content
28 Eyl

Zeki Coşkun: Kılıç Artığı – İlhan Şevket Aykut

İlhan Şevket Aykut; yalnız, gizemli ve gizli kalmış emekçisi Türk Şiiri’nin. … İlişkide olduğu insanlar için “şair”di. Hiçbir şiirini yayımlamadı. 1950’li yıllarda resim çevresinde, o dönem için yeni olan “abstre” akımına ilgi duyan genç sanatçılarla, “meslekten” denecek düzeyde yakın ilişiler kurdu. Tüm dostluklarını, tek taraflı olarak terk etti… İflah olmaz, aksi, kuruntulu, korkak, daimi şık ve daimi münzevi olarak yaşadı. 50 yıl boyunca arada bir dile getirdiği, sürekli tasarladığı intiharı, 17 Mart 1991’de gerçekleştirdi. İlhan Şevket, son derece disiplinli yaşadı seksen dört yıllık hayatında. O, her ne kadar yetmiş beş oldu mu, göçüp gitmeli dese de, giderayak bitirilecek işleri vardı. Örneğin; 600 sayfalık Fransızca sözlük… Her sayfa, bir günün karşılığı. Bu bittiğinde ben de gidiyorum diyordu.

Hayatının her anını farklı yaşayan Şevket Aykut’un ölümü de yaşamı gibi olmuştu. Ömrünün son gününe kadar tasarladığı gibi planlı ve sırlarla dolu… … Şiiri ana uğraş, meslek olarak benimsemiş. Vazgeçemediği tek şey şiirdi. Ancak; yaşamındaki hemen her şey gibi, onların da büyük bir bölümünü; 1950’ye kadar yazdıklarını imha etmiş. Kendisini her zaman şair olarak tanıttı ama; ne yazık ki gizli şairdi. Aynı zamanda, romancı ve dilci. Tutkun olduğu Türkçe dışında, Rusça başta olmak üzere beş dil biliyordu. Bunların çoğunu da kendi kendine öğrenmiş. Böylesine azimli ve başarılı bir aydının hazin öyküsünü, kitabın yazarı Zeki Coşkun’dan dinleyelim…

Hayattan vazgeçmeden önce, onu anlamlı kılan şeylerden vazgeçiyordu adım adım. Belki de bu vazgeçişlerin uzantısında, canına kıyma; kendisine, çevresine yönelttiği ve yine de “amaçlar” nedeniyle ertelediği, vazgeçip geri aldığı tehdit. Nihai eylem için, 84 yaşının son gününü bekliyordu… Her zaman, peşinde bir polisin olduğuna inanan şair, kendisini dış dünyaya kapatmasına sebep olan hatırasını şu cümlelerle anlatıyor: “1930’ların başında, bir vapur yolculuğu sırasındaki sohbette, dönemin başbakanı İsmet İnönü’yü eleştiriyorum. Tartışma çıkıyor bir anda. Tabii söylediklerim, ilgili yerlere iletiliyor. Muhtemelen o ihbar sonucu, misafir öğrenciliğime son veriliyor, üniversiteye girip çıkmam yasaklanıyor. Kendimi kapattım ondan sonra da.”

Gizemli şair, içine kapanık olduğu kadar asiydi de. Hiçkimseye, hiçbir şeye boyun eğmeyen ve minnet etmeyen bir yapısı vardı. Emekli subay olan babası, daha öğrencilik yıllarında, “senin görüşlerin yüzünden maaşımdan olacağım” serzenişinde bulunuyor. O da, “merak etme olmazsın” yanıtını verip, ailesiyle tüm bağlarını koparıyor. O tarihten itibaren; annesi, babası ve kardeşleriyle bir daha asla görüşmüyor. Her ne kadar babasıyla dargın olsa da, annesinden daima büyük bir sevgi ve saygıyla bahsederdi. Aradan geçen onca zaman sonra, annesinin öldüğünü haber aldığı gün berbere gittiğini ve berber koltuğunda oturduğu sürece sessizce ağladığını, berberin de hiçbir şey yokmuş gibi her zamanki saygısıyla işine devam ettiğini anlatırdı hep.

Annesine böylesine saygı duyan şairin hayatında, zaman zaman farklı özel kadınlar da oldu. Tabii ki onlar da meçhul, sır. İlhan Şevket, tutkuyla yaklaştığı tüm aşklarını, iş sürekliliğe ve aynı evi paylaşmaya gelince terk ediyordu. 20’li yaşlarda ilk evlilik teklifini “fikri hayatını feda etmeyeceği” için geri çeviren şair; 35-40’larında bir kez daha aynı durumla karşılaşıyor. Uzun süre birlikte olduğu, adı her zamanki gibi kendisinde saklı kadın, “bunca zamandır bir aradayız, evlilik bile teklif etmediniz” diyor, “gel seninle evlenelim.” Sonuç elbette ki ayrılık… Aslında, kadınların onun yaşamındaki yeri sadece aşk düzeyinde değildi. En yakın dostluklarını karşı cinsle kuruyor; ilgi, sevgi görmenin yanında, destek de alıyordu onlardan. İlhan Şevket’in zaman zaman konuk olduğu ve yaşamını sürdürdüğü evlerin, köşklerin sahipleri; Münevver Hanım ve Tiraje Dikmen bunlardan ikisiydi… Gizemli şairin kaldığı evlerden söz açmışken; geçimini nasıl sağladığı konusu üzerinde de durmak gerekiyor… Mesleki kariyer basamaklarını çoktan tırmanmış, hukuk fakültesinden dört arkadaşı, öğretmenlikten istifa ettiğinde, o dönem için geçimine yetecek bir fon oluşturuyor. Her biri her ay 10 TL yatırıyor onun adına. Ev kirası, yiyecek, içecek hepsi içinde…

Hukuk Fakültesi mezunu, birçok konuda başarılı bir insanın – eline birçok fırsat geçmesine rağmen – neden böyle bir hayatı seçtiği ve neden ölüme hep yakın durduğu, doğrusu merak konusu olmuştur her zaman. Polis takıntısı/korkusu, hayattan alıkoyuyordu onu. Gençlik yıllarında tanıdığı, kendisinin “kaçaklık” yıllarında bir dönem aynı evi paylaştığı Sakallı Celal gibi bir örnek vardı önünde; düşmekten, sürünmektense yok olmak, öyle görünmek iyidir diye düşünüyordu. Öyle de oldu. Kimseye muhtaç olmadan, yapayalnız, disiplinli bir şekilde yaşadı ve ölüme razı olarak göçüp gitti uzaklara…

Bir görünüp bir kaybolmak!.. İlhan Bey, gayp ile zahir arasında gidip gelmeye memur biriydi sanki. Yaşamının son yıllarında onca “Huysuz İhtiyarlığına” karşın biz dostları, gönlümüzün en müstesna yerinde tuttuk onu. Onu sevdik ve anlamaya çalıştık. Bu sözler; İlhan Şevket’in, “en önemli şairimizdir” dediği Hilmi Yavuz’a aitti ve dostları gerçekten de onu hep sevmişlerdi, tüm huysuzluklarına rağmen…

Ölüme tuzak kurmak / beklemediği yerde / beklemediği saatte…

İlhan Şevket’in ölümü işlediği “Olacak” adlı şiirinden sonra; belki de içinde hep sır kalmış olan “baba sevgisini, baba hasretini” Babamda Çocuk Olmak adlı kısa şiirinden okuyalım…

Çocukmuşum / babamın nişanlarını takmışım Yolun kenarına oturmuşum / oynamışım / babamda çocuk olmuşum.

Zeki Coşkun’un değerli emekleriyle hazırlanmış olan bu eseri, mutlaka kitaplığınızda bulundurmalısınız. İlhan Şevket’e, rahat bir yaşam fırsatı verilmesine rağmen; CHP’den gelen önemli görev teklifini bir çırpıda nasıl reddettiğini, Atatürk’le olan ilginç hatırasını ve birçok önemli şiirini merak ediyorsanız,

Zeki Coşkun / Kılıç Artığı – İlhan Şevket Aykut / YKY mutlaka okuyun…

Etiketler :

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank