content
02 May

BMKM’de Refik DURBAŞ Gecesi

30 Nisan 2009'da Barış Manço Kültür Merkezi'nde düzenelenen Refik DURBAŞ Edebiyat ve Şiir etkinliği, şiir severlere eşsiz bir gece yaşattı. Bu etkinliğe imza atan Barış Manço Kültür Merkezi ve 1884 Vakfı yetkililerine tekrar teşekkür ediyorum. 

Şiir ve anılarla dolu bu keyifli gece, Cüneyt TÜREL ve Tilbe SARAN'ın insanı alıp uzaklara götüren sesleri eşliğinde ve Refik DURBAŞ şiirleriyle başladı. Dinledikçe hüzünleniyor, dinledikçe coşuyorsunuz sanki. Her dizesinde gözlem ve insan kokan bu şiirler, insana inancın birer simgesiydi adeta.

Gecenin ilk konuşmacısı Turgay FİŞEKÇİ'nin deyimiyle R. DURBAŞ, kendine özgü bir şairdir. Turgay FİŞEKÇİ'nin hatıralarına bir göz atalım...

60 kuşağı içinde Refik DURBAŞ, kendine özgü bir şairdi. O'nunla "Sanat Emeği" adlı dergide, düzelti işlemleri vesilesiyle tanıştım ve bir daha da ayrılmadım. Memet FUAT, "yazılmış kalıpta ve konuda şiir yazmak kolaydır. Örneğin; bir stadyumda takımın coşkuyla destekleyen bir taraftarın heyecanını yazmak zordur. İşte Refik DURBAŞ, böyle şiirler yazar" derdi.

Turgay FİŞEKÇİ'nin ardından, Doğan HIZLAN'daydı konuşma sırası. Hızlan, Refik DURBAŞ'ın şiirlerinde trajedik ironi vardır diyerek, bu şiirlerde gözlemin ağır bastığını belirtti. Doğan HIZLAN, "Kehribar" ve "Çırak Aranıyor" isimli kitapların kendisinde ayrı bir yeri olduğunu dile getirerek, konuşmasına son verdi. (Refik DURBAŞ'ın ilk şiir kitabı Kuş Tufanı, 1971'de yayınlanmıştır. Ayrıca; Çırak Aranıyor kitabıyla Yeditepe Şiir Ödülü'nü almıştır).

Konuşma sırası Cevat ÇAPAN'A geldiğinde, elinde bir şiir kitabıyla çıktı kürsüye Sayın Çapan. Şarlo yaşasaydı, O da burada olmak isterdi dedi ve Şarlo'ya yazılmış birkaç şiir okuyarak katılımcılara veda etti. İzleyenler, Refik DURBAŞ'a ait anılarına ortak olurken bir yandan da Cüneyt TÜREL ve Tilbe SARAN'ın sesinden şiirler dinleyerek, gecenin güzelliğine kapılıp gittiler. Bu esnada Sadık GÜRBÜZ de sazıyla sözüyle kulakların pasını sildi. Saz ve ta çalgıları üzerine önce Muzaffer ÖZDEMİR'i sonra Sadık GÜRBÜZ'ü kesinlikle tavsiye ederim. Bu iki ustayı mutlaka dinlemeli ve yaşamalısınız.

Etkinliğin bir başka konuşmacısı Eray CANBERK idi. Fakat Sayın Canberk rahatsızlığı nedeniyle geceye katılamamış ve bir mektup göndermişti. Refik DURBAŞ ile geçen günlerini anlatıp hatıralarını paylaşan Canberk, başta Refik DURBAŞ omak üzere tüm katılımcıları selamlayan sözleriyle mektubuna son verdi. Bu mektubun ardından kürsüye şair Ülkü TAMER çıktı ve Türkçe'm Gitti Yanmışım şiirini (R. DURBAŞ) okuyarak kürsüden ayrıldı.

Gecenin son konuşmacısı Semih GÜMÜŞ oldu. 74'te rastladığı Hücremde Ay Işığı adlı kitabıyla Refik DURBAŞ'ı tanıdığını belirtti. Bakalım Sayın Gümüş, başka neler anlatmış katılımcılara...

Refik DURBAŞ, duyarlılıkla yetindi ve kavga şiirleri yazmadı. Durbaş'ın hayatı ne ise şiiri de oydu. O, hayatın ayrıntılarını paylaşır şiirlerinde. O'nu tanıyanlar bir daha O'ndan kopamazlar. O, kalender ve alçakgönüllüdür.

Gecenin sonunda mikrofonu Refik DURBAŞ alıyor mikrofonu ve küçük bir teşekkür konuşması yaparak izleyenleri selamladı. Bu keyifli gece böylelikle son bulmuş oldu. Kutlarım Refik DURBAŞ, nice güzel yıllara...

Onlar ki aydınlık üzre/ecel toprağına umut ektiler/

Ay dolandı vay deli gönlüm... (Bu şiir, Refik DURBAŞ'a ait olup Sadık GÜRBÜZ tarafından bestelenmiştir).

Etiketler : , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank