişkiyi masaya yatırıyor (4).

4082 kişi üzerinde gerçekleştirilen 23 araştırmanın analizi, D vitamini takviyesinin özel bir risk faktörü olmayanlarda bir şe yaramadığını gösteriyor.

D vitamini takviyesi açıkça söylemek gerekirse paranın çöpe atılmasıdır: “Vitamin D supplements, to put it plainly, are a waste of Money!”

ÜÇ: Üç büyük araştırmanın analizinin yapıldığı “Yeter artık: Vitamin ve Minerallere Boşuna Para Harcamayın” başlıklı makaleden çıkan sonuç şu (5):

Takviyelerin çoğu kronik hastalıkları veya ölümü önlemez, kullanılmalarının gerekçesi yoktur ve bunlardan uzak durulmalıdır: “Most supplements do not prevent chronic disease or death, their use is not justified, and they should be avoided.”

D vitamini Stockholm Sendromu’ na yol açıyor olabilir

D vitaminine bir kere başlayanların kısa zamanda bu vitamine büyük bir aşkla bağlandıklarını görüyorum.

Bu öyle böyle bir aşk değil; tam bir karasevda!

Gözleri kör, kulakları sağır ediyor, D vitaminine karşı en küçük bir tenkit bile bunların akıllarını başlarından alıyor, adeta “dellendiriyor”.

D vitamininin, içtiği kişileri Mecnun’a döndürmesini bir tür Stockholm Sendromu olarak görüyorum.

Psikiyatr Nils Bejerot tarafından adlandırılan Stockholm Sendromu, ismini 1973 yılında İsveç’in başkenti Stokholm’de yaşanan bir olaydan almaktadır.

Banka soyguncusu tarafından altı gün boyunca rehin tutulan bir kadın, soyguncuya duygusal olarak bağlanır. Serbest kaldığında soyguncuyu savunmakla kalmaz, nişanlısını terk ederek kendisini rehin alan banka soyguncusunun hapisten çıkmasını bekler (6).

Gelelim neticeye

BİR: Bilerek veya bilmeden, körü körüne D vitaminini savunanların yaptıkları “pseudoscience” yani sahte bilimdir.

İKİ: Aşktan gözleri kör olmuş D vitamini meftunlarının bu bilimsel gerçekleri kavrayabileceğini sanmıyorum.

ÜÇ: D vitaminine bağlı Stockholm Sendromu’ nun önlenmesi ve tedavisi ancak “adam gibi beslenme” ile mümkündür.

Steven Salzberg kimdir?

I’m the Bloomberg Distinguished Professor of Biomedical Engineering, Computer Science, and Biostatistics at Johns Hopkins University. From 2005-2011 I was the Horvitz Professor of Computer Science and Director of the Center for Bioinformatics and Computational Biology at the University of Maryland, College Park. Before joining UMD, I was at The Institute for Genomic Research, where I sequenced the genomes of many bacteria, including those used in the 2001 anthrax attacks. At TIGR I was part of the Human Genome Project and the co-founder of the influenza virus sequencing project (which is when I first learned of the anti-vaccine movement). My research group develops software for DNA sequence analysis, and our (free) software is used by scientific laboratories around the globe. I did my B.A. and M.S. at Yale University, and my Ph.D. at Harvard University, and I have published over 200 scientific papers. Follow me on Facebook or Twitter (@stevensalzberg1), or just subscribe to my alternate blog, http://genome.fieldofscience.com. (1).

Kaynaklar:

1. http://www.forbes.com/sites/stevensalzberg/2013/10/07/the-top-five-vitamins-you-should-not-take/#587b9ea41708

2. http://www.forbes.com/sites/stevensalzberg/2014/01/13/the-top-six-vitamins-you-shouldnt-take/#3ddbb9484ba4

3. http://www.thelancet.com/journals/landia/article/PIIS2213-8587(13)70165-7/abstract

4. http://www.thelancet.com/journals/lancet/article/PIIS0140-6736(13)61647-5/abstract

5. http://annals.org/aim/article/1789253/enough-enough-stop-wasting-money-vitamin-mineral-supplements

6. https://tr.wikipedia.org/wiki/Stockholm_sendromu

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank