content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

26 Eyl

Anılarda Kalanlar

Kabullenmek kolay olmasa da yıllar geçtikçe değişiyoruz. Mesala ben.

Çocukluğumda bilumum mahalle arkadaşı gelen kurbanlık koyunları besler, süsler, gezdirmeye bayılırdım.

Koyunlar sokak aralarında kesilir, bizde kızkardeşim dedeme yardım eder, deriyi sıyırırdı. Bense hep mesafeli kaldım bu töre kurbanlarına!

Neredeyse her Kurban Bayramı bir yolunu bulsam da koçu kuzuyu nasıl kaçırsam senaryoları üzerine çalışmakla geçti.

Yalnızca bir kez, akgöz koyunu yolun yarısına kadar sürüklemeyi başarmış, rahmetli dedemin çevik müdahalesinden ne zavallı koyun ne de ben kurtulabilmiştik.

Sonra, benden pes.

Ya hiç oralı olmayıp zavallıları tümüyle görmezden geldim ya da ilerleyen yıllarda seyahate giderek tüyüverdim.

***

Aslında bu ritüellere, dini vecibelere her zaman saygı duydum hatta hoşuma da giden yanlar da çoktur.

Erkenden kalkılan bayram sabahları, annemin etleri torbalara doldururken en yoksula en büyük torbayı gönderme telaşı, yeni entariler giyinip kapı kapı komşulara, ardından dar yokuşlu semtlere et götürme seramonisi, doğrusu kavurma da fena değildi. (kurbanı görmediysem)

Ama bünyemin red ettiklerinde de ben haklıydım.

Kurbanlıkların birkaç gün önceden alıp kırmızı kurdelalarla süslenip gezdirilmesinden nefret ederdim. Bir de her sokak arasında vahşice beceriksizce yapılan kesimlerden, yarı kesik başlı hayvanların inlemelerinden sokaklardan akan kanlı sulardan, çöplerden sızan hayvan atıklarından.

***

Kurban kesmek değil, sokak ortasında bir hayvanı boğazlamayı şölene dönüştürmek yanlış. Mesele sokak ortasında hayvan kesmekte değil, yarım kilo kıyma almaya gücü yetmeyenlere ulaşabilmekte.

Bu yıl büyüklerinden bir ağır baskı. Nihayet tamam dedim ama benim şartlarımla..

Aslında bazı ritüelleri fena özlemesem yine yoktu şansları.

***

Ama bu kesim işi ciddi zor. En iyisi bir hayır kurumuna bağışlayalım. Yok hayır illa ritüel. “Tamam bana göstermeyin ne yaparsanız yapın.” diyerek çıkıyorum işin içinden

Bayram sabahı bizimkiler tam kesim yerine gidecek bir baktım bahçe kapısında koyunun alındığı genç çoban.

Evimizi gösterecekmiş koyuna. Kardeşim inat mısın?

***

Vahşetin seramonisi de şöleni de olmaz. Çocuklar canların alındığını görerek bayram yapmamalı.

Her kirli, kanlı savaşın içinde bir oyun vardır.

Kurban İbranice’de “yakınlaşmak”, Farsçada yaklaşan anlamına geliyor. Yoksula yakınlaşmanın en güzel yolu.

Hoş, dünyanın en pahalı etinin satıldığı ülkede bir kilo et dağıtınca mutlu olmak da ayrıca manidar ya neyse...

Bayram yakınlaşmakta, başkalarına ulaşmakta, birarada olmakta, kesinlikle vahşetsiz de olur.

Nefes almak

Bayramın en güzel anlamını Can Baba yazmış yine.

Nefes almak bayramdır mesela; günün birinde soluksuz kalınca anlar insan...

Görmenin nasıl bir bayram olduğunu karanlık öğretir; sevmeninkini yalnızlık...

Sızlamayan her organ, hele de burun direği bayramdır.

Bayramdır, elden ayaktan düşmemek, zihinden önce bedeni kaybetmemek, kurda kuşa yem olmayıp “çok şükür bugünü de gördük” diyebilmek...

Sevdiklerinle geçen her gün bayramdır.

Her gününüz bayram olsun..!

Etiketler : ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank