content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

03 Oca

Ah 2015

İnsanoğlunun iki büyük çelişkisidir, fal baktırarak geleceğin değişmesini beklemek ile değişim için pek uğraşmamak.

İsteriz ki küçük küçük mucizeler olsun.

İlahi adalet oyalanmasın, hemen yerini bulsun.

Kendimiz olmayacaksak da, bir yakınımız şöhret olsun, milyarları bulsun.

Tevekkül ile büyük beklentiler arasına sıkışıp kalmış bir milletiz biz.

Gerçeğimiz ne kadar sıkıcıysa, umudumuz o kadar fazla.

Umutsuz yaşanmaz ama bizim umutlar hep Allah’a havale.

‘Senin kız ne iş yapıyor’ diye soruyorsunuz mesala bir tanıdığınıza, ‘İstanbul’a gitti, dizilerde oynayacak’ diyor annesi. ‘Ya iş bulamazsa’, “O zaman döner asgari ücrete iş buluruz ona.”

Zavallı kızın hayatındaki iki ayrı uca bakar mısınız? Ortalar gittikçe daralıyor. Eğitimine göre iş bulma şansı azaldıkça bir gerçek, bir hayal arasında sıkışıp kalıyoruz.

O yüzden işi pek kolay değil 2015’in ya, Allah ona da kolaylık versin!

300 BİN EUROLUK SAAT

2015’in ilk haberlerinden birini okuyorum...

‘300 bin Euro’dan başlayan fiyatlarla satılan İsviçre merkezli lüks saat markası Greubel Forsey’in İstanbul Çırağan’da yapılan özel tanıtımına, yerli yabancı sınırlı sayıda kişi katıldı. Helikopterle gelenlerin yanı sıra Acun Ilıcalı, Emre Belözoğlu gibi ünlüler de saatleri görmeye gelenler arasındaydı.

El yapımı saat meraklılarının yakından bildiği Greubel Forsey’in yaratıcıları ‘Mekaniğin Tanrıları’ olarak da anılıyor.’

Güzel, farklı ülkelerde olur böyle tanıtımlar. Ama şöyle bir hesap edelim. 300 bin euro yaklaşık 900 bin lira eder. Ayda 2 bin 500 lira kazanan biri yemeden içmeden biriktirse 30 yıl ancak bir saat alır. Ya da ayda 1000 lira biriktirebilen bir aile 300 bin liralık bir eve 25 yıl sonra zor sahip olur.

Miras kalmayanın vay haline iş yerlerinde artık torpili doğrudan patronlar yapıyor. Pozisyon biraz rahatsa ilan vermeye fırsat kalmadan, patron yakınının işsiz bir yakını bulunuyor hemen.

2015’in ilk günleri bu ne karamsarlık, ne yapalım yani diyenler için sonuca geliyorum.

Gerçekle, sunulan gerçek arasındaki farkı iyi okuyalım diyorum.

Çok şeyi mucizelerin sırtına yükleye yükleye bugünlere geldik.

Haydi, ülke ve kendiniz için 2015’te belirlediğiniz en az 10 beklentinin peşinden koşma zamanı. İnadına üstüne üstüne gelse de şansızlıklar yılmadan yola devam. Tamam çok haksızlık, yanlışlık, adaletsizlik var ama bıkmak yok. Küsmek yok.

Tüm beklentiyi zavallı 2015’in sırtına yüklemek yok.

Nedense, ben dahil, etrafımdakiler her şeyi yeni yıldan bekleyince, 2015’e acıyasım geldi.

Sahne bizim, hayat bizim.

Shakespare pastoral komedisinde şöyle diyor...

Gerçek olmayanla düşüp kalkarsan, yoklukla arkadaşlık edersin.

En büyük gerçek ne istediğini ve ona ulaşacak yolu bulmaktır.

Bütün dünya bir sahnedir.

Aldığımız nefesimizi de borçlu değiliz ya sayın baronlara...

 

Etiketler : ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank