content Eğitimci Yazar Şair
05 Oca

Toplumu Yönetenler, Yönetilenler ve Atatürk

Sevgili Okurlarım, son zamanlarda ülkemizde cereyan eden olayları dikkate aldığımda, Atatürk’ü, yeniden öğrenmek, anlamak gerekir diye düşünmeye başladım. Hele hele dünyamızın içinde bulunduğu bu acımasız ortamda, O’nun düşünce ve fikirlerine daha çok ihtiyaç duymaktadır. Çünkü; Atatürk’ün ön gördüğü ve işaret ettiği ilkeler geçerliliğini yitirmemiştir. Günümüzde de bu ilkelere ihtiyaç duyulduğu görmekteyim.

Bakın, Atatürk’e dil uzatanlar. Atatürk gibi dehalar ancak görünüşte ölürler. Öyle insanlar bir kuşak için doğmadıkları gibi, belli bir dönem içinde doğmazlar.  O nedenle; ATATÜRK’ÜN AÇTIĞI YOLDA yürümenin önemini bilmeli ve ona göre hareket etmeliyiz.

Bu güzel ülkemin insanları yıllardır istismar edilerek öyle bir noktaya getirildi ki, halkımız, Ata’sına hem saygı sunmak, hem de yanlış gidişatı şikâyet etmek maksadıyla, Anıtkabir’e koşmaktadırlar. Bu duruma neden olanlar, oturup düşünmeliler.

Bakın Ünlü Ozan ve şairimiz Cahit Külebi, onun için nasıl seslenmektedir:
Davullar zurnalar dövende/ Biz seni hatırlarız./Binip trene gezende/Biz seni hatırlarız/ Önce adını öğrenir çocuklarımız/ Eli kalem tutup yazanda/ Binler yaşa, yurdumuza hizmeti büyük Kemal Ölümsüz insan Şanlı Atatürk.

Değerli ozanımız ve şairimiz Cahit Külebi, Fikirler ve düşünceleriyle ölümsüzlüğe ulaşan, Ulu Önderimiz Atatürk’ü, dünya durdukça kalbimizde yaşamaya devam edeceğini yazmış olduğu bu şiiriyle, çok anlamlı bir biçimde ifade etmektedir.

Atatürk’ün yolu dediğimizde şunu bilmeliyiz ki, Atatürk, Ulusal Kurtuluş Savaşının öncüsü olarak, Türk yurdunu düşmanlardan kurtarmış ve Milletini bağımsızlığa kavuşturmuştur. Ender yetişen, devlet ve halk adamı, Atatürk’ü tanımanın ve öğrenmenin yolu O’nun devrimlerine ve ilkelerine sahip çıkmakla gerçekleşir. Bakın, Atatürk Ülkemizin ve bizlerin geleceğimizi düşünürken, şunları söylemektedir.

“Benim için bir yandan olmak vardır ve ben hep bir yandayım, o da cumhuriyetin yanında, cumhuriyetten yana olmak, toplumsal devrimden yana olmaktır.” diyor. Akabinde de şunları söylüyor: “ Bu kadar kara kaygılara katlanıp yıkımlara uğradıktan sonra, Türk Milleti kuşkusuz öğrenmiştir ki, yurdu yeniden yapmak ve orada mutlu ve özgür yaşayabilmek için egemenliği hiç elden bırakmamak ve cumhuriyet bayrağı altında bütün çocuklarını toplu ve dikkatli bulundurmak gerekir. Yeni Türkiye devleti bir halk devletidir ve halkın devletidir. Bütün örgütler baştanbaşa halkın örgütleri olacaktır. Genel yönetimi halkın kendisine vereceğiz. Bu toplulukta hak sahibi olmak ve her kesin bu işi görmesi temeline dayanacaktır.” Diyor. Görüldüğü gibi, ulusu ulus yapan ana dokunun halk olduğunu söylemiştir. Halkı kendi çıkarları için kullanmak isteyenlere karşı, bakın ne gibi bir düşünce sergilemektedir. “Bu ülkede yobazların bir tehlike yaratacağı hayaldir. Bu türlü insanlar din ve inanç ile asla ilgileri yoktur. Dinsel bağnazlık onlar için bir üstünlük ve çıkar aracıdır. Bu yolla, bir yandan halkı, öte yandan hükümeti aldatarak kendi hesaplarına üstünlük yaratmaya çalışırlar. Hükümete sokulup halk bizi dinliyor ve bizim dediğimizi yapıyor, bizim sözümüz geçiyor diyerek şantaj yaparlar. Sonrasında halka dönerek, hükümet bizim avcımızın içindedir, sakın bizim sözümüzden çıkmaya kalkışmayınız diye korkuturlar. Demek ki halk arasında hiçbir üstünlük ve güç sahibi olmadıkları halde, simsarlığını yaparlar. Devletten yüz bulamadıkları dakikada kendilerinin yağı tükenir. Neden ki, ulusumuz hiçbir biçimiyle bağnazlıktan, kara inançtan hoşlanmaz”.

Bu düşüncenin ışığında, ülkemizin yönetiminde bulunan hâkim unsurların yaptıklarına baktığımızda, çok büyük çelişkilerin ortaya çıktığını görmekteyiz.

Atatürk’ün öngördüğü cumhuriyetin, ekonomik ve sosyal gelişmelerin ışığında, laikliğin vaaz geçilmez bir temel ilke olduğunu görmekteyiz. Halkımıza kapatılan halk yolunun açılması, ekonomik ve sosyal gelişmenin, insanlarımız için vazgeçilmez bir hadise olduğunu bu açılımla bilmeliyiz diye de, düşünmekteyim.

Her zaman ülkemizin kalkınmasına, ekonomik ve sosyal gelişimine engel teşkil eden gerici düşünceler belli bir sınıfa dayandırılarak, kalkınmamızda geri kalmamıza sebep olmuşlardır. Bunun aşılmasında, Atatürk’ün ilke ve devrimlerini hiç bir zaman aksatmadan uygulamak gerekir diye, düşünüyorum

Saygılarımla.

Etiketler : , , , , , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank