content Güney Marmara Yaşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni
07 Haz

Bandırmalı’nın Ekmeği İle Oynanıyor

Gözümüz aydın, ekmek sonunda 1 YTL oldu. Fakirin bir ekmeği vardı, artık onu da yarım almak zorunda kalacak!.. Ya da bir ekmekle iki-üç gün idare etmek zorunda kalacak.

Hele bir de nüfusu kalabalık olup da, günde evine 8-10 ekmek girenlere, Allah kolaylık versin.

Fırıncılar, sanırım şimdi bayram yapıyordur.

Öyle ya, yaklaşık bir ay içerisinde, ekmeğin kilosunda yüzde 60 oranında bir zam yaparak, geçmiş yıllarda zarar ettikleri tüm zararları, herhalde bir iki ay içerisinde kapatıp, ondan sonraki aylarda aşırı bir kâr elde etme imkanına da sahip oldular.

Aslında, 5 Haziran tarihini, Bandırmalı fırıncılar için ya “ekmek bayramı” ya da “fırıncılar günü” ilan etmekte yarar var diye düşünüyorum.

Burada yazacaklarım biliyorum ki, fırıncılar tarafından tepki görecek, mutlaka karşılığı gelecektir. Ama önemli değil, onların da görüşlerini her zaman yayınlamaya hazırız.

Şu var ki, son yaptıkları ve aşırı boyuttaki zam oranını hiç mi hiç hak etmemişlerdir.

Gerçi, fırıncılar konuşmamaya yeminliler adeta. Her seferinde kendilerine mikrofon uzatıldığında, “Biz şirketleştik, bundan sonra şirket yönetimindeki başkan konuşacak” diyerek, muhabir arkadaşlarımıza kesinlikle tek kelime dahi etmiyorlar.

Ötesinde, şirket yönetimindekileri de bulabilene aşkolsun. Onlar da deyim yerindeyse köşe bucak kaçmayı tercih ediyorlar. Sadece bir kere kendilerini konuşturma imkanına sahip olabildik.

Yine de kendileri bilir. Ne zaman konuşmak isterlerse, biz yayınlamayı kendimize görev biliriz.

Şimdi gelelim, Bandırma’daki ekmek fiyatlarına.

Şunu iddia ediyorum ki, yapılan son yüzde 60 oranındaki zam ile Bandırma, Türkiye’nin en pahalı ekmek yiyen kentleri arasına girmiştir.

Aksini fırıncılar savunuyorsa, buyursunlar onlar da kendi görüşlerini ortaya koysunlar.

Ekmek, hepimizin bildiği gibi bundan yaklaşık bir ay kadar önce 200 gramı 30 kuruştan satılan bir gıda maddesiydi. Hem de her Türk insanının asla vazgeçemeyeceği bir gıda maddesi.

Yine o günlerde, kimi fırınlarda aynı gramajdaki ekmek 20 ya da 25 kuruştan dahi satılabiliniyordu.

Fırıncılar ise sürekli zarar ettiklerini, un ve mazot fiyatlarının aşırı derecede zamlandığını, bunun için de kendilerinin zam yapmak istediklerini sürekli dile getiriyorlardı. Gerçi, bu isteklerinde de hiç kimse onların haksız olduğunu söyleyemez.

Öne sürdükleri gerekçelerde, yıllardır ekmeğe zam yapmadıkları buna karşın maliyetlerinin çok arttığıydı.

Tamam bu konuda haklılar, haklı olmasına da, benim de anlayamadığım, madem fırıncılık bu kadar kârlı bir işkolu değil de, Bandırma gibi bir kentte nasıl oluyor da 40 tane fırın oluyor? Kâr etmeyen, daha doğrusu zarar eden insan böylesine pıtrak gibi fırın açar mı?

Neyse, kendilerinin bileceği bir iş diyelim ve biz yine ekmek hesabına geri dönelim.

Nisan sonları, mayıs başlarında ekmek fırınları, kendilerinden aşırı kâr istedikleri gerekçesi ile bir anda bakkalları devre dışı bırakıp, birebir ekmekleri kendi fırınlarında da satmaya başladılar bu arada.

Sonra, beklenen zammı yaptılar. 200 gramdan, 50 gramlık bir artışla 250 grama çıkarttıkları ekmeğin fiyatını da 30 kuruştan, 50 kuruşa yükselttiler. Yani, zam oranını yüzde 33 olarak belirlediler.

Belki biraz basın olarak bizler, biraz da vatandaş mırın kırın etti ama yine de çok fazla karşı tepkinin olduğunu da hiç kimse söyleyemez bu zamma yönelik olarak.

Bu arada şirket başkanı çıkıp, aslında ekmeğin 300 gram olup, fiyatının da 75 kuruş olması durumunda kendilerini ancak kurtarabileceğini söylemesi de dikkati çekti. İstedikleri zam oranı tam tamına yüzde 66’ya geliyordu.

Oysa, sürekli şikayet ettikleri un fiyatları ile mazot fiyatları hiç de onların istedikleri zam oranı kadar yükselmemişti.

Ha bir de devlet, 300 gramın altında ekmek imal edilmesini engellemişti. Diyordu ki devlet; 300 gramın altındaki ekmeğe şekil verebilmek ve kabartabilmek için içine katkı maddesi konuluyor, bu maddede insanlarda kansorejen etki yapıyor, bu yüzden o maddeyi kullanmayın, ekmeği de 300 gram olarak imal edin...

Bilinen bir başka gerçek de, ekmek ne kadar küçülürse, o oranda fire payı da çok oluyordu. Tabii tersi durumda, yani gramajının yükselmesiyle de, fire payı minimum düzeye düşüyordu.

Tüm bunlar gözönüne alındığında, yapılan yüzde 33 oranındaki zam oranı, firenin de düşmesiyle birlikte yüzde 40’ın üstüne çıkıyordu doğal olarak.

Derken, önceki gün, ekmek fiyatlarının 1 YTL, yani 100 kuruş olduğu haberi geldi.

Gramajı da 250 gramdan, 450 grama çıkartılmış, fiyatı da iki misli olmuştu!.. Yani 1 YTL.

Hem toplamdan 50 gram aşağıya imal edilecek, hem de fiyatı ikiye katlanacaktı.

İşte bu kabul edilemezdi. 50 kuruştan hesaplandığında kiloda yüzde 11 oranında bir zam yapılıyordu bir kere daha. Ancak, bir önceki rakamlar gözönüne alındığında ise yapılan zam oranı ise tam tamına yüzde 48 oranını buluyordu. Kısacası bir ay içerisinde fırıncılar, kiloda ekmeğin fiyatına yüzde elli oranında bir zam yaparken, bu kendilerine fireden elde edecekleri kâr ile birlikte en az yüzde 60 oranında yansıyacaktı ve yine kendi istedikleri bir rakama çok yakın bir duruma gelecekti.

Ne gariptir ki, bu ülkede vatandaşın temel gıda maddelerine böylesine aşırı kâr yapılmasına dahi dur diyebilecek bir yetkili mercii olmaması, fırıncıların da böylesine aşırı kâr hırsı ile hareket etmesini sağlıyordu. Vatandaş ise artık çaresizlikten, sesini soluğunu dahi çıkaramaz hale gelmişti.

Yakında, ekmeklerin fırın yerine, kuyumcu dükkanlarında satılmasına hiç şaşırmamak gerektiğini belirtip, aşırı kârlarının hayırlı olmasını dileyelim.

Eraydın’dan açıklama

Eski ve yeni garaja yapılacak yatırımlarla ilgili olarak dünkü köşemde dile getirdiğim görüşlerimle ilgili olarak arayan Bandırma Belediye Başkanı Recep Eraydın, konuya açıklık getirmesi bakımından bir takım açıklamalarda bulundu.

Öncelikle, ihalenin üçüncü kere yapılmadığının özellikle altını çizen Başkan Eraydın, ikinci ihaleye katılımın olmaması durumunda, otomatikman bir hafta sonraya ertelendiğini ve bunun da, aynı ihalenin devamı olduğunu vurguladı.

Yani, ilk ihaleye katılımın olup da KA Grubun yüzde 65 kırımla kazandığı ihalenin iptal edilmesinin ardından, yapılan ve hiç bir firmanın katılmadığı ihaleler, ikinci kere tekrarlanmış oluyor.

İlki dediğimiz gibi katılım olmadığından ihale yasasına göre, ikinci kere tekrarlandığından, üçüncü kez ihaleye çıkmış sayılmıyor. Burada bizim de bir hatamız oluyor. Bu noktayı dikkate almadığımız için.

İkinci değindiği nokta ise, yine yazımızın bir yerinde CHP Bandırma İlçe Örgütü’nün elinde bulunan bir mektuba istinaden, konuyu yargıya taşıdığını belirterek, soruşturma ve yargı safhasının en az iki yıl süreceğine de değinmiştim.

Başkan Recep Eraydın da, ihalesi yapılmayan bir durum ile ilgili herhangi bir savcılık soruşturmasının yapılamayacağını, bu nedenle böyle bir durumun da söz konusu olamayacağını söyledi.

Sanırım, bu konuda hukukçulardan bilgi alarak böyle bir değerlendirmede bulunuyor olsa gerek. ancak ben konunun savcılık tarafından herhangi bir şekilde soruşturmaya gerek duyulması ve bunun karşılığında da mahkeme sürecinin başlaması düşüncesiyle böyle bir görüş belirttim.

Tabii, neticede karar savcının konuyla ilgili olarak değerlendirmelerine bağlı. İster soruşturmaya gerek duyar devam eder, ister ihalenin yapılmadığını düşünerek soruşturmaya gerek duymayabilir.

Şu var ki, önümüzdeki günler Bandırma’da çok şeye gebe olduğunu da gösteriyor.

Bekleyip göreceğiz artık.

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank