content

22 Tem

Atılan Memurun Çocuğu Olsaydım‏

Ben, devlet memuru çocuğuyum.

Bugün babam hayatta olsaydı…

Toplu kararla görevinden alınsaydı…

“ İşten atıldı” damgası vurulsaydı…

Benim hiçbir şeyle ilgim yok” diyen babamın isyanı, itirazı çığlığında kalsaydı…

Dedem şaşkın, ninem ağlamaklı, annem şokta, kardeşlerim sinmiş vaziyette iken…

Ne yapardım?

untitledGerçeği nasıl bulurdum?

Babam suçlu muydu? Suçlu ise suçu neydi?

Cezası bu muydu?

Müdüre mi, valiye mi giderdim?

Devletin hangi kapısını çalardım?

***

15 Temmuz darbe kalkışmasından bu yana…

Bürokrasi toz duman.

Başbakanlık, İçişleri, Milli Eğitim, Maliye, Aile ve Sosyal Politikalar bakanlıkları, MİT, Diyanet, YÖK’te başladı.

Şu ana kadar yaklaşık 50 bin memur görevden alındı.

Bugün, yarın, öbür gün…

Diğer bakanlıklar; Gümrük-Ticaret, Çevre Şehircilik, Dışişleri, Ekonomik, Kalkınma, Gençlik-Spor, Kültür-Turizm-, Sağlık,

Ulaştırma-haberleşme sırayla…

İşten el çektirmeler devam edecektir.

Rakam belki ikiye katlanacaktır.

***

Peşinen...

Kim ki; meşru devleti yıkmaya, otoritesini sarsmaya, ülke bütünlüğünü bozmaya, milleti parçalamaya kalkışırsa…

Vatan haini, vatana ihanet edendir.

Cezalandırılmalıdır.

Tarih boyuncu suçların en büyüğüdür.

Hiçbir hukuk sisteminde affı yoktur.

Olmayacaktır, olmamalıdır.

***

Mazlum memleketim böylesi bir sosyal sarsıntıda.

Her saat başı televizyonlarda okunuyor:

“….. kişi görevden alındı veya gözaltında”

Kim haklı, kim haksız?

Yargısını bilmediğimiz bir dalga, binlerce kişiyi önüne almış sürüklüyor.

Geleceği meçhule doğru.

***

Devlet memuru çocuğu olarak düşünürdüm:

“ Babam hak etti mi, kurunun arasında yanan yaş mıydı?”

Üzülürdüm:

“ Vatan haininin çocuğu muyum?”

 Korkardım: 

“ Herkes bana böyle mi söyleyecek?”

Endişelenirdim:

Bu ülkede benim yerim olacak mı?”

Ağlardım:

“ Gerçek nerede?

Arzulardım:

“ Babam masumsa, işine dönsün, ekmeğimiz verilsin”

Belki de devlet büyüklerine yalvarırdım:

“ Ne olur hemen kıymayın… Araştırın, sorun, soruşturun… Bizleri bitirmeyin”

Çocuk saflığıyla seslenirdim:

“ Lütfen, beni kendi yerinize koyun”

Elimi açar, dua ederdim:

“ Ey Adalet, neredeysen çık!”

***

Karmaşa, kargaşa bugünlerde mümkün değil ama…

En kısa zamanda…

Duamın yerine gelmesini isterdim.

Aradığım Adalet’le…

**********

Etiketler : , , , , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank