content 1977 Trabzon doğumluyum/evli ve bir çocuk annesiyim. yerel bir gazetede ve İnternet bir edebiyat dergisinde yazılar yazıyorum. k.t.u mezunuyum.
21 Nis

Aşka Düşen Turuncu Hayallere Değen Mor İzler

Yoldaki ayak izleri;

Sevdasına boğularak ateş yakmış toprağa.

Yaslamış sırtını milyonlarca biçare insana.

Kabusları elleriyle kavrayıp

Bir yumrukta sıkıvermiş karanlığın gözlerine.

Armağan etmiş, yağmışta yağmış aşk mevsime,

Islanan kaldırımların üzerine yığılan ayak izleri karışmış gönül izlerine

Hüzün tutmuş vuslatın yollarında.

 

Tendeki can izlerine;

Hoyrat seferlerde sarf edilen cümlelerden

Sadece mora boyanmış inci tanesi

Yokuş yukarı hayat salıncağında sal(lan)makta.

İz bırakalı yıllara gri hayaller

ömür denilen memleketin ücra köşelerinde seyretmekte yolları;

BİR ELİ BATI da

BİR ELİ DOĞU da

GÜNEYDE YABAN

KUZEYDE KAVUŞMA

BEDEN DE VATANCA anlam(a)larla süre gelen.

*  *  *

Düşteki göz izleri;

Hayallere meyilli günaşırı gözyaşları

Kime niyet kime kısmet sallantılarında

Yürek depremlerinde çaresizce bekleyen

Bir ömürlük bekletilen.

Omuzuna sırtladığı sevgiden pırıltıları dağıtarak damla damla biriktiren.

Arşınlanmış zamanı bir sitemde yere vurup

Kahkahaları kırıp atarcasına

sere serpe sermiş sevdiğine biriktirdiği sevgisini.

*  *  *

Gecedeki gün izleri;

Asi ve mai düşlerin arasına sıkışmış

Dalmış korkusuz masalların iç çekişlerine öyküler yazmak ve yaşamak niyetiyle.

Bir kadehte içmek şiirden şarapları.

Sözlerin içinde kaybolup gitmek.

Okudukça işlemek hece hece kitap aralarına.

Yıllanmışlığın tadında hafif buruk ve kırmızı. Yudumladıkça dudaklarında iz bırakmış. İçtikçe yüreğine söz bırakmış.

*  *  *

Yâr’a adanan yâr izleri;

Yâr’dan yâr’ı yara yara sarmakta, durmaksızın sızlanmakta.

Acılanmakta ruhun derin ve ıssız parçalarına.

Bölük pörçük hislerin hiç(siz)liğinde. Arayan ve aranan ellerin parmak aralarında aralıksızca kanayan binbir harf

Aşka değen “sen” izleri,

Adı şanı olmayan bir gösteridir hayatı kaplayan ve kapsayan. Gerçeklerin arkasındaki aynanın yansımayan tarafında kalan ben(cil)liktir yankılanan ve zamana yaslanan. Zamanı kısık bir sesle ansızın karşılayan.

Tevafukların içindeki tasvir edilemeyen anlıklarda ortaya çıkan. Sessizlikte sen izlerini takip ederken takılıp kalan lahzalara.

Kimsesizliğin kimliğini senliğinle tanımlayan ve tamamlayan. Tanımsızlıktan kıvrımlarında aşkka uzayan ve uzanan.

Değillerin değmelerinde değerince yaşayan ve yaşanan. Keşkeleri sığıntı yapana kadar hayata dayanan ve dayatan.

*  *  *

Aşkı sezen “ben” izleri,

Keşfe değer her şeye ulaşan ve 'us'laşan. Zamanın sayfalarında yürümekten yorulmuşken aşka değen “sen” izleriyle buluşan ve bu izlere bulaşan.

Sevgilinin turuncu’dan kalbini mor çiçeklerle süslemek. Her parçasına gül’llerin kokusunu yaymak. Boş kalmışlığının üzerine baharı salmak. "Sen" kalesine ben’den surları örmek. Örtü olmak gözlerindeki sıcacık  "ben" akışlara.

Aşka düşen turuncu hayallerinize mor benekli kelebekler kaplasın.

Dua ile kalın turkuaz asıllı gönlünüzde…

Etiketler : , , , , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank