Yaşanan Faşizmi Gör(e)meyenler,
Yaşanan Faşizmi Gör(e)meyenler, Hangi Faşizmden Söz Ediyorlar
Türkiye’de bir dönem kapanıyor. Adına ne derseniz deyin… İster 1. Cumhuriyet, ister faşizm, ister askeri vesayet rejimi, isterse otoriter rejim… Ama tasfiye edilen rejimin adı kesinlikle demokratik bir cumhuriyet ve demokrasi değil.
Tasfiye edilen Cumhuriyette neler oldu, kurulduğu günden bugüne kadar.
Sosyalistler, Aleviler, Kürtler, Müslümanlar, diğer azınlıklar acılar çektiler.
Cumhuriyetin kendinden görmediği düşman diye gördüğü farklı kimlikler; inançlarından, düşüncelerinden, kültürlerinden, dillerinden ve etnik kimliklerinden dolayı acılar çektiler
Zulüm gördüler. Sürgünlere gönderildiler. İdam sehpalarına gönderildiler. Onlarca yıl hapis cezaları aldılar. İşkencelerden geçirildiler. Yargısız infazlara uğradılar.
Ve en büyük acıyı ise hala Kürtler görmeye devam ediyorlar.
Şimdi bu rejim değişiyor
Cumhuriyetin gerçek sahibi olduğunu düşünen askeri vesayet sona erdiriliyor.
Yargı karşısına çıkarılıyor
İnsanlarına karşı senaryolar yazan, seçimle gelmiş iktidarlarına karşı darbeler tezgahlayan, darbe yapan, insanlarını fişleyen, 17 bin faili meçhul cinayeti organize edenlerin bir bölümü yargı karşısına çıkarılıyor.
Ve birileri feryat ediyor.
“Siyaseten ve AKP faşizmini yerleştirmeye şu önümüzdeki olayları yaşatan süreçleri yaşatan bütün davaları izliyoruz, izleyeceğiz. O kadar kolay değil faşizmi bir ülkeye getirmek.”
Bunları kim söylüyor?
CHP’nin Genel Başkanı, Anayasa hukukçusu apoletsiz paşa Süheyl Batum.
O kadar değil miş, faşizmi bir ülkeye getirmek.
Batum’a sormak gerekiyor
Ey Batum efendi, bu topraklarda yaşanan zulmün adı neydi?
27 Mayıs’da, 12 Mart’ta, 12 Eylül’de, 28 Şubat Post Modern darbesinde neler yaşandı?
Sürekli bir faşizm yaşanırken bu topraklarda sen ve senin gibiler ne yapıyorlardı?
*****
Utanmıyorlar, ar damarlarını yitirmişler.
Bir ülkenin ordusu ve onun paşaları darbe heveslisi olmuşlar, işbirlikçi medyası ile sivilleri ile bağlı oldukları iktidarlara karşı darbe girişimleri yapmışlar, andıçlar hazırlamışlar, bizzat 28 Şubat’ta post modern darbe gerçekleştirmişler, internet siteleri kurdurarak kara propaganda yapmışlar, kamuoyuna yönelik manüpüle haberler yaptırmışlar.
Ve şimdi o paşalar yargılanıyorlar ve bunun adı Erdoğan’ın faşizmi oluyor.
Pes doğrusu.
*****
CHP’nin Genel Başkan Yardımcıları, 45 milletvekili ile beraber Ergenekon Davası’na destek vermek amacıyla Silivri’ye gelmişler. Ve açmış ağzını, yummuş gözünü demeç vermiş apoletsiz sivil Batum Paşa, “AKP faşizmini yerleştirmeye, şu önümüzdeki olayları yaşatan süreçleri yaşatan bütün davaları izliyoruz, izleyeceğiz” demiş.
Yetmemiş Batum Paşa şöyle devam etmiş:
“Bedirhan Şinal mahkemede ne yapıyor herkesi gözü önünde 'Polisler verdi bunu' diyor ama sizin genel yayın yönetmenleriniz bunu yazmaya korkuyor. Cesaret edemiyor.”
*****
Batum Paşa’ya hatırlatayım. Bedirhan Şinal’ın verdiği ifadeleri ret ettiği ve yeni senaryo yazdığı davanın ikisini de geçen hafta Silivri’de bizzat izledim. Ve Şinal efendi açıkça yalan söylüyordu. Söylediklerinin yalan olduğunu anlamak için akıllı olmaya bile gerek yoktu.
Batum Paşa’ya hatırlatayım Şinal’ın kimliğini.
Cumhuriyet Gazetesi’ne bomba yerine molotof kokteyl atan.
İlhan Selçuk’un öldürülmesi için tutulan tetikçi.
Ve yine Batum Paşa’ya Cumhuriyet Gazetesi’nden Hikmet Çetinkaya’nın bir yazısını daha hatırlatalım. “Sanık Şinal, daha önceki ifadesinde tam tersini söylemiyor muydu?
Şinal, bombalama eyleminin “polisin üzerine atılmak istendiğini” söylemişti. Acaba birileri, tutukluluk sürecinde Silivri’de sanık Şinal’ı baskı altına almış, İlhan Selçuk’u öldürme eylemini ve bombaları “polisin” hazırladığını söylemek zorunda mı kalmıştı?
Bu tür ifadeleri 12 Mart ve 12 Eylül sürecinde de görmüştük...”
*****
Cumhuriyet Gazetesi’ne neden molotof kokteyl attığını ve İlhan Selçuk’u neden öldürmek istediğini daha önce mahkemede nasıl anlatmıştı, Bedirhan Şinal. “Sedat Peker'e zarar verdiği gerekçesiyle İlhan Selçuk'un öldürülmesi talimatını Boğaç Kaan Murathan, Bayram Demir'e verdi, Demir de Bora Ballı'dan istedi. Ballı da kendisi cezaevinde olmasından dolayı eylemi bana yaptırdı. Ayrıca, Semih Tufan Gülaltay'ın avukatı "Biz her şeyi biliyoruz, vaat edilen 50.000 Dolar para verilmeyince, Bedirhan, Emniyet'te Cerrahpaşa'daki bombalama olayı ile ilgili ifade vermiş, bu ifadesini geri çeksin, parayı vereceğiz" dediklerini Avukatım Ertuğrul Yılmaz bana iletti. Hatta, Oğuz Alpaslan Abdulkadir ile Ali Kutlu'nun Hüseyin Görüm'ün talimatıyla kendisini cezaevinde tehdit ettiklerini, "Bu işin dışarısı da var, zarar görürsün.”
*****
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Genel Başkan seçildiği kongrede ne demişti. “19. yüzyıl siyaset anlayışını değiştireceğiz.”
CHP’nin Genel Başkanları ve milletvekilleri darbecilerin ve işbirlikçilerinin, tetikçilerinin yargılandığı davada ne yapıyorlar, ne söylüyorlar: “O kadar kolay değil faşizmi bir ülkeye getirmek.” 19. yüzyıl siyaset zihniyetinin seslerini duyuyoruz.
Ne diyeyim, ne söyleyeyim. 80 yıldır bu topraklarda yaşanan zulme, baskıya, işkenceye, yargısız infazlara, sürgünlere, katliamlara ses çıkarma, görme, Ergenekon davalarından dolayı yaşananları faşizmi getirme diye nitele… Yazıklar olsun..
Son söz: Apoletli darbeciler öyle yada böyle temizlenecekte, Batum Paşa gibi sivilleri ne yapacağız? Tahmin ediyorum onlarda sandıklarda temizlenecek…



