content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

22 Eki

Bir Evdeyiz Ve Halen (iş) Birliği(ni) Tartışıyoruz

17 yaşındayım. 70'li yıllar... Sefaköy İnönü mahallesinde bir evdeyiz. Evin üst katları inşaat halinde. Üçüncü yada dördüncü katta büyük bir toplantı yapıyoruz. Dışarıda arkadaşlarımız toplantının güvenliğini almış durumdalar. Doktor Mehmet konuşuyor. Her zaman ki çoşkusuyla... Sovyetler Birliğini anlatıyor. Sosyalizmin kalesini ve en son SBKP kongre kararlarını açıklıyor. Sosyalizmin kazanımlarını anlatıyor ve bizde ülkemizde eşitliğin ve özgürlüğün bayrağını dalgalandıracağımız o güzel günlerin hayallerini kuruyoruz. .................. 12 Eylül'ün ilk günleri ortalık tam bir kurt kapanı.

Gözaltılar ve işkenceler tüm hızıyla devam ediyor. Partiden haber alamıyoruz. Tam bir dağınıklık yaşanıyor. Bir evdeyiz ve radyoyu dinliyoruz. Biz ülkedeyiz ve ülkeden haber almak için radyoyu dinliyoruz. Parti üst yönetimi 12 Eylül'ü değerlendirmekte çuvallıyor. Yoldaşlarımız göz altında... Toplu tutuklamalar ve ev basmalar tüm hızıyla devam ediyor. 12 Eylül faşizmine karşı direnecek olanlar tam bir dağınıklık içinde. .................. 12 Eylül'ün bir ay sonrası ekim ayındayız. Bir evdeyiz ve cezaevlerindeki yoldaşlarımıza notlar göndermeye çalışıyoruz. Gece yarıları hazırladığımız notları muma tutulduğunda okunabilecek yöntemle içeriye haber gönderiyoruz. .................. 80'li yıllar parti içinde müthiş bir iktidar kavgası yaşanıyor. Asıl kavga 12 Eylül faşizmi ile olması gerekirken, parti içinde hesaplamaşlar yaşanıyor. Bir evdeyiz ve partiyi, yöneti tartışıyoruz. Binlerce insan yitirilmiş ve onbirlerce insan cezaevlerinde, partimiz ve sol toparlanmaya çalışıyor. Yoldaşlarımızdan SODEP'e katılmalar oluyor. Gitmeler yer yer destekleniyor, engellenmiyor. Sol kamuoyunda büyük bir heyacan yaşanıyor. Ancak yinede "bir insanın bir partisi olur" diyerekte gidenlerle tartışıyoruz. ........... Geçtiğimiz Perşembe günü Eskişehir'deyiz, acı haberi alıyorum. Bir evdeyiz. Sevgili hocamızı kanserden yitirmişiz. Sabahlara kadar konuştuğumuz, toplantılar yaptığımız o eve gidiyorum. Kapıdan içeri girdiğimde hocamızın annesi "Sen Ali değil misin?" diyor. Aradan yıllar geçmiş. Her zamanki sessizliğini koruyor. Doğduğunda kucağımda tuttuğum oğlu ve kızı içeri giriyor. Sarılıyorum ve ağlıyorum.

O evdeyiz, ben büyüdüm. Oğlum benim ülkeyi kurtarmak için mücadele ettiğim yaşta. Ben ise orta yaşlarda. Oğlumun yaşında tanıştığım eski yoldaşım bugün yok. Eski yoldaşlık ilişkileride yok... ......... 12 Eylül'ün yıl dönümü yaklaşıyor. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal Cumartesi günü Mimarsinan Balık Festivali'ne katıldı. Bir avuç insana konuştu. Solun birliğinden tek söz yok. Aradan yirmi üç yıl geçti.

12 Eylül Faşizminin ürünü anayasa hale yürürlükte. Ülkede demokratik güçlerin birliğine her zamankinden daha fazla ihtiyaç var. Bir gün sonra Esenyurt meydanında SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın ve Belediye Başkanı Dr. Gürbüz Çapan binlerce çoşkulu kalabalığa sesleniyor. Dr. Çapan koşulsuz birlikten söz ediyor. Birliğin önünde kendisini engel olarak görenlere mesaj gönderiyor. "Birlik için koşulsuz çekilirim. Hiçbir yerden aday olmam." Karayalçın ise birlik mesajı değil, seçim işbirliği mesajı veriyor. Ne ironi değil mi? Bir kaç gün sonra 12 Eylül'ün 23. yıldönümü... Kendimi bildiğimden beri ülkenin toprakları üzerinde sol birlik yada güç birliğinden söz ediliyor. Bu ülkenin toprakları üzerinde demokrasi için çok bedel ödemişler birlik yada seçim işbirliği için yan yana gelmesini ve ortak akıllarını kullanmasını yine beceremeyecekler (mi?) Yan yana durmayı yaşarken göremeyecek miyiz? Yaşarken demokratik bir ülkede yaşamının hazzını duyamayacak mıyız? Yan yana birşeyler başarmanın mutluluğunu yaşayamayacak mıyız?

Etiketler : , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank