content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

15 Şub

Türkiye Değişiyor ve Nankör Civciv Sendorumu İse Sürüyor

Onlarca yıldır zihinlerimize pranga vurdular. Beyinlerimize 'kes, kopyala, yapıştır' gibi bu topraklar ait olmayan zihniyetleri şırınga ettiler. Kıyafetlerimizi değiştirince batılı olduğumuzu zannettik.
Batılı olduğumuzu kanıtlamak için, batılılara ülkemizi ve insanlarımızı kötüledik.
Aynı zamanda batıdan bu topraklara bakınca, kendi insanımızı beğenmez olduk.
Kıyafetlerimiz değişince, kendi insanımızı hor gören aşağılık duygumuzda büyüdü.
Kendi topraklarımızdan çıkan değerlere yabancılaştık.
Öylesine yabancılaştık ki, milli takımı tutmayı bile kötü bir şey olarak algıladık.
Öyle şeyler yaptık ki, kendi topraklarımızda, sempati duyduğumuz ülkelere “yaşasın”diyebilirken, kendi ülkemizle ilgili “kahrolsun” sloganları atarak, gurur duymaktan bile utanır olduk.
Aynı şeyi, şimdilerde birilerinin Suriye meselesindeki tavırlarında görüyoruz. Suriye'nin yanında saf tutarken, kendi ülkemize küfrediyoruz.

****
“Biz adam olmayız” sözünü hergün tekrarlayarak kendi insanımıza “göbeğini kaşıyanlar” diyerek, batıya bakarak, batının değerleri ile bu toprakları okumaya çalışarak kendimizi küçük görmenin temel sloganlarını papağan gibi tekrarlayanlar olduk.
Bunları yaparken analarımızı, babalarımızı, dedelerimizi, anne annelerimizin kıyafetlerinden, giyim tarzlarından utanır olduk.
“Cumhuriyet kadını” diyerek, giyimiyle batılıya benzeyen kafasıyla doğulu olan insanlarımızı yüceltirken, büyük çoğunluğu olan kadınlarımızı hor gördük, aşağıladık.
“Yumurtadan çıkmış, kabuğunu beğenmeyen” nankör civcivlerle gibi ortaya çıktığımız toplumu beğenmedik.
Beğenmediğimiz, hor gördüğümüz toplumu değiştirecektik. Kiminle, beğenmediklerimizle mi, yoksa toplumu aşağılayan kendini seçilmiş gibi görenlerle mi? Tabi ki, ikincilerle...
Sözde halk adına halkın olmadığı, önderlerle yukarıdan aşağı toplumu dönüştürecek ve değiştirecektik.

***
Hani deriz ya, “Su akar yatağını (yolunu) bulur” diye...
Ülkemizin topraklarında herşey aslına doğru rucü ediyor. Dün farklı kanallarda akıtılmaya çalışılan sular, kendi yatağına doğru akıyor.
Batının kavramları ile bu toprakları okumuş olanlar, onca yıldır yaptıkları gibi yine yukarıdan bakarak, aşağılayarak konuşuyorlar. Milletin yüzde 50 oyuyla iktidar olmuşlar için “diktatörlük kuruyor” diyerek fetva verebiliyorlar.
Onlarca yıldır bu topraklarda yaşanan diktatörlüğü, zulmü, işkenceyi, yok saymayı görmeyerek, herşey aslına rucu edercesine ve su akarını bulurken, millet iradesini yani halkımızı küçümsüyorlar.
Bu toprakların çocukları; kendisini aydınlanmacı, ilerici, bilmen neci görenler, kendi tercihlerine uygun oy vermediği için yine kendi topraklarının çocuklarını; “cahil, aptal, oyunu bir kilo pirince satan” diye görmeye devam ediyorlar.
Nankör civciv sendromu devam ediyor.

****
Korkmayın, tüm eksikliklerine rağmen ülkemizi olması gereken yola doğru gidiyor.
Ancak batının kavramları ile oluşturulmuş korkularımızdan dolayı, yaşananları geri dönüş gibi değerlendiriyoruz.
Gelişmeleri yine batının kavramları ile okuyarak, bu topraklara has yaşanan devrimci adımları göremiyor, görmemezlikten geliyoruz.
Zannediyoruz ki, muhalefet olan herkes tutuklanıyor, gazetelerde iktidarı eleştiren yazıları yazanların ertesi gün gözaltına alınıyor.
Ergenekon davalarında tutuklu olanların gazetecilikten dolayı faaliyetlerinden dolayı yattığını zannediyoruz. Tuncay Özkan'dan, Mustafa Balbay'dan daha radikal muhalefet yapanların dışarıda yazılarına devam ettiğini, konuştuklarını bilince karşımızdaki yalanın ne kadar büyük olduğunu görüyoruz.

***
Bugün toplumda üçlü bir kutuplaşma yaşanıyor. Varolan değişimi gerici bir dönüşüm olarak görenler ve bunların büyük çoğunluğu seçilmiş iktidara karşı darbe yapılsa sokağa çıkıp alkış tutacak durumdalar. Ve ondandır ki, darbeci paşaları, darbeci yandaşlarını savunmak için can siparene çalışıyorlar.
İkinci kutup iktidar yanlıları. Bunlarda iktidarın tüm olumlu olumsuz herşeyine sahip çıkarak, eksiklikleri görmemeye çalışanlar. Yapılanları yeterli bulanlar... Daha fazla çatışmaya gerek olmadan mevcutla yetinilmesi gerektiğini savunanlar.
Üçüncü kutup ise... İktidarın olumluluklarına sahip çıkan, eksiklerini yapması için destek olan ve aynı zamanda yapmadıklarını yapması için kamuoyu oluştaranlar. Ve eskinin yanında değil, yeni değişimin yanında saf tutanlar.

***
Kendimi, 3. kutubun içersinde sayanlardanım. Eskinin değişmesi gerektiğini söyleyen, değişimi destekleyen, olumsuz ve eksik olanları eleştiren, olumlu yapılanların yanında yer alarak “yetmez ama evet” diyerek, toplumu dönüştürmek için atılan devrimci adımları desteklemeye ve geri dönüşüme asla izin vermeyecek bir sürecin içinde yer almaya devam ediyorum.

Son söz: Türkiye'nin değişiminden büyük keyif alıyorum. Su akarını buluyor. Toplumumuz evrimci bir bir şekilde dönüşüyor

Etiketler : ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank