content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

25 Kas

Ben de “İngiltere Bizi Neden Öptü” Diyordum!

Cumhurbaşkanımız Sn. Abdullah GÜL'e yapılan şa'şaalı karşılama töreni karşısında haklı olarak göğsüm kabardı. Biz bu karşılamayı TÜRKİYE olarak hakediyorduk. Yani böylesi karşılama bizim için aslında LUTUF değildi. Zira dünyanın en önemli ülkelerinden bir ülkenin en üst düzey yetkilisinin ziyaretiydi. Üstelik aradan onlarca yıl geçtikten sonra bu düzeyde bir ziyaret gerçekleşmişti.

Neyse ki bu ziyaret beklenildiği ve hake dildiği ölçüde vukuatsız gafsız gerçekleşti. Göremediğimiz veya bize gösterilmeyen durumlar hariç tamamlandı ve geride kaldı.

İyi de yine de biz bu İngilizleri tanırız. Dünyada MENFAAT anlamında işini en iyi bilen ülkelerin başında gelirler. Birleşik devletler (USA) bile bu konuda İngiltere kadar usta değildir zira kendilerinin sürekli başına ağrıtan İsrail devletinin şımarıklıklarını, kaprislerini, kanlarını, pisliklerini temizlemekle geçmekte.

Kapı arkalarındaki veya "(out) of record" kayıt dışı görüşmelerde kim bilir sayın Cumhurbaşkanımıza ne tür emeller beklentiler, imalar, zorlamalar veya dayatmalar öne sürdüler bilemiyoruz. Amu şunları çok rahatlıkla tahmin edebiliyoruz.

Kıbrıs (Yunanistan))) AB Dönem Başkanı Olacakmış(!)

Hani malum bir espri vardır: Vücudun organları bir müdür seçmek istemiş te, adı malum olan organımız müdür ben olmalıyım demiş ve diğer organlar da bunu kayıtsız şartsız kabul etmek zorunda kalmış. Hem ekonomisi de kötüye giden Yunanistan'a bu bahaneyle biraz daha kaynak aktarılabilmiş olur.*

İngiltere der ki:

Ey Türkiye, Ey Cumhurbaşkanı;

Biz Kıbrıs'ı AB'ye dönem başkanı yapacağız.  Siz de AB üyesi adayısınız ya hani. Buna ses çıkarmayın, buna tepki göstermeyin, üyelik adaylığınızı yeniden değerlendirmeyin. Bağırıp çağırmayın, şu Başbakanınıza söyleyin uslu dursun. Kükremesin. Bak siz karı koca GÜL gibisiniz, cicisiniz, şirinsiniz, sizleri çok ama çok seviyoruz. En güzel GÜL sizsiniz, falan feşmekan.

Cumhurbaşkanımız da güzel bir demeç verdi: "Böyle birliğe böyle başkan" Yani "kel başa dişsiz)) tarak" demek istedi. Evet Cumhurbaşkanımızın bu istihzası hem Avrupa Birliği'ni küçük görücü, hem de Yunanistanı teskil edici bir ifade idi. Ama burada durum sadece istihza ile geçiştirilecek bir durum değildir. Zira tamamı Yunanistan olarak gösterilen bir Kıbrıs'ı biz zaten kabul etmedik ki, böyle bir (sözde) ülkenin Türkiye'nin girmek istediği birliğe dönem başkanı olması Türkiye Cumhuriyeti'nin Kadim kişiliği, ilkesi ve tutarlılığıyla örtüştürülemez.

Bu Durumda Neler Yapılabilir:

Fazla uzatmaya gerek yok. Üç şey yapılabilir.

1. Olarak: AB üyeliği adaylığından çekilme RESTİ gösterilir. Bu resti AB görür veya görmez. Zira bu REST tir. BLÖF değil. Tabi bu tepkinin dış politikada fizibilitesi dikkatlice yapılacaktır. Sayın Davudoğlu ekibiyle bu konuda isabetli kararı verecektir.

2. Olarak: Kıbrıs'ın dönem başkanlığı kesinleşmeden önce, Türkiye Parlamentosu, AB üyeliğini askıya alma kararı alır. Kanımca bu en isabetli seçenek olacaktır. Bu aşamada belki de iyice AB üyeliğinden soğuruz ve hepten vazgeçeriz. Zaten eski hararetli aşkımız da kalmadı malum.

3. Olarak: Kıbrıs'ın dönem başkanlığı, ek kavram veya ifadelerle Kıbrıs Toplumlarının temsilcisi gibi bir sıfat kullanılarak Türkiyeye (güya) yatıştırıcı bir ara formül önerebilirler. Türkiye bu eklemeyi Kıbrıs devletinin sıfatı olarak değil de, ismi olarak kabul edebilir. Yani, ismi ancak Kıbrıs sözcüğünün altına değil yanına ekleme yapılması durumunda kabul edebilecektir. "Kıbrıs Federasyonu" gibi. Ki bunu da onlar (Yunanistan ve Ağabeyleri) kabul etmezler. Tercih onların.

Biz en kötü ihtimalle 2. durumu göze almalıyız. Birinci halde, restin görülmesi durumunda ne şiş ne kebap yanacak, rest görülmezse, yani reste rest denirse, hem şiş hem kebap yanacak, 2. durumda şiş yanmasa bile kebap yanmış olabilecektir. 3. durumda eklenebilecek terim/ler, Kıbrıs'ın sıfatı olurak kabul edilirse, kebap yanmayacak ama şiş yanmış olacaktır. Kıbrıs AB dönem başkanlığını Kıbrıs Fedesayonu olarak temsil ederse, bu kebabın değmeyin keyfine. Cumhurbaşkanımızın karşılanması belki İngiliz değil ama Fransız öpücüğü kadar etkiliydi. Niçin mi? Tabi ki törenlerin ardından menfaat ilmiklerinin örüleceği ikna sohbetleri için.

Bu aşamadan sonra top nerede? Tabi ki,  Davudoğlu ve ekibinde.

Her iki menfaat tarafı arasında var olan petrol ortaklıkları ve kredi  ilişkileri, öpücüğün duygusallığına pek yakışmadığı için, konunun ekonomik boyutuna hiç girmedim. Mazur görün.))

___________________

* Dünyada iki şımarık ve fırlama ülke var, İsrailin arkasını Amerika toplarken, Yunanistan'ın arkasını toplamak hep İngiltereye kalır.

Not:

Bu yazı, www.timeturk.com, www.bilgiagi.net , www.bilgievreni.com , www.gazetecanik.com , www.kamudanhaber.com , www.siyasalforum.org , www.ahmetfidan.com ile, Halkın Sesi, Gazete Canik vb. kağıtbası gazetelerde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.

Etiketler : , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank