content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

26 Ara

Bu Milletin Geleceği!

Bilindiği gibi milletleşme her ne kadar gelişmiş ülkelerinde on sekizinci yüzyılın başlarından itibaren başlamışsa da dünyada milletleşme ivmesi on dokuzuncu yüzyılın başlarında hızlanmıştır.

Sanayileşme konusunda muhataplarından bir hayli geride kalan Osmanlı Devleti doğal olarak kendi burjuvasını ve diğer sosyal sınıflarını oluşturamamıştır.Birinci dünya savaşına bu şartlarda giren Osmanlı Devleti yenilgiye uğradıktan sonra ayakta kalabilen askeri sınıfının tarihten gelen meziyeleri sayesinde Türkiye Cumhuriyetini kurabilmiştir

Fakat genç cumhuriyet aynı başarıyı ülkesinin omurgasını oluştururken gerçekleştirememiştir.Bu da son derece doğaldır.Zira cumhuriyetin genç hakim unsurlarının ellerinde sosyal,siyasal,kültürel ve ekonomik ideolojisini oluşturacak ne ideologları ne de dayanak yapabilecekleri ekonomik güçleri vardı.
Hal böyle olunca genç cumhuriyetin omurgası zaten o yıllarda fakir ve yarısı göçmen olan Anodolu insanının duygusu,bilgisi ve onayı haricinde şekillendi.Ve hatta bu şekillenmedendir ki Mustafa Kemal ve Kazım Karabekir’in yol ayırımına gelmesine sebep olmuştur

Bin dokuz yüz seksenlerde Tugut Özal’ın Anodolu’yu hatırlayıp yatırım yapmasıyla Anadolu kendine gelmeye başlamıştır.
Bugünkü geldiğimiz noktada herkesin görebildiği ve ittifak ettiği Tükkiye artık eski Tükiye,Anadolu artık eski Anadolu değildir.Kendini yeniden keşfettiği gibi çevresindeki akrabalarını da keşfetmeye başlamıştır.
Burada not olarak ilave etmekte fayda var;Türkiye Sovyetler Birliği’nin yıkılmasından önce yani o yılların geçerli ideolojisi çatışmacı düzende belki bu açılımı yapamayabilirdi.Zira dünyanın hakim güçleri kendisini yediden keşfeden ve bu vesile ile dokuz yüz yıllı başlarında geldikleri toprakları yeniden hatırlayan bir Türk halkı ve devleti işlerine gelmezdi/izin vermezlerdi.
Konumuza dönersek;(Er veya geç olacak olan)Bu keşfetme sonucunda Anadolu insanını da bir çıkmaz içerisine soktuğunu da görüyoruz.Zira gerek devletin izlediği kültürel politikalarla ve gerekse dünya şartlarından dolayı Anadolu insanının da eski Anadolu insanı olmadığını görüyoruz

Nitekim,özellikle AKP iktidarı zamanında palazlanan yeni burjuva adaylarının hiçte Anodolu gelenek ve göreneklerine layık insanlar olmadığını görüyoruz.Bana savaş kazanmış ordunun genimet talanına girmiş askerlerini hatıyorlar.
Yani bir anlamda (Anadolu’dan geçinen ama Anadoluyu küçümseyen)İstanbul Dükalığının format değiştirmiş halleri gibiler.İstanbul Dükalığı Avrupanın sosyetik yerlerini mekan tutarlarken onlarda (Umre ayağına) Mekke’nin ve Medine’nin beş yıldızlı otellerini mekan tutuyorlar. Yani mankurtlaşmış, protastan ekmeği ile semirmiş Müslümanlardırlar. Bu böyle gider mi? Ben gitmeyeceğini ve Anadolu insanının kendine has yaşam biçimine döneceğini inancı içerisindeyim. Yeniden; kanaatkar,manayı maddeden önde tutan,sahip olduğu servetin Allahın millet uğruna harcanması gereken emaneti olduğunu aklından çıkarmayan yönetici,aydın ve burjuva sınıfı bir gün oluşacaktır elbet. İşte Anadolu o zaman altın çağını yeniden yaşayacaktır ve o zaman gerçekten millet olmanın onuru ve grurunu taşıyacaktır. Bu belki nesiller alacaktır,ama mutlaka birgün gerçekleşecektir.Zira tarih göstermiştir ki,herşey birgün aslına rucu etmektedir.
Bu günlerimize de şükür…Zira zararın neresinden dönülürse kardır,değil mi?

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank