Çocukların Seyahat Biçimi
İnsan vücudu uzun süre koşmak için değil, yürümek üzerine programlanmış, belgesellerde izlediğiniz aslanlar, kaplanlar; yalnızca avlarını yakalamaya çalışırken son hızda koşarlar. Avlanmanın dışında koşmaları için bir sebep yoktur. Bu yazıyı kaleme alırken izlediğim belgeselde muhteşem yetenekli hayvan çita birden bire hızlanıp ceylanı en gafil anında avladı.
Koşmanın yürümekten farkı, bir adımımızı attığınızda öbür ayağımızın yerle teması olmamasıdır. Öyle bir ayarlıyoruz ki iki ayağımız da yerden kesilmiş. İşte o an koşma eylemi gerçekleşiyor ve hayatın arkasından koşuyoruz, koşuyoruz…
Koşmak, gülmek gibi dünyanın en güzel eylemidir. Çocuklar her yere koşarak varma eğilimi içindedirler. Daha hayata hazırlanırken, okulda teneffüs zili çaldığında merdivenleri koşarak inerler. İçeri zili çalar yine koşarak çıkarlar. Sokağa çıkınca koşar, servisi gelince koşar, servisten inince koşar, neye, niçin koştuğunu ayırt edemezsiniz.
Çocuklar koşarak, düşerek büyürler.
Ahmet henüz 8 yaşında. Ahmet yürümüyor, koşmuyor, adeta uçuyordu. Gözlemledim ve Ahmet’i nasıl yönlendirebilirim, ne yapabilirim diye düşündüm. Atletizmde başarılı olacağını gördüm. Öngörü işte.
Hatta neden şampiyonu olmasın? “Olabilir olabilir olabilir…”diyerek düşüncelerim kaydı. Araştırmaya başladım bu çocuğu nerede, nasıl yetiştirebiliriz?
İnternet ortamında, karşıma çıkan ilk sayfa, İstanbul Atletizm İl Temsilciliği. Doğru adrese ulaşmıştım, doğru bilgileri almak için. Öğleye doğru telefon açtım il temsilciliğine. Karşıda ilgili bir ses, merhabalaştıktan sonra çocuğu; Uluslararası standartta Gençlik ve Spor Bakanlığı Atletizm Federasyonuna bağlı olan Aslı Çakır Alptekin atletizm salonunda antrenörler le birlikte eğitime başlayabileceğini belirtti. Çok sevindim. Çocuklarla paylaştım. Hep bir ağızdan sordular:
Aslı Çakır Alptekin kimdir?
Aslı Çakır Alptekin, 20 Ağustos 1985 tarihinde Antalya’da doğmuş, 8 yaşında atletizme başlamış.
2004’te Dünya Gençler Şampiyonası’nda rahatsızlığı nedeniyle eczanede vurulduğu iğnenin yasaklı madde içermesi genç sporcunun 2 yıl spordan men edilmesine neden olmuş. 2004 yılında doping nedeniyle 2 seneliğine atletizmden men edilmiş genç sporcu.
Aslı Çakır Alptekin, Çin’nin Shenzhen şehrinde düzenlenen 2011 Yaz Üniversite Oyunları’nda 1500 metrede altın madalya, İstanbul’da yapılan 2012 Dünya Salon Atletizm Şampiyonası’nda 1500 metrede bronz madalya kazanmıştır.
27 Temmuz-12 Ağustos 2012 tarihleri arasında İngiltere’nin başkenti Londra’da düzenlenen yaz olimpiyatları’nda 1500 metrede 4.10.23 derecesiyle birinci olarak altın madalya kazanmıştır. Bu madalya aynı zamanda Türkiye’nin olimpiyatlarda atletizm alanında kazandığı ilk altın madalyadır.
Uluslararası standartta Gençlik ve Spor Bakanlığı Atletizm Federasyonuna bağlı Atletizm salonuna adı verilmiş. Gurur verici bir durum.
Ancak, Mart 2013'te WADA tarafından IAAF'ye gönderilen raporda Alptekin'in biyolojik pasaportunda doping şüphesi doğuran düzensizlikler olduğu belirtilir ve 3 Mayıs 2013'te IAAF'den yapılan açıklamayla Alptekin kendini aklayana kadar atletizmden men edilir.
17 Ağustos 2015'te Spor Tahkim Mahkemesi tarafından, 1500 metre olimpik koşularında doping kullandığı gerekçesiyle 8 sene yarışmalardan men cezası almış. Devletten şampiyonluk ödülü olarak aldığı 1000 adet Cumhuriyet Altın’ını da geri verecekmiş. Verilmiş onca emek karşısında “Keşke olmasaydı “ diyebiliriz.
Orada yetiştirilmeye çalışılan, eğitim gören, bir hedefi, idolü olan sorgulayan küçük çocuklara sporcumuzun hala adının salonda anılmasını nasıl anlatayım, o küçük bedenlere nereden başlayacağım, nasıl bitireceğimi bilemedim. Şimdi ne cevap vereyim yarınlarıma?
Sevgiyle, güzel günlere…
http://www.milliyet.com.tr/asli-cakir-alptekin-kimdir----2103551-skorerhaber/
