content

04 Mar

Çankaya’nın Şişmanı İslam’ın Düşmanı!’

Akif Beki'nin CNN Türk'teki programının konukları Hakan Albayrak ve Nur Batur, konu Suriye ve Irak'ta yaşananlar.  Söz Nur Batur'da... Amerika'nın Irak'ı işgalini değerlendirirken “Amerika Irak'ta milyarlarca dolar kaybetti,

pek çok şehit verdi” dedi. Biraz daha dinlersem ‘Amerikan'ın Irak'ta yürüttüğü cihad ve fetih' demesinden korktuğum için kanal değiştirdim.

Gazeteci dediğin yaşadığı kültüre yabancı olmalı ve oryantalizm iliklerine kadar işlemeli ki, biz ona gazeteci diyebilelim.

* * *

CHP, MİLLETİ NASIL YOK ETTİKLERİ İTİRAF ETMİŞ

CHP'nin kasetçi genel başkanı Kılıçdaroğlu, Kayseri'de gençlere, “Eğitim sistemini bozarsanız, o ülkeyi zaten yok edersiniz” demiş. Yani 1920'lerde milletin geleceğini nasıl yok ettiklerini, destekledikleri 28 Şubatla millete nasıl ihanet ettiklerinin itirafında bulunmuş.

* * *

İRAN'IN MÜSLÜMANLARLA SAVAŞI

Şii İran rejiminin milli şefi Ali Hamaney, 22 Eylül 1980 - 20 Ağustos 1988 tarihleri arasında İran-Irak arasında süren savaşı bitirmeye dönük yapılan barış anlaşmasını 'şehadet' kapısını kapattığı için üzüntüyle karşıladığını söylemiş.

İran rejimine bağlı Fars haber ajansının servis ettiği habere göre, İran-Irak savaşı ile kapanan sözde “şehadet” kapısının, Suriye savaşıyla açılmasından mutlu olduğunu, “Suriye'de İslam'ın küfürle savaştığı” palavrasını sıkmış.

Şii gençleri Suriye savaşına ikna etmek isteyen İran'ın milli şefi, Sünni Müslüman Suriye halkını “kâfir” ilan etmiş.

Her kötü gününde kendini destekleyen Türkiye'nin kuyusunu kazmayı ahlak zanneden, Suriye'de Müslüman avına çıkıp, bunu hâşâ İslam'ın küfürle savaşı ilan eden kafanın, terör örgütü DAEŞ'ten tek farkının BM üyesi bir ülke olması değil mi?

İki asırdır kanını içmedik Müslüman bırakmayan Rus ayısıyla el ele vermek, Türkiye'ye zararı dokunur diye Rusya, Amerika ve İsrail ile kol kola girip, ateist terör örgütü PKK/PYD ile birlikte Müslüman katletmek gerçekten bir “Hakk-bâtıl savaşı” ise, buradaki bâtıl olsa olsa kâfirle el ele verip Müslüman avına çıkanlar olabilir.

Hatırlar mısınız bilmiyorum, ama Yeni Söz gazetesi 6 Nisan 2015'de çıktığı ilk nüshasında manşet şöyleydi: “İran, İsrail'den silah alıyor.” Yunan mahkemeleri, İsrail'in sözde baş düşmanı İran'a silah sattığını ortaya çıkarmıştı.  Aslında İran-İsrail işbirliği yeni değildi. Seyyid Mehdi Haşimi, Paris'ten Humeyni ile birlikte dönenlerden ve Humeyni'nin en sadık adamlarından biriydi. Haşimi sadece “Biz İsrail'le savaşacaktık ama şimdi onunla ticaret yapıyor, silah alıyoruz. Buna mukabil Müslümanlarla Irak'ta savaşıyoruz…” dediği için hakkında akla hayale gelmedik ahlaksız iftiralarda bulunularak idam edilmişti.

Konu uzun ama milli şefin ahmakça, bunakça ve fitne için söylediği gayri insanî, gayri ahlakî ve gayri İslamî sözlerini ciddiye alıp köşeme taşıdım ya, aşk olsun bana!

* * *

“ÇANKAYA'NIN ŞİŞMANI İSLAM'IN DÜŞMANI”

Tarihin en şerefsiz darbe biçimlerinden biri olan 28 Şubat'ın sene-i devriyesini geride bıraktık. Ondan da birkaç kelam etmezsek ayıp etmiş oluruz. Kişisel olarak görülen zulümler önemsiz değil ve telafisi de kolay yapılamaz ama bundan daha önemlileri var.

Bu hainâne girişimden en çok kim zarar gördü? Fertlerden çok Türkiye ve değerlerimiz. Peki, bu ihanetin uygulamaları tarih oldu mu? Önemli ölçüde evet ama biz “bin yıl süreceği” fikrine hâlâ inanıyoruz.

Bizden öyle şeyler çaldı ki, bu şer düzeni yüzünden kaybettiğimiz o güzel hasletlerimizi bin yılda geri getirebilir miyiz emin değilim.

Mesela dönemin başbakanı Mesut Yılmaz ile onun bakanı Yaşar Dedelek, İmam Hatiplilere “yarasa” diye hakaret etmişti. İmam Hatipliler bunun hesabını sordu mu? Sormayı bırak aklından geçirdi mi? Maalesef hayır.

Bunun da bir önemi yok. Kem söz döner dolaşır söyleyenin alnına yapışır. Mesela yeni neslin bilmediği 28 Şubat'ın 'beşli çete' diye bilinen TOBB (Fuat Miras), TESK (Derviş Günday), TİSK-TÜSAİD (Refik Baydur), DİSK (Rıdvan Budak), Türk-İş (Bayram Meral), FETÖ, Doğan medyası ve Dinç Bilgin medyasından oluşan “sekizli sivil çete”si vardı.

28 Şubat olmasaydı, Gülen tenyası sinir uçlarımıza bu kadar giremeyecekti. Hesabı görüldü mü? Şu an görülüyormuş gibi yapılıyor. Hâlâ bir arpa boyu yol alınmış değil. Nasıl alacaksınız, bürokrasi 28 Şubat ve FETÖ zihniyetinden arınmış değil ki!

Dinç Bilgin hadi biraz hesap verdi, ya diğerleri? Diğerleri ise ödüllendirildi. Devlet FETÖ'ye teslim edildi. Ecevit, Rıdvan Budak'ı, CHP ise Bayram Meral ve Derviş Günday'ı milletvekili yaparak ödüllendirdi. Baydur zaten baronları temsilen vardı ve bu yüzden ona ve hiçbir barona hesap sorul(a)madı.

28 Şubatçılardan hesap sorduğunu iddia eden savcılar, bu çeteye ne zaman hesap soracak? Yoksa zaman aşımını mı bekliyorlar?

28 Şubat, yönetime el koyan bir darbeden ziyade kodlarımızı çözen, dokularımızı parçalayan, değerlerimizi işgal eden haysiyetsiz bir hamleydi ve bizce başarılı da oldu. İşte o gün bugün hepimiz bir birimize artık dost değiliz. Aramızdan birbirini sevmeyen 78 milyon fırka çıktı. Daha ne olsun!

Kabul edelim ki, 28 Şubatı kurgulayan şer akıl şeytana pabucunu ters giydirecek, hatta şeytanın ‘bunlar varken, Türkiye'de bana ihtiyaç yok ki' deyip o gün bugündür ülkemize uğrama ihtiyacı hissetmeyeceği kadar şerefsiz bir darbeydi. Ondan daha şerlisini 17-25 Aralıkta görmek üzereydik ki, Allah merhamet etti de kurtulduk. Ama içimizdeki özelikle farkında olduğunu sanan çoğu Ankara'da meskûn, kamudan beslenen ahmak farkında değil bunun. Şükür ki, verilmiş sadakamız varmış… Çok şükür!

O günlerde Rahmetli Özal'ın yerini işgal eden mason hakkında, Kızılay Meydanı şu sloganla inliyordu: “Çankaya'nın şişmanı, İslam'ın düşmanı!”

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank