content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

25 May

Bütün Suriye Kerbela’dır

Kerbela özü itibarı ile zalim bir tağut’a karşı başkaldırıdır. Hatırlanmalıdır ki, Muaviye’nin ölümünün ardından onun tahtına oğlu Yazit oturmuştu. O Yezit ise İslam Ümmetine yöneticilik yapabilecek vasıfların hiç birisinin taşımıyordu. Ancak daha Muaviye’nin sağlığında Yezit için göstermelik biat trenleri yapılmıştı. Bu törenlere katılıp, Yazit’e bağlılığını, biatini sunmayanların ise vay haline olmuştu. Yezit’e her şeye rağmen biat etmediği bilinen üç kişiden birisi de Hüseyin bin Ali idi.

Hz. Hüseyin Kufelilerin çağrsına uyarak oraya giderken bu günkü Irak’ın güneyi sayılacak bir yerde Fırat Nehrine oldukça yakın bir yerde, Yazit’in Kufeye vali olarak tayin ettiği İbn-i Ziyat tarafından gönderilen silahlı bir grup tarafından yolu kesilmişti. Hz. Hüseyin çaresiz kalmıştı. Kufe’ye gitmesine de, geri dönmesine de izin verilmedi. Yalnızca Yezit’e biat etmesi halinde serbest bırakılacağı söylenmişti. Hz. Hüseyin’in yanında eş, çocuk ve diğer akrabaları vardı. Kuşatma çölde günlerce sürdü. Bütün yiyecekleri ve içecekleri tükendi. Açlıktan-susuzluktan ve çöl sıcağından bitap düştüler. Ama düşmanları çok acımasız ve çok inatçı idiler. Hz. Hüseyin’e saldırarak yanında bulunan 70 kadar yaranı ile birlikte katlettiler.

Bu olay 10 Muharrem 680’de Kerbela’da oldu. Bu yüzden İslam tarihinde Kerbela adının özel bir yeri vardır. Acımasız zalim bir tağut’a karşı Hz. Hüseyin’in masum direnişinin adı olmuştur orası. Kerbela, hem direnen Hz. Hüseyin için hem de onu insanlık dışı bir vahşete kurban eden bir tağut idari güçlerinin çatışma alanı olmuştur.
Şimd benzeri durumlar İslam dünyasının pek çok yerinde yaşanmaktadır. En çokta bu durum Suriye’de görülmektedir. 17 Mart 2011’de başlayan özgürlük feryatlarının üzerinden üç ay geçmek üzeredir. Suriye’de özgürlük istekleri sokaklarda kanla katliamla engellenmeye çalışılmaktadır. Resmi açıklamalarda bile ölü sayısı çoktan bini geçmiştir. Hangi günahları için bu insanlar öldürülmüştür? Özgürlük isteklerinin dışında ne cürümleri vardır?

Suriye’de şehirler aylardır kuşatma altındadır. Tıpkı Kerbela gibi. Tanklar panzerler, kara güçleri şehirlerin etrafını çevirmiştir. Dışarıya, içeriye kimsenin girip çıkmasına izin verilmemektedir. Yalnız bu kadar mı? Hiçbir sağlık malzemesi, hiçbir gıda ürününün girişine de izin verilmemektedir. Aylardır özgürlük isteklerinin topluca dillendirildiği, Dera-Banyas-Humus gibi şehirlere elektrik ve su gibi temel ihtiyaç maddelerinin girişi de yasaklanmıştır. Bütün Suriye giderek “Bir Kerbela” halini almıştır. Şehirler ev,ev aranmaktadır. On binlerce insan bilinmeyen yerlerde tutuklanmıştır. Nasıl işkencelerden geçirildikleri, ne kadar süre ile alıkonulacaklarını bilen de yoktur. Elbette tutuklanmalar yalnızca erkeklerle sınırlı değildir. Kadınlar da tutuklanmaktadır. Suriye bu olayları tarihte, Haçlı ve Moğol işgallerinde yaşmıştı. Emevi idaresinde yaşamıştı. Şimdi benzerlerinin daha kanlısını, vahşisini Baas idaresinde yaşamaktadır.

Yüzlerce yıldır dillerinden “Kerbela” adını düşürmeyenler, Bütün Suriye’nin Kerbela olması karşısında, sessiz ve suskundur. Suriye’de katledilen binlerce insanın dramı onları ilgilendirmiyor. On binlerce insanın tutuklanarak işkence tezgahlarından geçirilmesi de onları ilgilendirmiyor. Her cümlesinde Kerbela olanlar, şimdi suskun, şimdi seyircidir. İslam Ümmeti adına savaştığını iddia edenler, bu Ümmetin Suriye’sine karşı kayıtsız ve ilgisizidir. Suriyeliler hangi büyük günahı işlemiş olabilirler? İslam Ümmetine yol gösterici olmak gibi payeleri kendilerine cömertçe verenler, Bütün Suriye’nin Kerbela çölü gibi aylarca kuşatma altında tutulmasına, her gün sokaklarda, evlerde katledilmelerine, yaralı olarak hastanelere gelmeleri halinde orada infaz edilmelerine karşı taammüden suskun kalarak bir çeşit suç ortaklığı yapmaktadırlar.

Suriye’de azınlık diktası, % 90’lık ezici çoğunluğun kendisini hiçbir şekilde kabul etmeyeceğinin bilinciyle bu günler için belli i büyük hazırlıklar yapmıştır. 50 yıldır Suriye’nin bütün imkanları eline verilmiş olan mutlu azınlık, elindekileri var gücüyle korumaya çalışmaktadır. Eğitimli, silahlı, donanımlı ve hazırlıklıdır. Suriye’nin dünya ile bağlantısını keserek daha fazla kan dökerek varlığını sürdürmektedir.
Buna karşılık Hz. Hüseyin’i ve Kerbelayı dillerinden düşürmeyenler, nedense Suriye Kerbelasına karşı sağırdır, dilsizdir ve kördür. İslam Ümmeti adına savaşmak, ona yol göstermek gibi, ona velayet etmek gibi sanal iddia ve üvanların içinin boş olduğunu İslam Ümmeti bir kere daha görmüş oldu.

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank