content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

19 Eki

Ahilik

Ahi" kelimesi Arapça olup "kardeşim" anlamına gelmektedir Ancak bu kelimenin Türkçedeki cömert anlamındaki akı kelimesinden türetildiği de ileri sürülmektedir Anadolu'da ahiliğin kurucusu olarak bilinen Ahi Evran (ö 1262), İran'ın Hay şehrinde doğan Şeyh Nasirüddin Mahmûd'dur. Ahiliğin prensipleri temelde Kur'ân ve sünnete dayanmaktadır Ahilik dinî, ahlâkî kurallarla iktisadî kuralları birleştiren ve sosyal bir yapıya kavuşturan bir teşkilattır.

Bu teşkilatın fütüvvet name adı verilen bir nizamnamesi vardı Teşkilata girecek gençler bu kurallara uymak zorundaydı ve kendilerinde doğruluk, güven, tevazu, vefa, cömertlik gibi nitelikler aranırdı Yalan, içki, zina, hile, gıybet gibi davranışlar meslekten atılmayı gerektiren suçlardır.

Ahilik, "iş ahlâkına sahip nitelikli kişi, ancak kaliteli mal ve hizmet üretebilir" gerçeğini yakalayıp uygulamada ortaya koymuştur.

--------------------------------------------------------------------------------------

Günümüzde Ahilik sadece kutlama ile sınırlandırılmıştır. İçtimai hayatımıza tatbik etmiş olsak, bu ocaktan yetişen insanlarımız bizler için övünç, gelecek için teminat kaynağı olurlar. Bugün ahilik kültür olarak algılanmakta, oysa tamamen usta, çırak ilişkisine dayalı,  bir çırağın hangi alanda yetişmesi gerekiyorsa, çırak olarak girdiği iş yerinde ahilik kurallarına bağlı olarak kendisini yetiştirme gayreti içerisinde olmalıdır.

Eskiden, bir baba evladını hocaya veya çırak olacaksa bir ustaya götürünce, eti senin kemiği benim diyerek teslim ediyormuş. Her şey tarihe karıştığı gibi bu sözlerde karıştı. Böyle bir sözden ne anlaşılıyor, kaba kuvvet gibi yorumlayıp, çağ dışı bir anlayış olarak algılanıyor.

Fakat öyle değil, çocuğun usta çırak ilişkisinde veya öğretmen öğrenci ilişkisinde geçireceği süre içerisinde, bir baba evladının nasıl yetişmesini istiyorsa o şekilde yetişmesi için ustaya veya hocaya güvence veriyor.

Peki, bugün öylemi, bir çocuk çalıştığı iş ortamında veya öğrenci ise okulunda yaptığı bir yanlışlıktan dolayı, hocası veya ustası tarafından uyarılsa, babanın verdiği tepki “hoca sen benim çocuğuma bu şekilde davranamazsın” diyerek özellikle çocuğun yanında, çocuğa cesaret verecek bir davranış içerisine girince o çocuğun hocası veya ustasına karşı tutum ve davranışını siz düşünün.

Hal böyle iken, çocuk ustasını veya hocasını saymıyor, hocası veya ustası da ona göre hareket ediyor, sonuç sıfıra sıfır elde var sıfır. Burada kim karlı, kim zararlı. Zarar gören toplum olarak bizleriz.

Oğlan babasını, kız anasını, çırak ustasını, öğrenci hocasını saymayıp, hatta tanımaz hale geldi. Başımızı ellerimiz arasına alıp biraz düşünelim, neden bu hale geldik, kimler bizi bu hale getirdi, ebeveynler olarak bizlerin hatası yok mu?

Erciyes Üniversitesinden bir Doçent bizlere birçok kurallarla ilgili seminer vermek için gelmişti. O anlattı. Yıllar öncesine dayanan bir olay, okul koridorunda bir kız çocuğu bir erkek arkadaşı ile ders saati dışında bir araya gelip, el ele, diz dize bir öğrenciye yakışmayan davranışlarda bulunduklarını, kendisinin ikaz etmesine rağmen ikaza aldırmayıp, neticede kızın babasına telefonla ulaşıp, durumu anlattığında babanın verdiği cevap “ sen benim kızımın özel hayatına karışamazsın” olmuş.

Evet, eskiden edep yahu denilirdi. Şimdi öyle bir kelime kullanabilirmisin. Kullanırsan ne olur. Ne olacağı belli, gençlerden bıçak yersin. Ben az anlattım siz çok anlayın.

Zamanmı değişti, bizmi değiştik.

Kıyamete yakın günlere kaldık.

Nefse hoş geleni tercihen seçtik.

Ahreti unuttuk, dünyaya daldık.

E-mail: stoprak_58@hotmail.com

ŞÜKRANİ

Etiketler :

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank