Avcılar Kaymakamı Sayın Tuncer’e sorular ve yanıtlarımız

Avcılar Kaymakamı Savaş Tuncer ile ilgili yazı yazmak farz oldu. Önce geçen hafta yaşanan ayrıntıları özetleyelim ve sonrada Kaymakam Tuncer ile ilgili düşüncelerimizi ifade edelim.Gazeteci Muhlis Polat'ın yaptığı haber dünyanın her yerinde haberdir. Yeni yapılan Hükümet Konağı'na taşınıldıktan sonra, Kaymakamlığın çöp konteynerlerinde Atatürk portrelerinin çıkması üzerine, ister dünyaya ideolojik bakın isterse bakmayın fark etmez, gazetecilik kaygılarınız varsa, size gelen bilgiyi değerlendirir ve haber yaparsınız.

Bayrak ve büst olmadan
faaliyete geçen hizmet binası

Geçen Pazartesi günü Avcılar Kaymakamlığı'nda eşimle beraber bir işimiz vardı. Kaymakamlık binasının yerini bilmeme rağmen bulamadım. Yanlış sokaktan dönmüşüz. Sonra yeni Hükümet Konağını bulduk. Aracımızla kapıdan içeri girdik, bir vatandaş elinde fişler, geçenden para alıyor ve fiş kesiyor.

Neyse, kapıda duran görevli eşimi tanıdığı için bizden para almadı. İsteseydi de vermeyecektim. Neyse tartışmadan, kapıdan kazasız belasız içeri girdik.

Hükümet Konağı'nın bahçesine gi-rince, Atatürk Büstü'nün konulması gereken kaidenin boş olması, bina girişinde bulunması gereken bayraklar ise ortalıkta görünmüyordu. İşimizi gördükten sonra arabadan fotoğraf makinemi aldım ve fotoğrafları çektim.

Kamu binası tercihi doğru ve
yerinde bir karar

Yeni binayı görünce önceden yazdıklarımın ne kadar anlamlı olduğunu bir kez daha fark etmenin hazzını yaşadım. Eski binayı düşününce, yeni binanın yurttaşın insan gibi karşılandığı, işini görüldüğü bir hizmet binasına dönüştürülmesinden dolayı, emeği geçen herkesi kutluyorum.

Cihangir’deki binanın Devlet Hastanesi olarak değil de, kamu hizmet binaları olarak değerlendirilmesi için karar verenlerin doğru ve yerinde düşündüklerini başından beri destek verdim.

Şayet Cihangir'deki binayla ilgili böyle bir karar veril(e)meseydi, (E-5 yan yolda) Gümüşpala Mahallesi'nde bulunan Üniversite Hastanesi atıl olarak kalmaya devam edecekti.

Devlet Hastanesi'nin kamu hizmet binasına dönüştürülmesiyle iki şey birden başarılmış oldu.

Bir, Avcılar modern bir Devlet Hastanesi kazandı. Avcılar İlçesi Kurucu İlçe Başkanı Tahsin Salihoğlu tarafından temeli atılan Üniversite Hastanesi hayali gerçekleşmiş oldu.

İki, apartman katlarında bulunan kamu hizmet birimleri de, modern hizmet binalarında hizmet verebilmesinin şartları yerine getirildi.

Fotoğrafları da ben çektim

Hükümet Konağı'ndan ayrıldıktan sonra, Genel Yayın Yönetmeni Ata Akdoğan’ı arayarak manşetlik habe-rim olduğunu, 'hafta içersinde kullanalım' diyerek haberin ayrıntılarını da paylaştım. Çarşamba günü, Ata benden fotoğrafları istedi. Araçtan fotoğraf makinemi getirdim ve haberi yazmak için klavyenin başına oturduğumda, Ata, Muhlis Polat'ın da benzer bir haber gönderdiğini ve 'ikisini beraber değerlendirelim' dediğinde, 'iyi olur' diyerek baş sayfa haberini ben yazdım.

Ata arkadaşım, Avcılar'dan iki gazeteci arkadaşımızın kendisini aradığını ve Muhlis'in haberini kullanmamızı istediğini ve ciddiye almadığını söyledi. Ben de 'doğru yapmışsın' dedim.

Perşembe günkü manşetimiz ortaya çıkmıştı. "Atatürk'süz, bayraksız kamu binasına yerleştiler" başlığı ile yaptığımız haber ertesi günü yerel gündemin belirleyicisi oldu.

Sonradan öğrendik ki, kimi gazeteci arkadaşlarımız, üç günlük gazetenin yetkililerini arayarak haberin kullanılmamasını istemişlerdi.

Gazetelerimizi kim çaldırdı,
kimler çaldı?   

Muhlis Polat'ın, haberi gazetelere servis geçtiğini duyan kimilerinin 'kraldan çok kralcı' olarak devreye girmeleri ise son derece ayıptır ve hiç şık değildir. Bizim yaptığımız haber ise Polat'ın gazetelere servis yaptığı haberden farklıdır.

Ve şunu söyleyelim. Kamu binası hizmete giriyor ve bayrak asılmıyorsa vede kimse görmüyorsa sözün bittiği yerdeyiz.

Ve ertesi günü 'Atatürksüz ve bayraksız kamu binasına yerleştiler' manşetinin bulunduğu gazetemizi çalanlar ve çaldıranlar, haberin yapıldığını bilenlerdir.

Kaymakam sayın Savaş Tuncer'den gazetemizi çalanlarla ilgili de bir soruşturma açtırmasını rica ediyoruz. Gazetemizin çalındığı binanın hemen yanında Mobese kameraları ve karşısında AK Parti'nin güvenlik kameraları da bulunmaktadır.

Son söz: Gazetelerimizin çalınmasına rağmen aynı gün Avcılar'da bulunan tüm abonelerimize gazetemizi ulaştırdık. Sahi neden gazeteler çalınır ki? Çalma işlemi neyi çözdü? Aksine olayı daha da büyüttü. Anlayacağınız gazete çalma işini kim önermişse, yüzüne gözüne bulaştırdı.

Haber sonrasında şunları öğrendik.

1- Bizim Kaymakama 'gıcık' olduğumuz, onun için kendisine gazetecilik deyimi ile 'geçirdiğimiz' iddia ediliyordu.

2- Avcılar Belediye Başkanı Mustafa Değirmenci ile Kaymakam Savaş Tuncer'in arasının; yıllardır belediye tarafından yaptırılan Sünnet Şöleni'nin Kaymakamlık tarafından yapılması, Kaymakam Tuncer'in ruhsatsız işyerlerinin kapatılmasının iste-yerek görevliler hakkında soruşturma açtırdığı ve işyerlerinin tek tek kapatılmaya başlanması, Esenyurt Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu'nun Tuncer'e makam aracı olarak kullanması için Volkswagen Passat marka araç hediye etmesi ve hükümet konağının eksikliklerinin giderilmesinde yardımcı olacağının sözünü de vermesinden dolayı açık olduğu söyleniyordu.

3- Atatürk fotoğraflarının çöp konteynerlerine bilerek atıldığı ve Muhlis Polat'ın haberinin bir düzmece olduğu, haberin Değirmenci tarafından yaptırıldığına yönelik özellikle söylenti yayılıyordu.

4- Konteynerlerde Atatürk Portreleri bulanların neden Polat'a haber verdiği ve diğer gazetecilere haber vermediği iddia edilerek, yalan haber olduğuna yönelik soru işareti yaratılıyordu.

Şimdi gelelim bizim sorularımıza ve yanıtlarımıza

1- Kaymakam Savaş Tuncer'le bizim bir sorumuz yoktur. Olursa bunu ifade etmekten çekinmeyiz, bizi tanıyanlar bilir.

Bir toplantıda Kızılay Yöneticileri olarak kongreden sonra kendisine yönelik nezaket ziyareti yapmadığımızı söylemiş, ben de kendisine yönetici arkadaşlarımızla beraber ziyaret ettiğimizi, kongreye erken gelmesinden dolayı kendisine teşekkür ettiğimizi hatırlattım. Ancak kendisi ısrarla ziyaret etmediğimizi söyledi. Ben de kendisine ısrarla ziyaret ettiğimizi söyledim. Aramızda başka bir tartışma yaşanmadı.

Bizim dostluğumuz da açıktır, düşmanlığımız da. Pusu geleneği bizim zihniyetimizde aşağılık bir tavırdır. Yapanlarla hiç akrabalığımız olmaz. Binlerce makale yazdım, binlerce habere imza attım. Ulusal, Yeni Yüzyıl ve Taraf'ta yazılar yazdım. Yazdıklarımız onurumuzdur. Söylenen sözler inkar edilebilir ancak yazılar asla inkar edilemez. Düşüncelerimi ve tavrımı yazdıklarımla ortaya koyuyorum. 80'li yıllarda hayata nasıl demokrat bir bakış açısıyla bakıyorsam bugün de demokrat zihniyetimi geliştirmiş olarak devam ediyorum. (90'li yıllarda ben 'muhafazakar demokrat' deyimi kullanırken bugün o deyimleri kullananlar başka şeylerden söz ediyorlardı.)

2- Kaymakam Tuncer, AK Partili bir belediyenin iktidar olduğu bir kentte Sünnet Şöleni ve Nikah Şöleni yapabilir miydi? İki, Esenyurt Kaymakamı olsaydı, belediyenin ruhsatsız olan işletmeleri görmemezlikten geldiği kentte 'kapatma' yazısı yazabilir miydi? Bunun yanıtı bizim tarafımızdan kocaman bir 'hayır’dır.

Belediye Başkanı Mustafa Değirmenci ile ilgili muhalif tavrımız son 6 yıldır açıkça ortadır. Bizim tavrımız sonuna kadar doğrunun ve haklının yanında olmaktır. Onun için başında bulunduğumuz her medya organı; haberleriyle, köşe yazarlarıyla tartışmasız ve önyargısız bölgenin en iyi gazetesi oldu.

3- Kaymakam, yaptıklarını iktidara ait kentlerde yapabilseydi, 'işte kaymakam' derdik. Kaymakamlıkların girişlerinde 'Hükümet Konağı' yazar. Bunun ne anlama geldiğinin bilenlerdeniz.

4- Kaymakam Savaş Tuncer Beyin, olay ortaya çıktığında gazetecilere verdiği demeç ortada duruyor. Tuncer, Atatürk Portelerini çöpe atanların ortaya çıkarılması için gereğini yapacağını söylemişti. Bu olay bir komplo olsaydı, Kaymakam Tuncer’in şöyle bir açıklama yapması gerekmez miydi? "Taşınma esnasında tüm birimlerimizde bulunan Atatürk Porteleri yerinde durmaktadır. Yapılan büyük bir komplodur. Sorumlularını ortaya çıkaracağız."

5- Bu ülkenin bir kaymakamı, yeni bir binaya taşındığında öncelikle işi bayrak asmaktır görev yaptığı binaya. Makam odalarında Atatürk portelerinin olup olmadığına bakmaktır. Bunu yapmazsa görevini yapmamıştır. Kimsenin hikaye anlatmasına gerek yoktur.

6- Yurttaşlar bir yerlerde haber olabilecek bir olaya rastladıklarında yerelde tanıdıkları, bildikleri gazetecileri ararlar. Muhlis Polat özel olarak aranmış da, başka gazeteciler aranmamışsa bunların bir anlamı yoktur. Zaten başka gazetecilerde aranmış olsa da, haberi yapmazlardı. 

7- Kaymakam Savaş Tuncer'e son bir soru: Kaymakamlıkta bulunan birimlerde Atatürk potreleri bulunuyor mu? En küçük ayrıntıya kadar oturup proje çizenler, neden en önemli ayrıntıyı unuttular?