content 1975- Amasya Doğumlu Bahattin BAYRAKTAR 2000’den bu güne seçkin dershane ve özel okullarda Rehber Öğretmen olarak görev yaptı. Hizmet verdiği eğitim kurumlarında kendine özgü rehberlik ve kişisel gelişim çalışmaları ile ( Hafıza Eğitimi, Yaratıcı Matematik, Soru Çözme Teknikleri ve NLP ) bireysel rehberlik hizmetleri ile farklılığını hissettirmiştir. Bu farklılık çalıştığı kurumların eğitim sistemlerini yeniden düzenleyerek “ Başarı ve Kalite Koordinatörlüğü” görevini üstlenmiştir.
07 Oca

Neye Ne Kadar Şükrediyoruz…?

...Gerçek bir sohbetten alıntı… Bu gün yine şükür ki hala iyi ve güzelim… “Yaratılanı hoş gör, yaratandan ötürü…”İnsan bu sözün derinliğini kavrayıp hissedebilse çirkinin ve çirkinliğin aslında insanın kendi düşüncelerinde olduğunu fark edecektir…

“Gelse celalinden cefa yahut cemalinden vefa, lütfun da hoş kahrın da…” deyip başına gelen her hastalık için “şükür ki bu gün hastayım” diye sevinecektir…

Şükrettiği hastalık, onun için bir temizlik nöbeti olduğunu ve bu bilinçle yaşadıklarına şikayet etmek yerine “kendine yakışmayan, kendinden olmayan günahlardan temizlenip pak olmanın heyecanıyla sevinecek ve bunun için de elbette şükredecektir.

Biz sanırım, sadece bize güzel görünen olay ve durumlara karşı şükredebilecek kadar ufka sahibiz ki sadece onlar için şükrediyoruz ve sadece onlar için sevinebiliyoruz.

Ya bize güzel görünmeyen ama bizim için  daha hayırlı olan olay ve durumlara karşı şükrü ne zaman eda edeceğiz..?

Bu büyük farkı hissedebilmek için sanırım derin bir tefekkür gerek, hayrın ve şerrin yalnız ondan geldiğini kabul etmek gerek. Başımıza gelen olay ve duruma karşı isyan etmeden, farklı açılardan bakabilme  ufkuna sahip olmak gerek…

Aslında, görünenin göründüğü gibi bizim için hayır mıdır, şer midir, bilemiyoruz. Bu isyan bayraklarının nefsimizin her köşesinde bayrak açmasına sebep olan şey de bu bilinmezlik, bu basiretsizlik değil midir..?

Sağlıklı olduğumuz için şükrederiz… Ne güzel değil mi, ya hasta olduğumuzda..?

O rahatsız olduğumuz günlerimizin, yaşadığımız sağlık sorunlarımızın, bizi günah işlemekten alı koymanın ötesinde işlediğimiz tüm günahların istiğfarı için bize bir  nöbet zamanı hatırlatması içinse..?

Evet, bazen gerçekten “sağlıksız olduğumuz” için de şükretmeyi unutmadan -sağlığımızın bozulması için olmasa da- sağlığımız bozulduğunda, üzerimizden silinen günahlar için, bizi tefekküre sevk ettiği için “Rahman” olana şükretmemiz gerekmez mi..?

Yine, kimimiz zengin olduğumuz için dua ederiz, kimimizse zengin olmak için… Ama kimse yaşadığı durumun, kendisi için ne getirdiğini ne götüreceğini düşünmeden “gönlünde olanın kabulü için” dua eder. Ama bilmiyoruz ki zengin olmak için dua eden bizler, belki de zengin olduğumuzda şımarıp unutacağız yaratılış sebebimizi ve rabbimizde uzaklaşacağız ve günahlarla daha fazla meşgul olacağız..?

İnsan nasıl ki günaha girdiği için şükretmiyorsa belki de zengin olmak için de dua etmezdi o zaman…

Zenginlerin veya zenginliğin sorumluğu fakirlere verilmemiş ki… “nerde bir fakir var, bu gün karnını doyuramamış bir yetim var” demeyecek, düşünmek zorunda kalmayacak.

Ama zengin bir mümin öyle kolay kurtulabilir mi bu sorumluluktan… böyle düşünebilen ve yaşayabilen, bu günün her zengin mümini, bana göre döneminin bir Hz. Ömer’idir…

Şükür ki Rabbim kimseyi taşıyamayacağı yükün altına sokmuyor. Benim gibi aciz bir kul, sonra nasıl hesap verirdi o mahşerde…

Ya Rabb! Sana binlerce şükrediyorum ki, beni sadece karnımı doyuracak kadar zengin eylemişsin…

“Ya Rabb! Senden tek dileğim:

Ya gönlümde olanı hakkımda hayır eyle

Ya da hakkımda hayır olanı gönlüme razı eyle…”      (Amin.)

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank