content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

26 Haz

Artık Görüşmeyelim Sebastian

Çünkü, kendine bakmak kendini görmeni sağlar da, fakat sonra bencil veya sencil olmaktan çıkılıp xcil olunur. Bilmediğim için xcil diyorum.

İnsan, sevilmeye layık olduğunu daha çok düşünür. Bilir, demiyorum dikkat edersen. Bu konu daha da açılabilir..

Diğer meseleyi hiç düşünmedik... Hangi mesele? diye soracaksın, biliyorum. Ya sevmeye layık mıdır insan? Soruyu insan kendine sorduğunda, anlamın içini o an dolduramazsak da bir anlam hissettiriyor.

Yani...galiba ben birini veya bir şeyi sevmeye layık değilim. Fakir oğlanlar gibi değil tabii. Daha içsel bir manada söylüyorum. Belki de haklılar sevilmeye en çok layık olduğunu hep söyleyenler. Har vurp harman savuranlar. Kibir etmek daha doğru belki de. Onlarınki doğru yani. Kısır bir döngüye de girebiliriz, bu yüzden çekiniyorum. Hangisi nerede başlar nerede biter?.. Aynı şeyler veya saçmalığın ta kendisi de olabilir olan veya olduğunu sandığımız veya veya.

En azından, bunu daha açık söylüyorlar. Cesaret. “En çok sevilmesi gerekenim ben!” Susarak en güçlü söylenir.

Gücüm yok demek ki benim. Karşıma birini getir mesela. Şu dünyada sevilmeyi en çok hak ettiğini düşünen kişiyi. Biz ona, kendisi farkında olmasa bile, sevilebilecek şeyleri olduğunu gösterebilsek...fakat işte burada tıkanıyoruz. Yapamıyoruz bir şey. Söyleyemiyoruz bir şey. Konuşamıyoruz bir şey.

O veya onlar bir adım öndeler. Sevebilme becerisini biz gösteremiyoruz fakat eylem onlara bir adım öne çıkmalarını eylettiriyor. Eylem, teoriden öndedir; üstündür de diyebiliriz.

Beni anlamakta zorluk mu çekiyorsun? Senle konuştukça daha çok uzaklaşıyorum kendimden. Uzağa da bakınca, yeni bulunduk bir gezegene isim verir gibi xcil diyorum sana. Hatta xcil-47; daha bir gezeğensi dursun diye.Halbuki işte o gezeğene gitmişliğin mi var. Ona, kendinle ilgili neyi anlatırsan anlat, üstün becerilerini de anlat...fakat işe yaramaz.

O sebeple, artık görüşmeyelim Sebastian.Sonra ne mi olacak? Bilmem...

***

Ara ara görüyorum onu öğle molalarında. Arkadaş çevresi ve içinde bulunduğu modern iş ortamı onu aile bağlarından-kasaba kızı bakışlarından koparamıyor.5-10 metre uzaklaşsa geriye çevirip yüzünü annesini kontrol eder gibi bir yürüyüşü var.

Alnındaki, o anki çizgiler dikkatimi çekti. Eskiden yoktu o tuhaf çizgiler. Yatayda üç, dikeyde de üç çizgi vardı o anlarda oluşturduğu. Hala küçük bir kız yani. Burnunun kökünden dikey yollar alnına doğru ve sonra yatay üç çizgi. İlk defa böyle bir alın kırışıklık yapısı gördüm. Ya yataydır ya dikeydir. İkisi birden, hele de bu genç yaşında...

Uzun boylu bir oğlana sevdalandı bu. Aynı iş yerinde çalışıyorlar. İlk elektriklenme aşamalarında-ilk günlerde çocuksu havalarından kurtulup daha bir modern kadın gibi giyinmeye, makyaj yapmaya başlamıştı. Yanında da o oğlan.

Beni saflık değil saflığın başka taraflara evrilmesi çeker.

Oğlan modern ötesi aslında. Biraz da ecnebilik var. Kıza, evlenmeden, kızın yapısına uymayacak ileri sürüş teknikleri öğretmeyi denedi. Yani kız bu oğlana yanaşırken biraz boş bulundu..fakat kız, demin dediğim gibi yüzünü geriye çevirdi, annesini aradı. Çocuğun ilk yürüyüş heyacanı. Bu kızın bu ilk yürüyüş heyecanı ve geriye bakmaları hiç bitmez.

Bunu anlatmamdaki sebep alnındaki kırışıklıkların şekliydi. İlk defa gördüm böyle bir şey.

***

Artık görüşmeyelim Sebastian. Kalbimi de çok acıtıyorsun. Hem sen kendini nasıl yer tüketirsin!; ayıptır, günahtır. İnsan kend-ine bunu yapar mı! Hanibal Lecter mısın sen! Beni seviyorsan da ne yapabilirim! Muhtemelen sevilme ihtiyacından bu; beni sevdiğinden değil. Öte türlüsü de olası: ben seni sevmeye layık değilim demekki. Baksana! İşe yaramıyor. Her akşam geliyorsun lavuk lavuk konuşuyorsun; seni sevdiğimi anlatsam, ki anlatıyorunm aslınsa, fakat tatmin olamıyorum. Bir eşeğe de aynı şeyleri söylesem aynı şeyler olacak muhtemelen.

De haydi! Daha da gelme. Biz de gelmeyeceğiz. Telefon da etme. Telefon etmeyerek sürekli telefon ediyorsun. Bunu nasıl başarıyorsun, anlamıyorum....

Etiketler :

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank