content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

08 Haz

AK Parti Muktedir Olunca ne Değişti?

26 Haziran 2008 tarihinde, ‘AK Parti'nin kapatılmasını destekliyorum(!)’ başlıklı Taraf’ta yazıdığım yazımda; AK Parti iktidarı ile ilgili şunları yazmışım: “Muktedir olamazsanız, mağdur olursunuz. Mağdur olursanız, iktidar olamazsınız. Devletle iş tutmaya kalkarsanız, birgün teslim olursunuz. Düzeni değiştirmek isterken muktedir olamazsanız, düzenin değiştirmesine tabi olursunuz ve ona benzerseniz. Sonuç olarak, yüzde bilmem kaç ile gelirseniz gelin; muktedir değilseniz ve demokrasiye, hukuka, özgürlüklere inanır gibi yaparsanız, bir gün hukuksuzluğun öyle ya da böyle kurbanı olursunuz. Demokrasiyi, özgürlükleri, adaleti, hukuku sadece  kendiniz için isterseniz, ötekinin hukukunu es geçersiniz bir gün kendiniz de mağdur olursunuz.

Sadece yandaşlarınızın ve size oy verenlerin iktidarı olduğunuzu düşünür ve toplumun iktidarı olduğunuz gerçeğini unutursanız, ötekilerin korkularını büyütürsünüz ve mağduriyet üzerinden siyaset yapmayı alışkanlık haline getirirsiniz.

Türbanı özgürlük sorunu olarak görüp, ötekilerin özgürlük sorununu görmezlikten gelirseniz; ötekilere demokratik bir zihniyetin temsilcisi olduğunuzu anlatamazsanız. Ve onların karşıtlığını büyütürsünüz. 

Oy aldığınız yurttaşların taleplerini toplumun taleplerinden bağımsız olarak görür ve toplumun bütünün ihtiyaçlarına yönelik politikalar geliştirmez iseniz, ağzınızla kuş tutsanız da hukuksuzluğun sürmesine katkıda bulunursunuz.

AB kriterlerini; ülkenin demokratikleşmesi, zenginleşmesi, hukuka kavuşması için değil de, sadece kendinize yararı olsun diye isterseniz, kriterlerin  gereklerini yerine getirmek için çaba harcamak yerine savsaklamaya başlarsanız bir gün mağdur olursunuz.
AB kriterlerinin gereğini yapmak için, toplumun öteki demokratik yapıları ile dayanışma içersinde olmak gerekir. Olamazsanız, onları birer payanda gibi görürseniz de, bir gün yalnızlaşır ve mağdur olursunuz.

Yurttaşların zengin bir yaşama kavuşabilmesinin ve farklılığının teminatının demokratik bir cumhuriyetin inşa edilmesinden geçtiğini anlatabilmek için, demokratik bir zihniyetin gereklerini yeri-ne getirmek gerekir. Yoksa üzerinize gölgeler geldiğinde, güneşin doğduğuna binlerce kez şahit olmaya devam edersiniz.

Demokrasiyi toplumun tamamı için değil, sadece kendisi için isteyen bir zihniyet toplumda ancak var olan korkuyu büyütür ve bu da korkudan beslenenlerin iktidarını sürdürmesine katkıda bulunur. Bugün tam da olan budur.”

Yazdıklarımın üzerinden 4 yıl geçti

Aradan dört yıl geçmiş. AK Parti ka-patılmamış, darbeciler eksik fazla yargılanmaya başlamış, dokunulamaz diye düşünülen derin güçlere eksik fazla dokunulmuş. Türkiye son üç yılda demokrasi konusunda ciddi ciddi yol kat etmiş. 

Ancak 4 yıl önce yaptığım tespitler bugün hayata geçiyor. ‘Demokrasiyi, özgürlükleri, adaleti, hukuku sadece  kendiniz için isterseniz, ötekinin hukukunu es geçersiniz bir gün kendiniz de mağdur olursunuz. Sadece yandaşlarınızın ve size oy verenlerin iktidarı olduğunuzu düşünür ve toplumun iktidarı olduğunuz gerçeğini unutursanız, ötekilerin korkularını büyütürsünüz.’ Gelinen noktada, Uludere, Kürtaj, Sezaryen, 4+4+4 eğitim sistemi gibi önermeler ile bugün AK Parti kendisine destek vermiş partili olmayan kamuoyunun korkusunu bile büyütür hale gelmişse, varın gerisini siz hesap edin. 
Vakit geçirilmeden ötekileştirici, toplumun taleplerini dizayn etmeye yönelik politik girişimlerden vazgeçilmelidir.

****

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Uludere katliamında dava açtık, soruşturma sürüyor” dese de, demokratik güçlerin nezdinde oldukça yara aldı. İktidarın her doğrusunda yanında olmuş demokratik kamuoyunda inandırıcılığını yitirmeye başladı. 

Derindeki Ergenekon zihniyeti, AK Parti’nin yanlışları üzerinden güçlenmeye çalışıyor. Derin devletin ve otoriter devlet zihniyeti temsilcilerinin, Cumhuriyet tarihinde onlarca Uluderede katliamı olsa da, sanki ilk defa yaşanmış gibi bunun üzerinden AK Parti iktidarına yüklenmesi ise başka bir yüzsüzlüktür. 

Onların bu konuda inandırıcılığı yok. Ancak AK Parti’ye bugüne kadar destek vermiş, refarandurumda bu destek en üste çıkmış kimi sol demokrat aydınlar, demokrat ve vicdan sahibi dindarlar nezdinde ise itibar yitirmeye başlaması, AK Parti iktidarının otoriter devlet zihniyetinin yerine kendisini ikame etmeye çalışması ve Uludere konusunda bombalama emrini verenleri korumaya yönelik konuşmalar dört yıl önce yazdığım tespiti yeniden gündeme getiriyor. “Devletle iş tutmaya kalkarsanız, bir gün teslim olursunuz. Düzeni değiştirmek isterken muktedir olamazsanız, düzenin değiştirmesine tabi olursunuz ve ona benzerseniz.” 

Ve yazık ki, AK Parti iktidarı Uludere, Kürtaj, sezaryen ve 4+4+4 eğitim sistemi önermesinde olduğu gibi değiştirmeye çalıştığı devlete, güçlendiğini düşündüğü için benzemeye başlamıştır ki, bu; sonun başlangıcının girişimleri olabilir. Ve böyle düşününce de otoriter devlete benzemeye başlamıştır.

Uludere’da zorla yapılan Kürt-ajlar
 

“Her kürtaj bir Uludere”dir diyerek, Uludere katliamının üzerine giden medya kuruluşlarının, kimi yazarların da arkasında uluslararası güçler olduğunu iddia etmesi ise işin tuzu biberi oldu.
Her kürtaj bir Uludere olunca unuttuğu bir şey vardı Başbakan Erdoğan’ın:
Kürtaj yurttaşın isteği ile yapılıyor, inanç üzerinden baktığında bu cinayet ise bunun sorumlusu yaptıran, yasada ise suçun karşılığı yok. Oysa bu sözü söyle-yerek Uludere’nin bir cinayet olduğunu kabullendi. Hem de 34 tane devlet tarafından yaptırılan kürt-aj. Ve bu kürt-ajı devletin kendisi, yurttaşına sormadan habersizce yaptı. 

Ey devlet, iktidarın başı, sorumlu ve yetkili olan Başbakan Erdoğan, senin yönettiğin Türkiye’de devlet, Uludere’de zoraki kürt-aj yaptı. İşte bunun hesabını soruyor vicdanı olan, demokrat yurttaşlar, ve onlarca yıldır sürekli zorla kürt-aja uğratılan Kürtler… 
Başbakan Erdoğan’ın kürtaj üzerinden söylediklerini, Uludere’ye bakınca inandırıcı bulabiliyor musunuz?

****

Ve bu suçun yasada karşılığı da var. Uludere üzerinden milliyetçi dalgayı büyütmek bu topraklarda yapılabilecek en kolay politika. Mağdur olduğunuzda, gölgeler üzerinize geldiğinizde, güneşin doğduğuna binlerce kez şahit olmaya devam ettiğiniz bir ülkenin siyasetçisi olmak kolaydı. Bugün artık mağdur değil,    muktedersiniz. 
Mağdur olanları anlamıyor ve işte sizi siz yapan asil vicdanı konuşturmuyorsanız, sorun var Başbakan Erdoğan, sorun.

****

Bugün Uludere katliamının bir operasyon olduğu açık seçik ortada duruyor. Ve siz muktedir olduğunuzu düşünerek, aynı Ergenekon zihniyetinin temsilcileri gibi konuşuyorsunuz. Kibirle, üstten bakarak, aşağılayarak, dün mağdur olduğunuzu unutarak bir muktedir hem de vicdanını yitirmiş tarihteki tüm muktedirler gibi konuşuyorsunuz.

****

Uludere’yi kürtaja, kürtajı Uludere’yi karıştırsanız, bir de hiç alakası olmamasına rağmen sezaryanı karıştırırsanız inanın hayal kırıklığı yaratıyorsunuz. Bakmayın siz yüzde 50 desteklere… 
Bu topraklarda o desteği siyasetçiler çok gördü, sizden önce. Demokratik seçimin olduğu her yerde sizden büyük millet var, sakına mağrurlanmayın. İnanan biri olarak sizden de, milletten de daha büyük yaratan var. 
 
Aklınızdan geçeni toplumla paylaşmasınız da, inancınız gereği yaratan aklınızdan geçen her şeyi biliyor. Onun içindir ki, dün mağdur olduğunuzda, toplumun tüm mağdurlarını anlıyordunuz. Kürtleri, Alevileri ve diğer mağdurları daha çok anladığınızı düşündüğümüz sözler söylüyordunuz. 
Şimdi ise Kürtlere efendileri gibi davranan açıklamalar yapıyorsunuz. Kadınlara doğumla ilgili, doğumu nasıl yapıp yapmayacaklarına dair açıklamalar yapıyorsunuz. Ve sizin o açıklamalarınız emir oluyor. Diyanet fetva veriyor, ilgili bakanlıklar hemen girişimler yapıyor.

Erdoğan iktidar değil de,
muhalif olsaydı

Son sözüm ise THY’de grev haklarının engellenmemesi için iş durdurmaya çalışanlara yaptıklarınız. Nasıl muktedir olunur gösterdiniz. Yukarıda Allah var ve aklınızdan geçen her şeyi okuyor Başbakan Erdoğan. 

 
Şayet iktidar değil de muhalefet olsaydınız ne söylerdiniz işçileri ziyaret eder ve onların haklarının demokratik bir hak olduğunu belirterek, işçileri işsiz bırakan devlet yöneticilerine gerekeni söylerdiniz. Mağdurun yanında durarak vicdanını yitirmiş muktedir yöneticilere ne derseniz, ben bugün aynı şeyleri söylüyorum.
 
****
Şunu da bilmenizi istiyorum, günümüz dünyasında eskinin politik zihniyetinden kopamamış, sadece devlette örgütlü olan ve özelde olmayan sendikacılığın aslında bir devlet sendikacılığı olduğu gerçeğini de biliyorum.     Ancak THY halka açık bir şirket diyerek, sanki iktidarınıza bağlı değilmiş gibi, yönetim kurulu başkanlığını atadığınız bürokratlar yapmıyormuş gibi konuşuyorsunuz ya, ayıp oluyor.
 
****
Millet bugün hala size destek veriyor. Ama o milletin gönlünde mağduruyitlerinin ve vicdanlarının sesi olduğunuz için yer buldunuz. Vicdanı unutur ve o muktedir devlet yöneticilerine benzemeye devam ederseniz bilin ki, önce mağdur olanlar sizi terk edecekler. Sonra ise sadece yanınızda muktedirlerin kaldığını göreceksiniz ki, onların da milletin kendisi olmadığını tarihe bakınca zaten    biliyorsunuz. 
 
Onun içindir ki, yeniden yüzünüzü millete ve mağdurlara dönün, (milliyetçilikte ise MHP ile yarışmayı günü birlik politika olarak kullanmanızı anlayabilirim) ancak zihniyetinizi milliyetçilik belirlemeye başladığında bilin ki, milletin gönlünde zaten yeriniz, milliyetçiliğin asıl sahibi olanlar kadar olacaktır.
 
****
Demokratik bir Türkiye isteminde bulunanlar için hayal kırıklığı gibi gözükse de son gelişmeler, yapılması gereken: AK Parti iktidarını eski demokratik zihniyetinde işler yapmaya ve reformlara devam etmesi için zorlanmaya ve her şeye rağmen devam edilmelidir. Tabi, yanlış yaptığında ise vicdan ayağa kalkmalı, “Mağrurlanma padişahım sizden büyük millet ve yaratan var” denilerek muhalif ses yükseltilmelidir.

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank