content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

15 Oca

BDP’li Vekilerin Milletvekillikleri Düşmüştür

Türk basınında çıkan haberlerde KCK; “PKK’nın şehir yapılanması, sivil uzantısı ve gizli sivil kuruluşu” olarak tanımlanır. Bazı köşe yazarlarının görüşleri şöyledir:

Ruşen Çakır: “KCK örgütü, iddiaya göre, yasadışı Kürt siyasi hareketiyle (PKK) yasal olan BDP (DTP) arasında köprü vazifesi görüyor.” (Vatan, 28.12.2009)

Oral Çalışlar: “KCK, bir bakıma ‘PKK’nın yasal alana adapte olması çabası’ olarak adlandırılması mümkün bir oluşum. PKK’nın dağdan inmesi, bir geçiş sürecini gerektiriyor. KCK bu çerçeve bağlamında değerlendirilmeli.” (Radikal, 25.12.2009)

Cengiz Çandar: “Gözaltına alınan veya tutuklananların KCK’lı olduğu kanıtlansa bile onların hemen tümü kapatılmış DTP’nin ve yeni kurulmuş BDP’nin üyeleri. KCK-PKK ilişkisi, büyük ölçüde Sinn Fein-IRA ilişkisini andırıyor. İngiltere hükümeti, Sinn Fein’i muhatap alarak sonuçta IRA’yı silahsızlandırmayı başarmıştı.” (Radikal, 26.12.2009)

KCK=PKK=BDP

PKK’nın uzantısı olduğunu saklamayan BDP Yöneticileri nihayet Özerklik taleplerini hiç çekinmeden alenen ilân ettiler. Bu, bölünmeye giden yolda, sondan bir önceki istekleridir. Lânetli AB güdümünde gidişat Yugoslavya modelini gösteriyor. Sonrasında bölünme. Amaç özerklik ile birlikte Türkiye'yi Federe bir yapıda Eyaletlere ayırmak. Her eyaletin ayrı kanunu, ayrı yönetimi olacak. Batı'da yasak olan bir fiil, doğuda serbest olabilecek. Ülkenin din, dil, kader ortaklığı, eylem ve söylem birliği alçakça parçalanacak. Yönetici Recep’in kullandığı "Türkiyelilik” söylemi de bu isteğe "üstü kapalı olur" veriyor.

Bu model Almanya'da, Amerika'da başarılı olabilir ama Türkiye'de olmaz. Bölünme ve parçalanma, çok büyük sıkıntılar, buhranlar, risk ve krizler getirir. Çünkü Federe Sistemle yönetilen ülkelerin bölünme gibi bir sorunları yok. Birliği herkesçe kabul edilmiş. Ortada bir riskleri, sorunları yok. Oysa Türkiye için her halde risk maksimum

Bu şekilde tehlikeli söylemlerde bulunmak, mevcut yasalarımıza göre yasak.

Ancak BDP Yöneticileri bu düşüncelerini her platformda çekincesiz söylüyor!..

Suç teşkil etmesine rağmen haklarında da hiçbir ceza verilmiyor.

BDP'li vekillerin Milletvekillikleri düşmüştür.

Çünkü milletvekili olmak için seçilme şartının yanında "yemin şartı" vardır.

Yeminlerinde Anayasa'ya ve ülkenin birliğine dair yemin etmişlerdir.

Yeminlerini alenen bozduklarına göre, yemin şartı sakatlanmıştır.

Bu bakımdan vekillikleri düşmüştür. Bunlar hakkında neden soruşturma ve dokunulmazlık fezlekesi hazırlanmıyor? Yoksa bu fikirler destekleniyor, himaye ediliyor veya bir şeyden mi çekiniliyor? Darbe konusunda en ufak bir riskte harekete geçen Savcılar, ülke bütünlüğü konusunda neden sessiz, hareketsiz ve kayıtsız kalıyorlar. Ülkeyi bölme uğraşları, darbe hayalleri kadar tehlikeli görülmüyor mu?

Bölücü başı, cezaevinden basın açıklamaları yaparak TC Başbakanını ölümle tehdit edebiliyor. Ayrı dil, ayrı kanun, ayrı bayrak istekleri taşıyan özerklik talepleri aleni açıklanıp ilân edilmekte. Bu gidişle "D. Anadolu'yu Türkiye’den ayıralım” tartışmaları yapılacak.

İşi bu noktaya getiren; “TRT Şeş'i resmi devlet kanalı olarak yayına sokan, sözde Kürt siyasetçi, yazar, akademisyen ve sanatçılardan oluşan ihanet şebekeleri ve diaspora’ya tavizler veren maalesef TC'nin seçilmiş hükümetidir. Milletvekili sıfatları hukuken düştüğü halde, İç Tüzük, Anayasa ve cari yasaların amir hükmüne rağmen, “BDP parlâmenterleri hakkında” fezleke hazırlayıp genel kurula sunmayan da.. Terör ve tedhiş örgütü silahlı eylemine katılan, pişman olmadığını beyan eden, şov amaçlı teslim olanlar, ülke bütünlüğü aleyhine faaliyette bulunanlar tutuksuz yargılanırken, hükümet aleyhine faaliyette bulunanları derhal tutuklayıp senelerdir yargılayan da!..

Unutma: Bilgi hazinedir yerinde ve zamanında kullanmak için hazırlıklı olunmalıdır.

Etiketler : , , , , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

3 Kere Cevaplanmış to “BDP’li Vekilerin Milletvekillikleri Düşmüştür”

  1. 1
    Murat Serdar Arslantürk Says:

    Bütünüyle katılıyorum. Ancak sadece BDP vekillerinin değil, TBMM'deki çoğunluk vekilin ve hatta bakanın, milleti vekaleten temsil kabiliyeti ve salahiyeti kalmamıştır.
    Dokunulmazlıkların kaldırılması ve bunların yakalarından tutulduğu gibi hakim karşısında hesap vermesinin mecburiyeti açıktır.
    Saygılarımla.

  2. 2
    Mustafa Nevruz SINACI Says:

    Sayın Murat Serdar ASLANTÜRK;
    Yerden göğe haklı ve hukuken de doğrusunuz.
    Zira, herşeyden önce, bu gün için ve uzun bir süredir TBMM'de "milleti temsil" iddiasında olanların "milleti temsille" herhangi bir ilgi ve alakası yoktur. Onlar, ancak, kendilerini "oraya" atayan parti sahiplerinin vekilidirler.
    Dahası, güncel (hukuka değil) yasal duruma göre; Kimisi Anayasa ve yasalara alenen muhalefet ve müştegil odukları görevle bağdaşmayan fiiller, kimisi haklarında açılan davalardan ve kimisi de devamsızlık nedeniyle düşük vaziyettediler.
    Elbette, çok daha fazlası da var...
    ÖRNEĞİN: Bir kısmı "vatana ihanetten" suçlu olup; bu hainler hakkında yasal işleme tevessül etmeyenlerde "yardım ve yataklıktan" suçlu ve sorumludurlar. Sonuçta iş "sizin" dediğinize gelmektedir. Çok teşekkürler, selam, saygı, sabır ve başarı dileklerimle. MNS

  3. 3
    Murat Serdar Arslantürk Says:

    Saygıdeğer Mustafa Nevruz Sınacı;
    Yazılarınızı sadece bilgiağı'ndan değil, diğer yerlerden de takip ediyor ve hem bilgileniyor hem de eksiklerimi tamamlıyorum.
    Allah kaleminize ve cesaretinize zeval vermesin. Devran elbet döner ve bu toprakların, bu milletin hak ettiği idare ve idarecilerin vakti gelir.
    Duamız budur.
    Herşey adaletli bir toplum ve yaşam için.
    Saygı ve selamlarımla.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank