Olanlar Olmasın!
Yaklaşık 1.5 saat su gibi aktı.
Sıkılmadan, sinemada birçok filmi izlerken yaptığım gibi ikide bir sağa sola dönmeden geçti zaman.
Evet Ata Demirer son filmi Olanlar Oldu’da harika oyunculuk sergiliyor, diğer oyunculuklar güzel, çekimler seri, doğallık ve yöresellik etkileyici. Seferihisar, Sığacık baştan sona cezbedici.
İnanın yetiyor.
Bölgeye yabancı olanların, hele İstanbullular’ın benden 10 kat daha fazla doğal güzelliklere imreneceklerine eminim.
Yani her şey para değil.
Aksine, bu devirde doğayı koruyup, kültürünü sarıp sarmalarsan belki birkaç şirketi zengin etmezsin ama o bölgenin halkını, on binlerce insanı mutlu yaşatırsın.
Avrupa ülkelerinin turizm kentlerinde uyguladıkları ağ ekonomisi kavramı vardır.
Gelir getirici faaliyetleri büyük yatırımlarda toplamak yerine, bölgenin doğal zenginliklerini ağ gibi örersiniz uzun vadede ekonomik çarpan etkisi yaratırsınız.
O yüzden kimse alınmasın, Seferihisar, Sığacık’ta balık çiftliği olmaz.
Buna karşı çıkmak da yatırım düşmanlığı değildir.
O BALIK ÇİFTLİĞİNE HAYIR
Kültür balıkçılığı sektörünü yaklaşık 20 yıldır bilir, izlerim. Sektörün yarattığı katma değere ve gerekliğine inanırım.
Yaşanan sıkıntılı süreçlere, bu işi hakkıyla yapmaya çabalayan firmaların yalnızlıklarına tanıklığım, ilgili Bakanlıklara sunulan çözümlerin arkasında durmuşluğum vardır.
11 ayrı bakanlıktan yatırım izni almaları gerekir.
Kurallar onları ne kadar bakir koylara sürüklese de gerçekler, kıyılara merkezlere yakın olmaya iter.
Ama denklem, göze kestirilen koylarda bir şekilde yasal izinleri alarak çiftlik kurmakla çözülmüyor.
Turizm Bakanlığı’nın belki bu konuda öncelik alması önemli. Turizm destinasyon alanlarını hinterlandıyla, korumaya alınması bir çözüm olarak düşünülmeli.
Halkı yatırımcılarla karşı karşıya getirmeden önce kurumlar planlamaları, bu anlayışla yapmalı.
Eğer korumalı turizm destinasyon bölgeleri yaratılmaz, imar dahil tüm düzenlemeler baştan planlanmazsa eldeki birkaç yer de yitirilecek demektir.
Bırakın ötesini, bence insanın karakterini bile coğrafya şekillendiriyor.
Rengin, kokunun, bitkinin, meyvenin olduğu yerde yetişmişsen coşkulusundur, hayatı hissederek yaşarsın. Candan gayrısının çözümü vardır dersin, yeter ki ruhun özgür olsun.
Aslında balık çiftliği ironik bir simge.
Eğer bugün plansızlıklara direnmezsen emin ol, yarın o koca denizin içindeki havuzda yaşayan balık sen olacaksın!
