content
23 Nis

Bir Büyük Soluk Egemenlik

“BÜYÜK sevinci paylaşmak, o sevinç içinde can bulup birbirimize sarılarak ayakta kalabilmeyi başarmak. Ve bu başarıyı toplumumuz adına yaşarken, bireysel gücümüzün önemini kavramanın titizliğiyle sorumluluklar almayı yadsımak."
"Bir bütünün içinde var olmanın heyecanıyla canlanmak, egemen olmak. Egemenliğin kayıtsız şartsız milletin gerçeğindeki gücü yakalayıp, topyekûn birlik olmanın güzelliğine varabilmek."

23 Nisan 1923'ün bende çağrıştırdığı duygu ve düşünceler…
Ama o büyük günün öyle büyük bir tadı var ki, belleğimin damağında kalan lezzetini anlatmak mümkün değil.
Yüzümdeki coşkuyu görüp de egoistlikle karıştırabilirsiniz. Yoo, egemenlikle egoistliği aynı kefeye koyamayız. Ses yorumu benzeşse de anlam itibariyle akraba bile değiller.
Egemen olmak; Türkçe sözcükte "Buyruğunu yürüten, hâkim, kendisinden daha yüksek ve ulu bir şey tasarlanamayan" olarak belirtilmiş.

Egoistliğin ritmik atışları "Ben- Ben-Benim-Benim" diye atarken, egemenliğin kalbi de "Sen-Seninle-Biz-Bizimle" diye bana seslendiğini duyarım.

Egoistlik her an ok atmaya hazır yay gibi gerilmiştir.

                                     ***
Egemenlik ise sakinliği ile huzur verir.

                                      ***

Egemenliğin sakinliğinde, büyük bir disiplin zindeliği hissedilir. Öyle bir zindelik uzanır ki, tutarsan bütünün içindeki varlığı yakalar, insan olmanın onuru ile tanıştırır.
Ya tutamazsak?
Ya elini uzatmaktan vazgeçip, korkarsak? İşte o zaman, egoist insanları tufeyli gibi sırtında taşımaya namzet oluruz.

                           ***
Sonra düşünürse insan "Ben nasıl egemen olurum?" diye.
Sorulur mu bu…
                          ***
Egemen olmak; hissetmekle başlar. Elimle tuttuğum, gözümle gördüğüm her şeyin, kalbimde taşıdığım her değerin kıymetini bilerek soluk alabilirsem onu hissedebilirim.

İçimde yaşadığım kültürün derinliklerinde istiridyeleri yakalayarak onları sabırla paha biçilmez inciler yapıp toplumun hizmetine ulaşabilmemi ister.
               ***
Hangi yaşta olursak olalım, bir aile bireyleri arasındaki sıcacık, sevgiyle, saygıyla yoğrulmuş özgün sorumluluğunu yaşadığımız toplumunda da hissetmek…
              ***
Türkiye olarak dünya üzerindeki yerimizi doldururken dini, dili, ırkı ne olursa olsun, bütün milletleri kendimiz için sevip, koruyabilmemiz, bizi egemenliğin evrensel boyutuna ulaştıracaktır.
              ***
Evet, sana söylüyorum küçük çocuk! Yarının büyük soluğu…
Nüfusumuzun büyük çoğunluğunu temsil ediyorsun. Kaç ülke bizim kadar genç nüfusu bünyesinde barındırılabiliyor?
Hangi ülke egemenliğine bir bayram heyecanı katmış?
Hangi gençlik, ortak kültürlerini böylesine birbirinin içinde motif motif işleyebilmiş?
Hangi genç insan, büyük bir adamın, bir büyük soluğun içinde yaşamanın ümit, güven ve sorumluluklarına nail olabilmiş?
             ***
Bize, sadece bize nasip olmuş.
              **

Atatürk gençliğin gücünü en güzel şekilde göstermemiş mi?

                                     ***
Atatürk Türkiye Cumhuriyetini dünyaya ilan ederken şöyle seslenmiş; "Tüm dünya tek bir vücut ve uluslar da onun organları olarak düşünülmelidir… Ebedi barışı sağlamak için uluslararası önlemler alınmadır.
Yeryüzünün her parçasında sefaletin yerini refah almalıdır. Böyle dünyanın yurttaşları hasetten, nefretten ve hırstan özgür kalacaktır."(*)
 (*) Armstrong'un Bozkurt adlı eserinden alıntı

                                      ***
Egemenliğimiz milli sınırlarımız içinde sindirirken, dünyadaki bütün insanları da sararcasına bu büyük adım içine çekmek, egemenliğin evrensel boyutunda can bulmak.
            Unutmayalım ki, canlar birleşince ancak heyecan gür olur.
Sizler birer cansınız, çocuklarımız… Atatürk sizlere güvendi ve armağan etti. Haydi utandırmayalım.
Tüm çocuklarımızın ve içimdeki büyümeyen çocuğun Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutlarım.

Etiketler : ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank