content

21 Tem

Keneler Çıktı Meydane

Yeni Şafak’ ın haberine göre Bozok Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Gülümser, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığına neden olan kene ve diğer haşerelerin vücuda yapışmalarını önlemek için çiftçilerin koli bandı kullanabileceğini bildirmiş. Prof. Dr. Gülümser, kenelerin vücuda yapışmasını önlemek için, koli bandının nasıl kullanılacağını da uygulamalı olarak gösterirken şunları anlattı: “Pantolon gibi giysilerin paçaları çorap içerisine konulduktan sonra, koli bandı, yapışkan kısmı dışarıya gelecek şekilde çarık bağı gibi diz kapağına kadar sarılarak, yapıştırılır. Bu kesin bir çözüm değil, sprey kullanılması daha doğru bir yöntem.”

Tam da havalar ısınıyor, nem artıyor domuz gribi virüsleri bu şartlarda yaşayamaz diye sevinirken bu sefer de keneler can almaya başladı. Daha şimdiden 5 vatandaşımızı Kırım Kongo Kanamalı Ateşi’ ne (KKKA) kurban verdik.

KKKA ülkemizde 2002 yılından beri görülüyor ve bugüne kadar iki yüze yakın insanımızın ölümüne yol açtığı ‘resmen’ biliniyor. Önümüzde uzun ve sıcak bir yaz mevsimi var. Görünen o ki gerekli tedbirler alınmazsa daha birçok yurttaşımız ‘kim ısırdıya gidecek’.

Sebep doğanın dengesinin bozulması

KKKA’ da son senelerdeki bu artışı ‘küresel sermaye ve ilaç sanayinin bir komplosu’ olarak görenler de var; kenelerin ‘biyolojik savaş silahı’ olduğunu ileri sürenler de.

Keneleri fuhuşla ilişkilendiren imamı ciddiye almayalım tamam ama virüslü kenelerin gizlice ülkemize sokulduğunu iddia eden milletvekiline ne demeli bilemiyorum.

Bilim adamları ise sebep doğanın dengesinin bozulmasıdır diyorlar da başka bir şey demiyorlar.

Kimi küresel iklim değişikliğini, kimi ormanların yok olmasını, kimi tarımda kullanılan kimyasal maddeleri, kimi nükleer denemeleri, kimi keneleri yiyen böcek, tavuk ve diğer kuş türlerinin azalmasını kanıt gösteriyor. Galiba hepsi de biraz biraz haklı.  

KKKA önlenebilir mi?

Canımız yanmadan bir olayı umursamamak milli hasletlerimizden biri: Ne mikroplu sudan… ne radyasyonlu çaydan korkuyoruz… AİDS virüsünü kaale almıyoruz… hepatiti de veremi de takmıyoruz. Eh, küçücük keneyi de ‘ısırılmadan önce’ iplemiyoruz tabii.

Ancak gene de KKKA’ yı önlemenin çeşit yolları olduğunu bilin istiyorum. Kene ısırmalarına karşı tedbir almak ve ısırıldıktan sonra ne yapacağınızı bilmek de çok önemli ama kökten çözüm için virüs bulaştıran kene sayısını azaltmak gerekiyor. Bunun için çeşitli biyolojik ve kimyasal yöntemler var.

Amanos Dağları’nda bulunan ve bir yıl yaşayıp 100 civarında yumurta bırakan çekirge ailesinden bir böceğin günde 20 civarında kene yemesinden cesaret alınarak bu ‘kene yok edici çekirgelerden’ yararlanılabileceği ileri sürülüyor.

Kene larvalarını yiyerek bunların üremelerini önleyen ‘kırmızı karıncalar’ dan da medet uman ziraatçılar da var. Ama asıl umut geçen sene Çevre Bakanlığı tarafından tabiata salınan her biri bir milyon süne ve kene yediği ileri sürülen on bin keklik’ te. Bu keklikler çoktan ‘düz ovada avlandılar mı?’ yoksa gerçekten işe yarayacaklar mı Bakanlık açıklamalı.

 Kimyasal ilaçlama ilk bakışta pratik ve etkili bir yöntem gibi görünse de, kenelerle beraber birçok başka böceğin de ölmesi sebebiyle tabiatın bundan çok daha fazla olumsuz etkilenmesi mümkün. Üstelik ilaçlama pahalı bir yöntem ve ayrıca kullanılan kimyasallara karşı direnç gelişme tehlikesi de var.

 Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’ nun, kenelere gama ışını vererek bunların üreme yeteneklerini bozmayı ve böylece ‘steril keneler’ yaratmayı hedefleyen bir projesi de vardı. Tabiata bırakılacak olan bu steril keneler karşı cinsle çiftleştiğinde çıkan yumurtalar gelişemeyeceği için kenelerin soyunun tükeneceği hesaplanmıştı. Bunun gerçek bir proje mi yoksa sadece bir ‘proce’ mi olduğu henüz belli değil.

Böyle durumlarda fırsattan istifade etmek isteyen uyanıklar da eksik olmuyor. Geçen sene Çorum’da bir mağaza tarafından 22 ile 27 lira arasında değişen fiyatlarla satılan sivrisinek, kene ve güve gibi haşereleri insan vücudundan uzak tuttuğu öne sürülen iç çamaşırı, tişört ve şortları kaç ‘uyanık’ aldı bilmiyorum.

Sağlık Bakanlığı tarafından ücretsiz olarak dağıtılması planlanan ve giysilere püskürtülen kene kovucu spreyler de var. Uzmanlar bunların ‘keneleri etkilemediği’ ancak sivrisineklerden korunmada işe yarayabileceği, ‘dünyada kene ısırmasını engelleyecek bir ilaç olmadığı’ iddiasındalar.  

Gelelim neticeye
Önümüzdeki yaz günlerini, kenelerle geçireceğimizden hiç şüpheniz 

olmasın. Yakında yol kenarlarında ‘Daş düşebülü… kene çıkabülü’’ türünden uyarı levhaları görmeye de, gazetelerde hazin ‘katil kene hikâyeleri’ okumaya da hazırlıklı olun.

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank