content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

02 Tem

AKP ve Medeniyet

Derler ki; “Osmanlı Devleti zamanında toplumsal değerlerimiz bozulmamıştı. Cumhuriyet toplumu yeniden düzenlemek için geçmişle olan tüm bağlarımızı kesmiş,

yüzyıllardır oluşturulan değerler, ananeler yok sayılmıştı”.
Bu tespiti zaman-zaman ben de yaparım. Ancak bir farkla; O da sadece geçmişimizle olan bütün bağların koparılmak istenmesi tespitidir. Lakin Osmanlı Devleti zamanında toplumsal değerlerimizin bozulmadığı yönündeki tespitlere katılmıyorum.

Zira eğer Osmanlı Devleti zamanında değerlerimiz toplumda bozulmamış olsa bile; Toplumu temsil eden kurumlar bilakis yozlaşmaya yüz tutmuştu. Hatta yozlaşmıştı. Çünkü kurumlar kendilerini yenileyemedikleri takdirde yozlaşmaya mahkûmdur. Nitekim Osmanlı eğitim sistemi, askeriyesi, dini kurumları sanayileşen dünyanın yeni değer yargılarına göre kendilerini yenileyemedikleri içindir ki zamanın ileri devletlerinden geride kalmıştır.

Cumhuriyet yöneticileri bunu toplumun inanç, gelenek ve göreneklerinin çağ dışılığına bağlamışlar, müzik dâhil toplumun kültürel yapısını batı değerleri ile yeniden düzenlemeye kalkmışlardır.

İki binli yıllara geldiğimizde toplum, kendi değerleri ile yaşamak isteyen, fakat bunu şartlar gereği beceremeyen ve ana-babası muhafazakâr fakat kendisi batı değerlerini benimsemiş/benimsemeye çalışan-biraz da siyaset gereği- muhafazakârlığı çağ dışı bulan ama geçmişinden de kopamayanlar ile; Yaşam biçimi olarak tamamen batı değerlerini benimseyen ve onlar gibi yaşamayı medeniyetin gereği olarak görenlerden oluşmuştur.

Bir de anne ve babasından aldığı eğitim gereği muhafazakârlığı yaşam biçimi olarak benimsemiş kesimler var ki; Bunlar genelde siyaseten İslamcı kesimler olduğu kadar değerlerini siyaset harici tutmaya çalışan ama değişen şartlarda kendilerini yenileyemeyen kesimlerdir.

Ülkemiz anne ve babaları muhafazakâr, geleneklerine bağlı ve kendilerinin de muhafazakâr düşüncede olan, ama batı değerlerinden de vazgeçemeyen sağ partiler tarafından yönetilmesine rağmen; Aslında ekonominin subaşlarını tutan ve ülke idaresine hâkim kurumlar tamamen batı medeniyetini şiar edinmişler tarafından yönetilmekteydi. Bütün subaşları, bürokrasinin, askeriyenin üst kademeleri ile büyük sanayi kuruluşlarının ezici bir çoğunluğu buların elinde bulunmaktaydı. Hal böyle olunca toplumun kültürel yaşamı bu kesim tarafından batı medeniyeti örnek alınarak şekillendirilmeye çalışılmıştı.

Şimdi değişen ne oldu? AKP ne yapmaya çalışıyor?
AKP kurucuları İslamcı gibi görünseler de, aslında batı değerlerini kabullenenlerin yönettiği ve şekillendirdiği bir toplumda yetişmenin sonucu olarak; Aslında batı gibi yaşayan, ama bu değerlere tepki olarak kendini ötekileştiren ve farklı renklerde hareket eden, ama içerik olarak batı değerlerini kabullenmiş “modern” ya da laik kesimden hiçte farkları olmayan kişilerdir.

Mesela, spora bakışları tamamen eski sistemin bakışı ile aynıdır. Rantçıdır, toplumu sportif birtakım faaliyetlerle etkilemeye çalışır. Özellikle futbola toplumcu değil, tamamen profesyonelce yaklaşır. Eğitimde İmam Hatip okullarını ihya etmek için var gücü ile çalışır, lakin gençliğin sosyalleşmesi için şehirlerimizde gerekli düzenlemeleri, alt yapı yatırımlarını yapmaz.
Kazandıklarını dilediği şekilde harcamayı kendisine hak görür. Mütevazı davranmaz. Düşüncelerinde de toplumcu değildir. Topluma saygısı ihtiyaç duyduğu ölçüdedir.
Geçmiş sistem toplumu hakir görürdü, tepeden bakardı. AKP ise iktidarı kazanılmış hak olarak görüyor. Ve her istediğini yapma hakkını böylelikle kendinde görüyor.

Mesela İstanbul’da Çamlıca tepesine camii yapma kararını tartışmasız alabildiği gibi, Camiinin nasıl bir mimari üslubu taşıyacağına karar vermeyi de kendinde hak olarak görebiliyor. Hâlbuki buraya camii yapılması için tüm İstanbul halkının fikirlerinin alınması gerekirdi. Ayrıca buraya yapılacak camiinin mimari projesi değil ülke mimarları, dünya mimarlarına açık olmalıydı. Onun aklı-fikri geçmişte. Yani Osmanlının devamı olmayı geleneklere bağlılık anlamına geliyor. Hâlbuki Osmanlı gibi olmak artık çağ dışılıktır. Çünkü Osmanlıdan yüz yıl sonra yeni bir sentez gereklidir.

AKP’nin bilmediği kendi gücünün kültürel bir derinliği olmadığıdır. Hatta dayandığı tabanın bile kültürel gelişimi cumhuriyet döneminde sekteye uğradığıdır. Bir anlamda muhafazakârlıkları sığ ve “modern”,laik kesimin onlara gösterdiği, dikte ettiği kadardır.
Fakat bunu AKP’ye çok görmemek gerekir. Eğer sonuç umulan gibi olacaksa AKP’yi mazur görmek gerekir. Zira AKP’nin yaptığı azap askerliğidir. Önemli olan geriden gelenlerdir.

Eğer onlarda AKP gibi iseler,”işte o zaman yandı gülüm keten helvası”.

Etiketler : ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank