content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

25 Ağu

Bizim Elimizde

Bazen bir ağacın duruşundan tutunda bir çiçeğin renginden, bir eşyanın şeklinden, hiç tanımadığımız bir insanın hal ve hareketlerinden etkili bir yazı belki de şiir yazabiliriz.Bazen de tüm bunlar için uzun süren çabalar içerisine girer ama hiçbir şekilde yazı ve şiir yazamayız. Bazı zamanlar ise konu gelir, günlerce peşinize bırakmaz, yakanıza yapışır ve size beni yaz der.Ben şuan üçüncü aşamadayım. Konum bana bir değil üç dört kişi ile birlikte geldi. Hepsi bir birinden farklı gibi dursa da özde aynıydılar. Bazen kalbimi zorladılar, bazen beynimi, en çok çenemi yordular. En sonda yazmama sebep oldular.Çevremde bir çok başarılı insan var. Başarıya eğilimli ya da doğuştan başarılı olanların sayısı daha fazla. Bir kısmı yeteneğinin farkında değil ve kendi kendine engeller koyuyor önlerine. Bir kısmı da yeteneklerinin farkında engeller peşlerini bırakmıyor. Hal böyle olunca insanlara karşı öfkeli, kızgın, ümitsiz, sevgisiz oluyorlar. Oysa tüm bunlar yanlış.İnsanlar kıskançtır, fesattır, bencildir, çirkeftir. ( kendimizin bile böyle olduğu anlar az değil) her insan dostumuz değildir. Gerçek dostumuzu da görmezden geliriz. Unuttuğumuz tek gerçek ise aslında her daim yalnız olduğumuzdur.

Mesela: bir fikir buluruz. Bulduğumuz bu fikir o kadar iyi bir fikirdir ki hemen eyleme geçmek isteriz. Kendi kafamızdan olumsuzluklara basit çözümler bulur halledeceğimizi düşünür fikrimiz için deha detaylı hareket etmeye başlarız. Sonra da çevremizdeki insanlarla paylaşmaya başlarız. Çoğunluk alkış tutar destekler, zaten ayaklarınız yere basmıyordur aldığınız tepkilerde sizi daha çok teşvik eder. Çoğunluk size hep destek olacaklarını söylerler. Fakat içlerinden bir kaçı size gerçekten destek olur; hem maddi hem manevi anlamda... Fikriniz eyleme geçtiğinde, bir çok yol aldığınız da çoğunluk yavaş yavaş sizi bırakmaya başlar. Arkanızı döndüğünüzde belki de hiç birini göremezsiniz. Büyük bir hayal kırıklığı yaşar, suçlayacak kişi ya da kişiler arasınız.

Oysa asıl suçlu biziz. Yeni fikirle cezbe kapılırız. Yeni fikirlerle kendimize çok güveniriz ve herkes bizi desteklesin isteriz.

Herkes olumlu düşünsün kimse olumsuz bir söz söylemesin , bize hak versin isteriz. İçlerinden bir ya da bir kaçı bize gerçekleri söyler, olumsuzlukları sıralar. ( bunlar genellikle doğruyu söylerler) o düşünceleri kabul etmek istemeyiz. Bu sefer karşı tarafı ikna etmeye çalışırız. aslında biliriz doğru söylediğini ama kabullenmek istemeyiz. Ve onun da olumlu düşüncelere sahip olması için sıraladığı her olumsuzluğa bir çözüm bulmaya çalışırız. en çok kendimizi kandırdığımızın farkına varmadan. Çünkü biz bir karar vermişizdir. O fikir eyleme geçecek ve biz her şekilde başarılı olacağız.

Olumsuzluklar yer edinemez bizde. Bu yüzden söylenenler bir kulağımızdan girer öbür kulağımızdan çıkar.

Gün olur isteklerimiz gerçekleşir. Bir şekilde başarır, başarıyı yakalarız. Bizimle birlikte olumlu düşünenlerle yan yana omuz omuza güle oynaya geçer günlerimiz. Fakat ayağımız aksadığında ise hep bize olumsuzlukları sıralayanlar yanımızda olur. Hatta düştüğümüzde bile ellerimizden tutar bizleri ayağa kaldırırlar. Diğerleri ise türlü bahaneleri ile yanımızdan uzaklaşmışlardır. Biz olumsuz örnekleri sıralayan dostlarımıza dertleniriz. İnsanlardan nefret ettiğimizi, güvenmediğimizi ya da zorlukların neden hep bizi bulduklarını söyleriz. Belki de tüm öfkemizi onlardan çıkartır.

Çevremizden onlarda uzaklaşır. Yalnız olduğumuzu fark edince hayattan daha çok nefret ederiz.

Kimimizin de hayat şartları başarıya engeller olur. Yaşadığımız olumsuzluklar, aileden göremediğimiz sevgi, uğradığımız ihanetler, maddi manevi yetersizlikler çabuk pes etmemize, yine insanlardan nefret etmemize neden olur.

Hepimiz hayatımızda mutlaka bir psikoloji ya da başarı öyküsü okumuşuzdur. Okuduklarımız tamamen gerçek olmasına rağmen bizlere hikaye gibi gelir. Çünkü onlar bizlerin yapamadıklarını yapmışlardır. Unutulan bir şey vardır ki her okuduğumuz başarılı hayat aslında insanların yalnız olduklarını göstermiyor mu?

Kaç başarılı hayat mutlu sona ermiştir. Hangi bilim adamı, hangi iş adamı, hangi sanatçı bir anda olumsuzluklar olmadan başarıyı yakalamıştır? Bir çoğu çocuklarından itibaren sorunlarla büyümüştür. Kimi ya çok fakirdir kimide doğuştan rahatsızdır. Kiminin hali vakti yerinde olsa ilerleyen zamanlar da aklını yitirmiştir. Ya da uyuşturucu bağımlısı olmuş, mutsuz bir evlilik yaşamış, belki hiç sevememiş, ömrünü hapis hanede geçirmiş, yokluk içinde ölmüş ve değeri öldükten sonra anlaşılmıştır.

Hiçbir insan dört dörtlük bir hayat yaşamaz. Başarıya ise acı çekmeden, zorluklar yaşamadan kavuşamaz. O zaman neden her zorlukta, neden her olumsuzlukta karaları bağlıyoruz. İnsanlardan nefret ediyoruz. belki de her an ölümü düşünüyoruz???

Biz insanlar benciliz. Başarılıyı çok nadir tebrik ederiz, kıskanırız, hazmedemeyiz. Ayak kaydırmak için elimizden geleni yaparız. Ama er ya da geç gerçeği kabullenmek zorunda kalırız.

Bu yüzden pes etmek, hemen her fırsatta insanlardan nefret emek yok. Acılarımız, hayal kırıklıklarımız elbetteki olacak. Önemli olan tüm bunların üstesinden gelebilmek. Her şeye rağmen insanları sevebilmek. Karşılık beklemeden, çıkar gözetmeden. Başaracağına her daim inanarak. Yaşadığın tüm olumsuzları bir şans bir fırsatmış gibi düşünerek onları başarımızda en önemli unsur yaparak...

Kazanmakta, kaybetmekte bizim elimizde...

 

Etiketler : ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank