content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

13 Eyl

Ülkemdeki Spor Anlayışı

Türk sporu son dönemlerde, özellikle geçtiğimiz sene içerisindeki şike olayıyla bir hayli kirli bir noktaya getirildi. Neticesinde birçok yönetici çeşitli cezalara çarptırılarak cezaevine gönderildiler. Suçlular mı veya değiller mi tartışılır ki nihai sonuç yargıtayın vereceği kararla belli olacak. Bu acılı ve kara süreç sonunda tutuklu yöneticiler tahliye edildi ve işlerine geri döndüler. Geçen gece izlediğim bir spor programı eski hakem yeni yorumcu Ahmet Çakar'la Fenerbahçenin yöneticilerinden birinin karşı karşıya gelmesine neden oldu. Sayın Çakar yaşanan olaylarla ilgili yorumlarına devam ederken basın kuruluşu doğal olarak, hem hakkında konuşulan şahsa cevap tanıma hemde gecenin bir hayli ilerleyen saatinde reyting ve reklam niteliği taşıyacak olması sebebiyle bir hayli çaba gösterdi bu tartışmanın evelinde. Ne yazık ki hakkında konuşulan yöneticiyi savunan, Ahmet Çakar'ın karşısında duran kişi bir bayan ve o yöneticinin eşiydi. Anne ve eş olmanın heyecanı ve koruma içgüdüsüyle doğal olarak eşini savundu ve ilginçtir ki eşinin programı izlemediğini ve uyuduğunu söyledi. Giderek alevlenen gece uzun uğraşlar sonucunda yöneticimizin uyanması  Ahmet Çakarla baya alevli geçecek bir konuşmanın fitilini ateşleyen hamle oldu.

Karşılıklı birbirini suçlayarak devam eden programı hayretler içerisinde izledim. Ve Ahmet Çakara birden yöneticinin ona geçmiş zamanda yapmış olduğu iyiliği hatırlatarak bir hayli çocukça ve basit bir tartışmaya şahit olduğumuzun farkına vardım. Gece saat iki sularıydı ve taraflar birbirini Madde mi aldın sen diyebilecek kadar alçaldıklarını gördüm. Buna sert şekilde cevap veren Çakar konuşmanın bitmesi ve istenilen yanıtların o yöneticiden alınmaması sonucu program tamamlandı. Ne yazık ki sporumuzun da geldiği nokta bu. Tamamiyle çıkar ve menfaat ilişkileri üzerine kurulu. Zaten her noktada menfaatin gözlendiği bir ülkede hatta ve hatta dünyada yaşıyor olduğumuzu düşünürsek sporda yaşanan şike olayına neden bu kadar tepki verdiğimizi de açıkçası pek anlayabilmiş değilim.

Davanın sonucu ne olur bilmiyorum fakat, bana göre davanın sonucundan çok vahim olan yönlerin ne denli güçlü olduğunu ve bugüne kadar nasıl gizlendiğini ve bizlerin uyutulduğu daha mühim. Dava sadece kişilerin çevrelerinde ve vicdanlarında birazcık aklanma durumuna gelecek olsalar da sanırım bu sadece aldatmadan öteye gidemeyecektir. Verilen teşvik primleri ve satın alınan maçlar kanıtlandığı halde spor kulübü yöneticilerinin biz suçlu değiliz diyerek yargıyı bile hiçe sayan davranışları sonumuzun pek te iyiye gitmediğinin açıkça özeti.

Olimpiyatlarda maksimum heyecanla yarışan, madalya alamazsam ülkem ne der nasıl tepki gösterir diye düşünen sporcularımız emin olun ki kendi kariyerlerinden ve ailelerini mutlu etmekten çok bu milleti mutlu etmek adına yarışıyorlar. Düne kadar okul bahçelerinde top oynamanın yasak olduğu bir ülkede yaşadığımızı unutmayalım. Gençlere tesis veya teknik anlamda ne kadar yardımcı olabiliyoruz ki onları suçlayalım? İstanbul nüfusu kadar olan Hollanda'nın saygıdeğer oyunculardan kurulu Milli takımımızı en zor zamanlarında iki sıfır gibi net bir skorla mağlup etmelerini ben içime sindiremiyorum. Ama dediğim gibi bu tamamen yöneticilerimizin ve devlet büyüklerinin ayıbıdır. Ve aynı ben Hollanda maçından sonra yendiğimiz birbuçuk milyonluk şehir devletinin gözlerinden öpüyorum. Milli marşlarını söylerken olan içtenlik ve bağlılıklarını, sahada ellerinden gelen performansı göstermelerini her yönleriyle onları kutluyorum. Bir de Şampiyonaya katılmaya hak kazanan Basketbol takımımızı da unutmadan tebrik edeyim. Belki daha kariyerinin son zamanlarında bir şampiyona daha oynayabilecekken, gençlerin önünü açtık biz olmasak ta o takım var diyebilen ve takıma katılmayan deneyimli Nba yıldızlarımızın bana göre ihaneti daha silinmemişse de tebrik ediyoruz arkadaşlar, bu o NBA yıldızı abilerinize armağan olsun.

Gidilecek yol uzun. Sportif başarı istiyorsak şike ve bahanelerden sıyrılmamız gerekir. Yapan adam nasıl yapıyor diye sorarlar adama. Paralimpik olimpiyatlarda halter kaldıran ve rekor kıran o bayan da bir Türk kadınıdır unutmayalım. Biz de iman var yeter ki dürüst olalım...

Etiketler :

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank