content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

09 Ağu

Büyük Çekmece Festivali… Korhan Abay’ın Ayıbı, Fatma Girik’in Tepkisi…. Yerel Basına Verilen Plaketler…

Çözüm Süreci rafa kaldırıldı…
Ülkenin dört tarafından ölüm haberleri gelmeye başladı…

Son birkaç yıldır toplumu rahatlatan, barışın egemen olduğu ve sukünetin hakim olduğu koşullar yerini yeniden nefretin ve korkunun ağır bastığı günlere terk etti…

Yeniden kelle vermek, kelle almak üzerine kin ve nefret söylemleri dört bir yanı sardı…
Hayatında kelle vermemiş ve kelle almamış olanlar, kelle sevici oldular.
Halbuki, bir işkembeciye gidip kelle yeseler sorun olmayacak…
Ancak insanların hayatları üzerinden kelle avcılığı yapmak, ölümlere kelle diyerek küçümsemek ilginç bir duygu…
Ne de olsa hamasetin hakim olduğu toprağın çocuklarıyız…
Ölüm üzerine methiyeler dizer hamaset üzerinden beslenir, hayatın sorunları karşısında ise kadere teslim oluruz…
Bu coğrafyanın çocukları olarak böyleyiz…

İyi ki, festivaller ve konserler iptal edilmiyor
Terör yürekleri yakarken, her yıl yapılan festivaller, konserler iptal edilsin diye fetvalar verilmeye başlandı.
Neden ülke yangın yerine dönerken çocuklarımız şehit olurken, neden yapılıyormuş festivaller… Hadi yapılabilirmiş de, konser bölümleri neden iptal edilmiyormuş!
İlginçtir, Diyarbakır’da düğün yeri PKK’nın gençlik yapılanması tarafından basılmış ve “ölümler varken nasıl düğün yaparsınız?” diyerek tehditler savrularak düğün iptal ettirilmiş…
İyi ki, bizde böyle gruplar yok…
Düşünseniz ya, festivallerin basıldığını, konser anında gençlerin sağa sola ellerinde molotof kokteyleriyle tehditler savurduğunu…
Bazen söylediklerimizin, tepkilerimizin ne anlama geldiğini bile bilemiyoruz. 
****
Tam da terörün istediği bu… Korku hakim olsun…
Hayat dursun…
Korku ve terör teslim alsın isteyenlerin, hamasetle ekmeklerine yağ süreceği söylemleri geliştiriyoruz…
Maksat konuşma, maksat yazmak… Arkasını düşünmeden…
****
Ülkede terör var, şehitler var diye….
Tüm düğünler iptal edilmiş gibi…
İnsanlar AVM’lere gitmiyorlarmış gibi…
Caddelere çıkmıyorlarmış gibi…
Geceleri eğlenmeye gitmiyorlarmış gibi…
Dostlar birbirlerinin evlerinde buluşarak iki kelimenin belini kırmıyorlar, türkü söylemiyorlarmış gibi…
Sanki hayatı unutup, teröre teslim olmalıymış gibi…
****
A be beyler hayat devam ediyor…
Terör var diye, şehitlerimiz var diye hayattan kopmayacağız…
Yine işe gideceğiz.
Yine akşam ne yapıyorsak aynısını yapacağız.
Yine hafta sonları ailemizle yada tek başımıza, dostlarla neler yapıyorsak aynılarını yapmaya devam edeceğiz.
Yine her yıl yapılan festivaller konserler yapılacak…
Hem de teröre inat…
Hem de bizi korkutmak isteyenlere inat…
Hem acımızı bal eyleyeceğiz hem de yine hayatı tüm coşkusuyla yaşamaya devam edeceğiz…
Ve yapılan eleştirilere inat, haklılığımızı ısrarla savunacağız…
Hayatı tüm çelişkileri ile, zıtlıkları ile yaşamaya devam edeceğiz.
Terörün bizi teslim almasına izin vermeyeceğiz…
Şiddetin ve terörün karşısında inatla hayatı savunacağız hem de coşkuyla…
Ve barışın takipçisi olacağız… Terörü büyütmek isteyenlere ve bizleri teslim almak isteyenlere izin vermeyeceğiz.Korhan Abay’ın Girik’ten iki kez uyarı alması

Bu yıl 16.’sı yapılan Büyükçekmece Festivali’ne haberler ve yazılarıyla katkı sunan yerel gazetelere verilecek olan gazetemizin plaketini almak için etkinliğin yapıldığı amfi tiyatroya gittik…
Bizden önce Türk Sinemasının unutulmazları arasında yerini almış olan dört dev kadınından biri olan Fatma Girik’e bu yıl onur ödülü verildi.
Girik, 10 aydır yaşadığı Bodrum’dan hiçbir yere gitmediğini, hayat arkadaşının hastanede yaşam mücadelesi verdiğini belirterek, Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün’ün daveti üzerine geldiğini ve hemen döneceğini söylediği gecede resmen erkek egemen zihniyetinin en kabasını gördük…
Hem de daha önce Girik tarafından eleştirilmesine rağmen, festivalin yıllardır sunuculuğunu yapan Korhan Abay erkek egemen zihniyetinin en kabasını bir kez daha sergiledi o akşam…
****
Fatma Girik’in Antalya Film Festivali’nde ödülünü vermek için çağırırken, “Erkek Fatma” tabirini kullandığı için fırça yediğini ifade eden Büyükçekmece Festivali’nin değişmez sunucusu Korhan Abay, bir kaz daha Girik’i “Erkek Fatma” diye çağırınca ikinci kez fırça yedi.
Girik, “Erkek gibi”  tabirinin kullanılmasını doğru bulmadığını ve kadınların aşağılandığını ifade edince Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün, durumu kurtarmaya çalışsa da seyircilerin tepki göstermesi ve Girik’e hak vermesi üzerine Abay’ı kurtarmaktan vazgeçti.
Abay’a bulunduğumuz yerden tepki gösterdik.
Abay’a bir kez daha hatırlatalım.
İyi bir sunucu olmak, entellektüel olmak galiba erkekleri, erkek egemen zihniyetinin kaba ifadelerinden ve kadınları aşağılamaktan kurtarmıyor.
“Erkek gibi kadın”  benzetmesi kadınları aşağılamak ve 2. sınıf insan görmenin bir ifadesi.
“Kadın gibi erkek”, “Kadın gibi kıkırdama” dendiğinde erkeklere hakaret oluyor, nedense “Erkek gibi kadın”  ifadesi sözde kadınları yüceltmek için kullanılan bir ifadeye dönüşebiliyor.
Bir kadının ancak erkek gibi olursa başarılı olabileceğini, erkek gibi davranması gerektiğini anlıyoruz. Bir erkeğin kadın gibi olması ise en alçaltıcı ve onur kırıcı bir duruma dönüşebiliyor…
Kullandığımız kavramlar aynı zamanda zihniyetimizi ortaya koyuyor.
Halbuki doğru olan “kadın gibi kadın”  deyimini kullanmak. “Adam gibi adam”  deyiminde olduğu gibi… Cinsiyetsizliği anlatan deyimlerden de kaçınmak gerekiyor… En azından erkek egemen zihniyeti hayatımızdan çıkana kadar…
“Erkek gibi kadın”  deyimi, aşağılayıcı tarz olan erkek egemen zihniyetinin kodlarından olan en belirgin bir deyim. Kadınların ancak erkek gibi olurlarsa başarılı olabileceğini anlatan erkekçe bir söz…
****
Bir defa yap tepki çek…
İki defa yap tepki çek…
Ama ders çıkarma…
Helal olsun…
Hani “Öküzlük baki”  diyecem ama hakaret olacak… Hani öküze hakaret olacak, Korhan Abay’a değil…
Korhan Abay, gösterilen tepkiler sonrasında inşallah bir daha kadınlar için alçatıcı olan sözü kullanmaz… Seyirciden aldığı tepkiyi görerek kendisine bir ders çıkarır…Plaketin adı ödül, önüne gelene de plaket… 

Son olarak Büyükçekmece Belediyesi’nin bu yıl yerel gazetecilere verdiği plaketler için de birkaç söz söyleyelim.
Bir, festival etkinliklerine yer verdikleri duyurdukları için yerel gazete temsilcilerine plaket verildi. Nedense ödül verilmiş gibi lanse edildi.
İki, bu yıl gazetelerinde hiç festival haberi yapmamış, gazetesini basmamış olanlara neden plaket verildi? Çünkü Başkan Dr. Akgün, bu yıl yapılan festivale katkı veren, haber yapan yerel gazeteciler diye takdim yaptı… Öyle ise “ne şiş yansın ne kebap yansın, aman kimse dışarıda kalmasın, tepki çekmeyelim”diye önüne gelene plaket verilmesini doğru bulmadığımızı bir kez ifade edelim.
Üç, lütfen bundan sonraki festival programlarında gazete patronlarına plaketlerini sponsorlar bölümünde verin. Bunu da adam gibi yapanlara verin. Gazeteleri ortalıkta olmayanlara, bayramdan bayrama çıkanlara vermeyin. 
Dört, festivali izleyen gazete muhabirlerine ayrı plaket verin… Onlara da bu plaketleri haberleri izledikleri ve haberleri yaptıkları için verin. Hiçbir habere imza atmayan, belediye bültenini aynen basanlara da sakın ola ki, plaket vermeyin…
Zaten o gazetelerin yetkilileri sponsorlar arasında plaketlerini alırlar. Böylelikle de muhabir arkadaşlarımıza da plaket verilmiş olur… En azından emek karşılığını bulmuş olur. Gazete patronları sahnede boy göstermemiş olurlar…
Beş, verdiğiniz plaketler bir yarışmanın karşılığı olmadığı için ödül değil, çünkü bir yarışma sonucunda gazetecilere plaket verilmiyor.
Beş, her yıl ulusal basından onur ödülü verirken, neden yerel gazeteciler arasından bu işi layıkı ile yapanlara bu ödülü vermiyorsunuz… İlkini verdikten sonra tepkilerden korkarak, ödülü iptal ettiniz? Lütfen korkmayın. Bir geleneği devam ettirin…
Can Dündar’a onur ödülü verildi… Fatma Girik’e onur ödülü verildi. Diğer gazeteciler onursuz, diğer sinema sanatçıları onursuz mu oldu? Beyni küçük, hesabı küçük olanları lütfen dikkate almayınız…
****
Bölgemizde iyi yerel gazeteciler var… Hem iyi haberlere imza atanlar, hem iyi gazete çıkaranlar, hem iyi köşe yazanlar, hem de 20 yıldır gazetecilik başarısı olan meslektaşlarımız var…
Ödül verince, tepki mi oluyor…
Meslek örgütlerini bu işe katın…
İşiniz daha kolaylaşır…
Bunu ulusal gazeteciler için de yapabilirsiniz…
Zararınız olmaz…
Daha adaletli ve daha doğru bir iş yapmış olursunuz…
Son söz: İyi ki, İstanbul’un dünyanın 64 ülkesinden katılanların olduğu uluslararası başarılı bir festivali var… Emeği geçenlere, emek katanlara teşekkürler… Başarınız daim olsun…
Not: Yaşlılardan oluşan Meksika Halk Dansları ekibini nereden buldunuz? Modern Dans yapan Almanya Ekibi’nin dansları, yarışmanın formatına uyuyor muydu?

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank