content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

25 Ağu

CHP “Yenilikçilerine”: Tarihe Çok Kötü Geçecek Adınız

Bir süredir CHP’nin “Barış Süreci” karşısındaki ulusalcı direnişi nedeniyle, bu parti kitlesinin durum ve duruşu üzerine –A. Görmüş, G. Özaltınlı ve H. Uluengin gibi- bazı köşe yazarının ilginç yazılarını okuduk.

Özellikle Özaltınlı, “CHP’nin tamamen ulusalcı bir partiye dönüşmesinin bir mukadderat olmadığı” tespiti ile sorunun doğru bir mecrada tartışılabilmesinin önünü açtı. Ardından, bizzat bir CHP’li, CHP kitlesinin yüzde 65’inin barış sürecini desteklediğini açıkladı ve açıklamasıyla “boynu vuruldu”

Otuz yıl süren “anlamsız” bir savaşın ve bunun bir barışla sona erdirileceği ihtimalinin tüm toplumda pozitif bir bilinç oluşturmasında şaşılacak hiçbir şey yok. Şaşılacak şey CHP’nin yönetim kademesinde, toplumun böylesine barış potansiyeli taşıdığı bir dönemde bile, savaşta ısrar edenlerin kendini “solda” göstermeye çalışan bir partide, bir kırılma yaşamadan varlıklarını devam ettiriyor olmalarında. Bence bugün geldiğimiz noktada, yüzde 65’inin barış sürecini desteklediği CHP kitlesinden çok, bu tabanla uyumsuz oldukları ayan beyan ortada olan, kendilerini “yenilikçi”, “değişimci” gibi sıfatlarla adlandırıp, ulusalcılarla farklılığı olduğunu iddia edenlere bir çift laf etmek gerek.

Savaş ve barış süreçleri, turnusol kağıdı gibi, toplumsal, politik ve ahlaki ayrışma süreçleri olurlar. En bilinen örneği, birinci paylaşım savaşının bütçesine destek veren Almanya Sosyal Demokrat Partisi (SPD) nin yaşadığı ayrışmadır. Tüm ülkede sürdürülen şoven ve milliyetçi propagandaya teslim olan SPD yönetimi, yıllardır sürdürdüğü enternasyonalist çizgisinden feragat ederek, Almanya’nın savaş kervanına katılmasını onayladığında, Berlin sokaklarında tek başına emperyalist savaşı protesto bildirisi dağıtan KARL LİEBNECHT ve onun yanında duran Rosa Luksemburg bu ayrışmada taraf olup, tarihin beyaz sayfasında yer almışlardı. İşleri çok zor, aldıkları tavır yaşamlarına mal olabilecek nitelikteydi ve mal oldu da.

O sosyal demokrasi ile benzerliği hiç olmayan şimdiki CHP için durum tam tersi. Kitlelerin şovenizmle zehirlendiği, başlamak üzere olan bir savaş değil, 30 yıldır sürdükten sonra, halkın büyük bir bölümünün arkasında durduğu, kendi kitlelerinin bile desteklediği bir BARIŞ SÜRECİ var ortada.

Üstelik Sosyal Demokrasi’yi bizzat onun doğduğu yerde öğrenmiş, yıllarca o coğrafyada bunun politikasını sürdürmüş, bizim coğrafyamızda Sosyal Demokrasi’nin vakıflarını kurmuş, dahası SUSURLUK raporlarını yazmış insanlar var aralarında.

Ama sesleri yok, kendileri yok sanki.

Sanki 30 yıldır süren savaşta ölen kırk bin insan, yüz binlerce yaralı, on binlerce tutuklu, yurtlarından sürgün edilen milyonlarca insan onları hiç ilgilendirmiyor.

Onlara şunu söylemek isterim:

Kimse sizden Karl Liebnecht ya da Rosa Luksemburg olmanızı beklemiyor, ortalama vatandaş, kendi kitlenizin bir parçası olun bari.

Son şansınız olan bugün konuşmadığınızda, sadece politik olarak değil, ahlaki olarak da çok kötü geçeceksiniz tarihin sayfalarına.

Etiketler : ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank