content

10 Ara

Cemmat Dinler Ve Halep

Bazıları Hz Peygamber (s.a.v.)'e “İman ettik” dediklerinde Hucurât suresinin 14'ncü Ayet-i Celileri inmiş ve Allah (c.c.) şöyle buyurmuştu: “Siz henüz iman etmediniz ve lâkin henüz iman kalplerinizin içine girmemiş olduğu

halde ‘İslâm'a girdik' deyin…”
Bakara 104'te ise: “Ey iman edenler! ‘Râinâ' demeyin, ‘unzurnâ' deyin. Peygambere kulak verin, denileni yapın…” emri geliyordu.

Hiç kuşkumuz olmamalı ki, bu hitap bugünün Müslümanlarına, yani hepimize.

Bugün bizlerin kahir ekseriyeti, kendi beldemizi, kendi kavmimizi, kendi cemaatimizi, kendi fırkamızı/partimizi Allah'ın dininin üstünde tutuyoruz.

Beldelerimizi putlaştırıp tapıyoruz. Kavimlerimizi putlaştırıp tapıyoruz. İçine ahmakça dâhil olduğumuz cemaatlerimizi putlaştırıp tapıyoruz.

Herkes kendini yegâne kurtuluşa eren hizip, yani ‘fırka-i nâciye' olarak görüyoruz.

Kısaca İslam'ı bırakmış, cemaatlerimizi din haline getirmişiz.

Hâl ve tavırlarına bakınca onların cemaatine mensup olanlar -hâşâ- cennete, diğerleri cehenneme gidecek. Sanki ellerinde Allah'tan bir bağışlanma belgesi var.

Herkes sapkın, onlarla birlikte olanlar kurtulmuş…

Tasavvufu eleştiren de böyle, içinde olan da... Şucu olan da böyle bucu olan da…

Hak din İslam yetmiyor kimseye. Herkes cemaatinin, grubunun, liderinin, hizbinin dinine çağırıyor hepimizi.

Kendisi ‘mehdi' olmak, doğru yolda bulunmak yerine mehdi bekliyor. Diğeri gelmesi veya gelmemesi muhtemel Mehdi'yle savaşmakla meşgul…

KEMALİSTLEŞEN MÜSLÜMAN

CHP ve Kemalizm, İslam dışı cemaat dinleri üretip, hepimizi birbirimize düşürüp tekfir ettirerek, dünyada benzeri görülmemiş bir başarı elde etti.

Emin olunuz en dindarımızın kanında bile biraz Kemalizm dolaşıyor. Kemalizm'den en çok nefret edenlerimizin lisanı bile Agopça.

Kur'an, İslam, Hz. Muhammed (s.a.v.) ve Allah-ü Teâlâ (c.c.) hiç birimize yetmiyor. Başka başka kurtarılmaya muhtaç kurtarıcılar peşinde koşuyoruz.

Eskiden tekkeler, mektepler medreseler böyle değildi. Eskiden şeyhler de böyle değildi. Tasavvuf böyle hiç değildi. Eskiden tasavvuf karşıtları da böyle değildi. Eski modernistler de bugünkülere benzemiyorlardı.

Kâfir küfrüne, Müslüman imanına sadıktı. Herkes iş ve inanıcının ehliydi.

Dağda bir kuzuyu kurt kapsa, Müslümanların liderleri, önderleri, yöneticileri, amirleri, memurları, şeyhleri hep birden acı çeker, dövünür ve kendini sorumlu hissederdi.

Eskiden eşkıya bir kervana saldırsa, bir mütecaviz bir kızın ırzına geçse, bir İslam beldesi saldırıya uğrasa irisiyle ufağıyla, büyüğüyle küçüğüyle, kadınıyla erkeğiyle, yaşlısıyla genciyle, Türküyle Arabıyla, Acemiyle Arfikalısı bir olur, iri olur karşı koyar, düşmanı tepelemeden, zalime haddini bildirmeden, mütecavize cezasını kesmeden yastığına baş koymazdı.

Oysa şimdi öyle mi?

MÜSLÜMANLAR DİNDEN Mİ ÇIKTI?

Şimdi herkes Müslüman, ama o Müslüman diğerini katlediyor. Şimdi Müslüman Müslümanı tekfirle meşgul. Şimdi Müslüman küffarla aynı safta. Şimdi Müslüman şeytanın maskarası. Kafirin oyuncağı. Paranın, makamın, karşı cinsin esiri.

“Müslümanlar dünyevileşti, şirk asabiyeti hâkim oldu” diyorlar ya, bu doğru değil. Hatta Müslümanlar dinden bile çıktılar.
Adlarının başına Müslüman eklediklerine bakmayın, Ayet-i Kerime'de buyrulduğu üzere İman etmediler, İslam'a girdiler. Girdikleri de Hz. Muhammed (s.a.v.)'e vahyolunan İslam değil, kavimlerinin, atalarının, cemaatlerinin “İslam'ı!”

Aksi halde Halep böyle kan ağlar mıydı?

Aksi halde Halep'te Müslüman Müslümanı katleder miydi?

Aksi halde Şii, Sünni'yi boğazlar mıydı?

Aksi halde 2 milyar Müslüman film seyreder gibi seyreder miydi?

Aksi halde Arakan bu halde olur muydu?

Hadi Kudüs emanetinin farkında değildik! Hadi Kabil'de Karabağ'da aklımız başımızda değildi! Hadi Bosna'yı fark edemedik!

Hadi Somali'yi duymamıştık bile!

Ama bugün Halep kan denizine döndü. Çığlıklar ölüleri diriltecek kadar büyük. Arakan'da Müslüman bacılarımıza tecavüz ediliyor. Çocuklar açlıktan kıvranıyor. Baba ve anaların feryadı arzı kapladı. Ama duyan gören yok. SMS ile 5 lira gönderince dünyalar onun olan Müslümanlar yazık size, yazık hepimize!

Bangladeş'te Müslümanlar için idam mangaları kurulmuş. Yemen, Libya, Mısır, Irak, Suriye, Moro, Karabağ, Musul, Kerkük, Halep'te yanan ateş hepimizin geleceğini yakıyor. Ebedi mekânımızı ateş yurduna çeviriyor.

Bizler ise zevk sefa beşindeyiz. Sosyal medyada hitlerle sorun çözmeye çalışıyoruz. Acizler gibi ağlamasını da, yiğitler gibi coşmasını da bilmiyoruz.

Biz dolarlarımızı bozdurmayı tartışırken, binlerce kadın tecavüze uğradı. Binlerce yavru susuz ve ekmeksizlik yüzünden can verdi. On binlerce çoluk çocuk kâfir ve sözde Müslüman'ın ateşi altında param parça oldu.

Biz layık olmadığı halde cemaat dinimize mensuplarını kayırmakla meşgulken, biz bizim meşrebin dinine girmeyenleri tekfirle uğraşırken, Hak, hukuk ve adaleti çiğnerken, kâfir de hepimizin namus, şeref, izzet, haysiyet, iman ve geleceğini çiğniyor.

Ey Müslümanlar!

Ey kendini Müslüman sayanlar!

Ey küffarın oyuncağı Mü'minler!

Ey zilleti hayat biçimine çevirenler!

Ey izzetlerini ayaklar altına aldıranlar!

Ey dünya putunun tapıcıları!

Ey kayırıcılar, hak-hukuk çiğneyiciler, müsfid oldukları halde ıslah edicilik edebiyatı yapanlar!

Ey kavimlerini din haline getiren zavallılar!

Ey mezheplerine tapanlar!

Ey cemaatlerini İslam'ın yerine ikame etmeye kalkanlar!

Ey şeytanın maskarasına dönen İslam'ın kaybolmuş çocukları!

Mezardaki dedenin çığlığını duymuyorsun belli. Halep'ten yükselen feryadı da mı duymuyorsun?

Belli ben, sen, o, biz hepimiz o büyük ateşi üstümüze davet ediyoruz.

MaazAllah bilesin o ateş şu an sende yoksa da bir adım mesafende sana doğru koşuyor.

Yüreğini paramparça etmek, ciğerini kavurmak, kalbini tarumar etmek, kibrini ayaklar altına almak, aklını başından almak için son sürat yaklaşıyor.

Şimdi seni şirk ve ateşi çağıran, zillete sürükleyen, ne kadar dünyalık varsa kurtulmanın vaktidir.

Biliyoruz! Karun kadar paran var! Firavun kadar güçlüsün! Nemrut kadar acımasızsın!

Sakın suçu başkasına atma!

Biliyoruz! Karın dünyalar güzeli! Çocukların Harvard'da, Oxford'da okuyor! Yalında akla hayale gelmeyecek kadar çeşit yiyecek ve dünyalık var! Hesapların kabarık! Babil kulesini aratan kulelerinden bize sinek muamelesi yapıyorsun!

Biliyoruz sen çok zengin, çok görgülü, çok batılı, çok müreffeh, çok güçlü, çok akıllısın! Ama unuttuğun bir şey var! Sen en az bunların toplamı kadar da zavallısın!

Bunları yazdık diye bize de ateş püskürecek ve hatta tekfir dahi edeceksin! ‘Kendine bak' diyeceksin! Hakkın var! Çünkü biz de senin suç ortağınızız! Allah'a değil sana tazim eden bizler senin kadar zavallıyız!

Ama gel sakın daha fazla izzetsiz olmaya razı olmayalım! Şerefimizi daha fazla çiğnetmeyelim! Bilelim ki, Halepli, Şamlı, Musullu, Kerküklü, Arakanlı, Karabağlı, Sanalı, Kahireli, Trablusgarplı şehid olmuş yahut acı içinde kıvranan çocuk bize hesap soracak!

Bizi Allah'a şikâyet edecek! Bizden davacı olacak!

Hesabını verebileceksek dilediğimizi yapmaya devam edelim!

Veremeyeceksek hemen şimdi ayağa kalkıp, şeytanlar ve düzenlerine başkaldıralım. Halepliye değil, kendi izzet, şeref, nâmus, haysiyet ve geleceğimize sahip çıkalım!

Duyuyor musun? Cehennem bütün kapılarını açmış zalimleri bekliyor. Üstelik çok sabırsız.

La Ğalibe İllallah

Ya Rabbi! Senden af ve yardım diliyoruz. Bizi silkele ve kendimize getir. Ya Rabbi! Bizi bize bırakma! Ya Rabi! Bizi iblislerin elinde maskara etme!

Bizi hidayete eriştir ve affet bizi Allah'ım!

Âmin!

Etiketler : , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank