content Güney Marmara Yaşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni
02 Haz

Bakalım Şimdi Ne Olacak?

Biz bilirdik ki, ülkede kötüye giden durumdan vatandaşın kafasından uzaklaştırmak için gündemi iktidarlar değiştirir diye...

Eee, burası Türkiye olunca, birçok şeyde olduğu gibi bu kural bizde de tersine işlemeye başladı anlaşılan!..

Artık ülke gündemini, vatandaşın mutluluğu ve refahı için CHP değiştirmeye başladı!..

Baksanıza, 1 Haziran’da başlayan zam furyasını absorbe etmek için ne güzel bir tezgah kurdular kendi kendilerine de, bir anda gündem dinlemeden, telekulak operasyonlarına kadar uzanıverdi.

Aslında şu var, AKP iktidarı vallahi de billahi de yüzyıl arasa, kendisine böylesine kıyak üstüne kıyak yapan bir muhalefet bulamaz.

Tevekkeli değil, ısrarla Deniz Baykal’ın CHP’nin başında olmasını istemiyorlarmış!.. Bir bildikleri var diyorduk da, iktidara böylesine destek olan, böylesine arka çıkan bir muhalefet lideri olacağı da hiç aklımıza gelmemişti doğrusu.

O yüzden Deniz Baykal’ın bir kez daha CHP’nin başında kalması için destek olmuşlar.

Eh, sağolsun Baykal da kendisine gösterilen bu yakın ilgiye de karşılıksız kalmadı ve iktidarın istediği gibi bir muhalefet lideri olmak için elinden gelen çabayı da sergilemeyi ihmal etmiyor.

Bilemiyorum dünyanın neresinde vardır ama böylesine iktidara payanda olan bir muhalefet de herhalde sadece bizde bulunur.

Zaten bilinen bir gerçek ki, CHP kesinlikle iktidara falan oynamıyor. Müzmin lider Baykal, iktidarın nimetleri ile bu yaştan sonra uğraşacağına, oturduğu koltuğun keyfini sürmeye büyük özen gösteriyor.

Onun bu beklentisini bir tek idealist CHP’liler anlamadı ya!.. Hâlâ büyük bir ısrarla iktidara geleceğiz sloganları atıyorlar, orada burada...

Atılan bu sloganlar bile müzmin liderlerini hiç tanımadıklarını gösteriyor ya aslında...

Benim asıl merak ettiğim, CHP şimdi içine balıklama atladığı bu gayya kuyusundan kendini nasıl kurtaracak?

Ciddi ciddi oyunun sonunu bekliyorum.

Boşuna söylenmemiş, “akrabanın akrabaya yaptığını akrep akrebe yapmazmış” sözü.

Kırk yıldır aynı yastığa baş koyar gibi aynı partinin nimetlerini bölüşen iki kader ortağı olan Deniz Baykal ile Önder Sav, içine düştükleri bataklıktan kurtulmaya çalıştıkça daha da içine girdiklerinin farkında olmadan çırpınıp duruyorlar.

Hemen aklımıza yine bir özlü sözümüz geliyor; “Yaş yetmiş iş bitmiş!..” Önder Sav, bu sözün ne kadar doğru, geçerliliğini hâlâ nasıl da koruduğunun çok güzel bir örneğini sergiledi.

Ben de boşuna benzetme yapmamışım zamanında, CHP yönetiminin eski Sovyetler Birliği’nin politbüro üyelerine benzeterek. Hepsi nemrut, hepsi suratsız, hepsi nadan, hepsi halka tepeden bakan, hepsi yaşlı ve hepsi de huysuz...

Şu görüntüsü ile 1940’lı Türkiye’sinin yönetim anlayışı içerisinde olduklarını her şartta özlemleri olarak belirten bu yönetimin, Türkiye’yi taşıyamayacağı apaçık bir gerçek.

Baksanıza yılların politikacısı olarak geçinen, burnundan kıl dahi aldırmayan Önder Sav, telefonunu açıp açmadığını dahi anında unutacak kadar bir bellek kaybı içerisinde.

Ya gerçekten beyinsel bir rahatsızlığı var, ya da kendini bu içine düştüğü ateşten kurtarmak için alenen iktidarı ve devletin istihbarat organlarını suçlamayı tercih ediyor.

Türk Telekom’un ortaya çıkan 44 dakikalık faturasında herhangi bir aldatmaca yoksa, kendisinin devlet tarafından dinlendiğini, bu dinleme kayıtlarının da dinci bir gazeteye servis yapıldığını üzerine basa basa iddia eden Deniz Baykal ve şürekasından Önder Sav, biliyoruz ki başta Başbakan olmak üzere İçişleri Bakanı’nın istifasını istemişti ya... Peki faturadan sonra istedikleri bu istifayı dürüst, namuslu ve haysiyetli bir politikacı olarak “Biz hata yapmışız, bize de bu yakışır” diyerek acaba kendileri uygulayacaklar mı?

Gerçi hiç böyle bir cesaret örneği sergileyeceklerini hayal dahi edemiyorum, ama eğer bu olay herhangi bir Avrupa ülkesinde olsaydı, karşılığı mutlaka ve mutlaka istifa olurdu.

Ne yazık ki, bizim ülkemizde böyle bir müessesenin, ne iktidar ne de muhalefet tarafından bugüne kadar farkına varılamadığı için, işlerlik kazanması da mümkün olmadı tabii ki...

Zaten bu yüzden de Baykal ve şürekası yönetimindeki CHP iktidar olmamak için yoğun çaba harcamıyor mu?

Ne kadar kolay, ne kadar rahat, sürekli karşı tarafı suçlamak, karşı tarafa eleştiri oklarını yöneltmek.

Bir de iktidara gelip de, tam tersi bir hedef olmayı kim ister ki?

Merak etmeyin, yıllar yılı kaygan zeminde, parti içindeki rakiplerinin ayağını kaydırma konusunda dünyanın sayılı ustaları arasında yer alan Deniz Baykal ve bu konuda en az kendisi kadar becerikli ve yetenekli olan genel sekreteri, yine bir numara bulup, ayakta kalmayı başarırlar. Bundan da hiç şüphem yok.

Ki, o Deniz Baykal ve şürekası, Bülent Ecevit’ten Erdal İnönü’ye kadar zeka küpü sayılacak insanlara karşı ne mücadeleler sergileyip de bu günlere geldiler, bir telefon dinleme skandalı ile mi gidecekler?

Çevremdeki CHP’lilere bakıyorum da, yerel olmanın dezavantajı ile öylesine cansiperane mücadele sergiliyorlar ki, onlara acımamak elde değil. Oysa, genel merkez hangi telden çalıyor, onlar hangi telden?

Tüm karşı çıkmalarına rağmen genel başkanlarını değiştiremeyenlerin Türkiye’nin makus talihini değiştirebileceklerine inanıyor musunuz?

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank