content Güney Marmara Yaşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni
23 Oca

Bir Söyleme Balıklama Atlamak!.

Kabul etmek gerekir ki, siyasi üslup ve siyasi atraksiyon konusunda, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, şu anki mevcut rakiplerinin fersah fersah önünde...

Zaman zaman Necmettin Erbakan Hoca’nın talebesi olduğunu gösteriyor, ama sanki daha çok gençlik dönemlerinde bırakın Türkiye’nin, belki de dünyanın en karizmatik siyaset adamları arasında yer alan Süleyman Demirel’in etkisi altında kaldığı anlaşılıyor.

Özellikle ana muhalefet partisinin lideri konumunda bulunan Deniz Baykal’ın, yarım yüzyıllık siyasi geçmişine ve kariyerine bakıp da, Başbakan Erdoğan önünde bir adım önde olduğu sanılırken, Erdoğan’ın en kritik anlarda, en egzantrik ataklarla, çok daha fazla önde olduğunu göstermesi, kimi liderlerin ardından egzoz gazı yuttuğunun bir göstergesi olarak ortaya çıkıyor.

Dikkat edin bakın!.. Türkiye, ne zaman siyasi ya da ekonomik anlamda olumsuz bir sürece girdiğinde, hükümetin ne zaman başı bir takım konularla ilgili olarak sıkıştığında, ortaya atılan bir konu, hepimizin gündemini değiştiriyor.

Başta siyasi ve medya olmak üzere hepimiz, hurra bu konunun üzerine balıklama dalıyoruz ve asıl önemli olan konunun dışına kendimizi atıyoruz.

Bu dalgalanma da, genellikle ülkenin yumuşak karnı olarak görülen türban ile sağlanıyor.

Türkiye, türban konusunda öylesine bir gerildi ki, artık neredeyse türbancılar ve antitürbancılar olarak, ortaya farklı bir kimlik yapımız bile çıktı.

Kimi kesimler, öylesine aportta bekliyor ki, türban konusunda birisi birşeyler söylese de, hemen üzerine atlayıp, o konudaki görüşlerimizi açıklasak ve gündemi de alt üst etsek diyor, adeta...

Türkiye’nin neredeyse 500 milyar dolar sınırına ulaşan iç ve dış borç toplamı, her hafta ödenen 1 milyar faiz sarmalı, PKK’ya karşı sürdürülen askeri operasyonlar, PKK’lıları dağdan indirmek için hazırlanan af tasarıları, (her ne demekse) yapılmaya çalışılan ilk sivil Anayasa çalışmaları, borsanın tepetaklak gelmesi ile dengesi bozulan ekonominin yanı sıra tekrar tırmanmaya başlayan dolar ve ülkeyi yakından ilgilendiren her türlü hayati sorun, bir türban sözü ile bir kalemde geri planda bırakılıyor.

Sanki herşey güllük gülistanlık gibi, ortalık toz pembeye boşanmış olarak mutluluk ve refah fazlamızı, ortaya atılan bir türban kelimesi ile alevlendiriyoruz!..

Asıl anlayamadığım, ülkenin en çok ihtiyaç duyduğu sosyal adalet kavramını tam anlamıyla yerleştirmekle yükümlü olan koca koca kurumlarımızın, kendilerini yakından ilgilendiren başka konu kalmamış gibi, her türban olayında ağır ağır açıklamalarda bulunmaları...

Bizzat benim başımda olduğu için biliyorum. Son derece basit bir davam tam 3 yıldır sürüyor. Ne kadar süreceği de meçhul!..

Hiç kimsenin aklına “geç gelen adalet, adalet değildir” sözü gelmiyor. Özellikle adalet dağıtmakla yükümlü olan kurumların başındakiler, adaleti en seri ve en adil şekilde dağıtmakla ilgili tek kelam etmezlerken, türbanla ilgili çarşaf çarşaf açıklamaları, bir anlamda yangına da körükle gitmekten başka bir anlam taşımıyor.

Sanki Başbakan Erdoğan bilmiyor mu, bu ülkede türban ile ilgili şu aşamada herhangi bir gelişmenin olmayacağını.

Haa, biz diyoruz ki “Yolunu yapıyor!..”

Yoo, sadece bence bu şekilde düşünmemizi istiyor. Ve işin kötüsü de başarıyor.

Eh, karşısında böylesine mal bulmuş magribi gibi aportta bekleyen bir medya, bir siyasi muhalefet ve boşta gezer kadro olunca, o da elindeki oyuncakla bol bol oynuyor.

Belki de, “Helal olsun bana, bir anda nasıl gündemi değiştirip, milletin aklını başka yerlere çekiyorum” diyerek de kıs kıs gülüyordur.

Nereden aklıma geldiyse, “Kılavuzu karga olanın, burnu şeyden çıkmazmış” derler. Kılavuz da belli ya!.

ÇEVRE KİRLİLİĞİNİN YARATTIĞI FELAKETTEN İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE, KURAKLIĞA, KİMSESİZLİĞE, ŞEFKAT VE SEVGİNİN ANLAMINA, İNSANIN YÜCELİĞİNE VE ONUN ANALIK DUYGULARI İLE MERHAMETİNE KADAR AKLA  BİR ÇIRPIDA   GELEN DUYGULARI SİZİNLE PAYLAŞMAK İSTEDİM.

DOĞRUSU ÇOK ETKİLEYİCİ

TEK KAREDE BU DENLİ DUYGULARI GÖSTEREBİLEN FOTOĞRAF SANATÇISINI AYAĞA KALKIP ALKIŞLAMAK GELİYOR İNSANIN İÇİNDEN.

VE İNSAN DÜŞÜNMEDEN EDEMİYOR, GERÇEK ÇEVRECİ BİZ MİYİZ, YOKSA BİR MEMESİNDEN ÇOCUĞUNU, BİR MEMESİNDEN DE YETİM BİR MAYMUN YAVRUSUNU EMZİREN BU KADIN MI? KARARI SİZ VERİN!.

Etiketler : , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank