content

10 Ara

Bir Liberal: ‘Kardeşler İsterlerse Evlenebilmelidir’

İslam ve diğer tüm dinlere düşman olan Liberalizm’i iki üç kelimeyle izah etmek gerekseydi, söylenecek şey ‘hadsizlik ve sınırsızlık’ olurdu.    

Liberalizm nedir diye sözlüklere baktığımızda tam da bu anlama gelen tarifler verildiğini görüyoruz.Mesela D Mehmet Doğan sözlüğünde, ‘geniş mezheplilik, ahlaki serbestlik’ olarak tarif ediyor liberalizmi.
Türk Dil Kurumu’nun 1974 baskılı sözlüğünde ise liberalizmin Türkçe karşılığının ‘erkincilik’ olduğunu belirtip bizi bu uydurulmuş kelimeye yönlendiriyor.
Erkinliği yani liberalizmi ‘herhangi bir biçimde herhangi bir koşula bağlı olmayan, istediği gibi davranan, dinin ileri sürdüğü inançları eleştiren’ olarak kaydediyor.
18.  yy tefeciliğiyle aynı zamanda ortaya çıkan bu sözde özgürlükçü akımın en önemli özelliği, devletleri ve toplumları özgürleştirme masalıyla ahlaksızlaştırmak…
Açıkçası her türlü dinî değeri reddeden, ahlaki sınırları olmayan, fırsatını bulanın her türlü melaneti işleyebildiği bir küresel ayyaşlık.
Bir süredir Türkiye’nin İslamcı gazetelerinin birinde, bu ülkenin okurlarını ifsat eden, aynı zamanda bir akademisyen olan liberal yazar, öğrencilerin evlerde kızlı erkekli kalıp kalmamaları tartışmaları yapıldığı günlerde,  “kardeşler isterlerse evlenebilmelidir” diyor.
Bırakınız iki yabancı karşı cinsin bir arada yaşamasını, isterlerse kardeş hatta evlatla ebeveynin birbirleriyle evlenebilmesini isteyecek kadar hadsizleşen, aşağılıklaşan bir görüştür liberalizm.
Son yıllarda ‘femen’ adı verilen ve toplumları iffetsizleştirmek için finanse edilen yapılar, ne yazık ki sağdan sola, uçtan uca birçok kişiyi etkisi altına almış durumda.
Her türlü kutsala saldıran liberalizmin asıl amacı, toplumsal köleliği artırıp, büyük servet sahiplerinin hegemonyasını güçlendirmek...
Almanya’da başlayan; İngiltere, Fransa, İspanya ve ABD’yi ele geçirdikten sonra tüm dünyayı saran tefecilikle, ölçüsüzlük, hadsizlik ve ilkesizliğin aynı anda gelişmesi elbette bir ‘tesadüf’ değil.
Darvinizm, liberalizm, sosyalizm şeklinde devam eden bu tür materyalist ideolojilerin her biri kurgulanmış ve de belirli küresel iblislerce finanse edilen, insan ve onun kadim birikimini değersizleştirme projeleridir.
Bunlar gerektiğinde ‘sığır tenyası’ gibi ‘kuluçka’ya girerler. Bulunduklarda havzayı kirletmek için münafıklığın dik alasını yaparlar.
1980 öncesinde olduğu gibi solcu kimliğine sahip bazı kimselerin daha sonraki yıllarda değişik kimliklere bürünmeleri normaldir, çünkü bunlar tenya veya sığır tenyası gibi omurgasız olduklarından hemencecik dönemin rengine bürünüverirler.
Gün gelir dindar gazetelerin köşelerini kaparak, o camianın sağlam kalan az sayıdaki gencinin de zihinlerini kirletmeye gayret ederler.
Birde bakmışsınız “özgürlük anlayışım iki kardeşin evlenmesini normal karşılıyor” diyerek, tüm zamanların ve tüm inançların ahlakî değerlerini tuzla buz edivermişler.
Her ne kadar Stalin eleştirisi olmakla birlikte, George Ovel’in ‘Hayvanlar Çiftliği’ aynı zaman da bir liberalizm eleştirisi olarak da okunabilir.
Küreselleşme’ adı verilen modern sömürü sistemi yine bir liberalizm kurgusudur. Dilediğini dileği gibi yaparak, istediği gibi at koşturarak toplumları inanç, siyaset, kültür, finans, sağlık gibi zaviyelerden sömürerek kendine köle etmektir.
Bu sapkın düşüncenin mensuplarına değer verip köşeler açmak, dostu düşmanı karıştırmak olsa gerek. Bu bile liberalizmin hayli başarılı olduğunu gösteriyor.

Etiketler :

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank