content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

28 Ara

ODTÜ’lü Yörüğün Uzay Yolculuğu

Ortada ciddi bir medeniyet meselesi var. Aydınlanmayı yeteri kadar sindirememiş bir grubun uluorta her yerde ve her şekilde, şekilsiz ve düzensiz bir yolla debelenmesini fikir özgürlüğü ya da demokrasi arayışı olarak ifade edilemez. Ortada bir problem varsa, düşünen bir insan olarak durum tespiti yapması ve çözüm yollarını tek tek denemesi beklenen bir akıl yolu iken, yıllardır şiddet yolu yeğleniyor.

Protesto yoluyla eylem bir aydınlanma hareketi olamaz. Bu hal fakirin malını gasp etmiş birisine elinizdeki imkanlarla karşı durup onu sahibine vermedeki acizlik ifadesinden başka bir şey değildir. Bu nedenle de bu hareket bilgi toplumu çağındaki üniversiteli gençliğin beklenen davranışı değildir. Ben yakıştıramam. Başbakanın “siz böyle mi üniversiteli yetiştiriyorsunuz?” sorusu o kadar da dikkatimi çekmez. Önemli olan kim nerede, ne amaçla ve ne eğitimi almak istiyor? Üniversiteye gelen öğrenci profilinin kim olduğu önemli.

Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi bu insanlar Yörük Ali Efe ise ortada ciddi bir sorun var. Üniversite okumak bir meydan okuma, bir başkaldırı amacı taşıyamaz. Eğer öğrenci bu amaçla geliyorsa, bu bir marazi durumdur. Bu vakte kadar üniversitelerin yönlendirilmeleri ve çeşitli sebeplerle gençleri karşı karşıya getirip çatıştırmaları bu sayede olabilmiştir. Gençliğin profili eğer başkaldıran, devam eden düzene isyan eden ise oturup düşünmekten başka çaremiz olamaz. Aydınlı Ali’nin Yörüklüğü, 19 yaşında başkaldırıp 4 yıl dağda gezmek, sözde haksızlıkla, yolsuzlukla, baskıcı rejimle mücadele etmekten kaynaklanır. Milli Mücadele döneminde Yunanlılara karşı duruşuyla da “iyi çocuklar” liyakati kazanmış bir milis Albayıdır. Bu tipoloji Kılıçdaroğlu için hiçte yabancı değildir. İnsan aile geleneğinde ne gördü ise, isterse ODTÜ’de ya da yabancı bir üniversitede okusun, yine bildiğini okuyacaktır.

Medeniyet arayışı öyle delikanlı bir Ali’nin Yörüklüğe, oradan milisliğe ve ardından istiklal madalyasına doğru bir yol izleyerek elde edilemeyecek kadar felsefi, edebi, ahlaki ve bir o kadar samimi ve köklü bir harekattır. Bu harekatta birbiriyle çatışan, birbirini yok eden yapılar olmaz. Yapılar doğası gereği güzel olana, hoş ve adil olana evrilirler. Ülkemizde ise medeniyet hep şiddetle, başkaldırıyla ve isyanla getirilmek istenmiş. Bu açıdan baktığımızda üniversiteye, okumak ve bir aydın olmak amacıyla gelen kişilerin alt kültürleri incelenmeye değer. Eğer “düzen yıkıp kendi düzenimi kuracağım” alt kültürü çıkarsa, bu bir kültür olmaktan çıkar, bir klinik psikologluk vaka haline gelir. Ortada sosyal bir hasta var demektir. Uzaya uydu fırlattığımız ve bu alanda yakaladığımız teknolojik gelişmişliğin anlam ve öneminin derinlemesine işleneceği bir yerde ve günde bir grup Yörük ortalığı birbirine katıyor, bunu da “üniversiteli”, “ODTÜ’lü” sıfatıyla yapıyorsa, ben buna düşüncesizlik, medeniyetsizlik derim. Hastalık derim. Yine yörük geçmişi olanlar yörüklük yapıyor üniversitelileri yörüklüğe davet ediyor, dağa çıkarmaya, devlete karşı örgütlemeye çalışıyorlar. Korkmalı…

Üniversitelinin kültür ve medeniyet algısı korkutmalı… Üniversitelerin aydın insan yetiştirme sitili düşündürmeli. YÖK’ün buna etkisi, akademisyenlerin yükselme biçimleri düşündürmeli… Derslerin işleniş biçimi düşündürmeli bizi. Yörük dağdan iniyor, sözde hakkı tutup kaldırma amacıyla ODTÜ’de hala yörüklük yapıyorsa, bizi hem düşündürmeli hem de korkutmalı… Demokrasi denilen o şey, bilim denilen o şey bir hastanın eliyle sözde fakire dağıtılmamalı.

Etiketler : , , , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank