content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

28 Mar

Görüşme Sürecinin Ardındaki Gerçek

Başbakan Erdoğan'ın, terör örgütü ve terörle mücadele konusunda son dönemde yaptıkları ve ifadeleri kamuoyuna çelişkili gelebilir. Gerçekten de evvelâ, yol kesen teröristlerle kucaklaşıp öpüşen BDP'li milletvekillerinin dokunulmazlığını kaldırmak istemesi; hattâ bu konuda Meclis’te hazırlıkları başlatması; teröristbaşının idamından söz etmesi ve ‘Kürt sonunu yoktur, Kürt kardeşlerimizin sorunları vardır’ demesi, bundan kısa bir süre sonra teröristbaşı muhatap alınarak görüşmelerin başlatılmasını ve BDP’li milletvekillerinin İmralı’ya götürülmesinin kamuoyu tarafından kısa sürede hazmedilmesini beklemek doğru değil.

 

Lâkin görüşme süreci diye adlandırılan son birkaç aylık dönemdeki gelişmeleri değişik bir perspektiften iyi değerlendirmek lâzımdır. Başbakan’ın bu politika değişikliği bazılarına tezatmış gibi gelse de aslında bir buçuk yıldır meydana gelen olaylar tam olarak değerlendirilip ‘görüşme sürecinin ardındaki gerçek’ anlaşılabilirse bu tezat gibi görünen olayları mantıklı bir açıklığa kavuşturmak mümkün olabilecektir.

***

Son bir buçuk yıllık süreçte, istihbarat ve bilgi eksikliği yüzünden kamuoyunun şu gerçeklerin farkında olmadığı anlaşılacaktır:

1.2011 Eylül ayından başlayarak son iki aya gelinceye kadar terörle, daha önce görülmemiş ölçüde etkin bir mücadele gerçekleştirilmiştir.

Bu mücadelede alan hâkimiyetine ilâve olarak özel şekilde eğitilmiş timlerin aktif hareketliliğinin çok büyük tesiri olmuştur.

2. bu etkim mücadele neticesinde,Türkiye içinde ve dışında bulunan PKK’lı terörist sayısının yüzde 90’nından  fazlası etkisiz hale getirilmiştir; KCK teşkilâtlanması tümüyle çökertilmiş ve ırkçı- bölücü teröristlerin özellikle güneydoğu’daki psikolojik harekâtı da büyük ölçüde durdurulmuştur.

3. Devletler arasında kurulan ilişkiler ve iç kaynakları kurutulmasıyla, PKK Terör ve Mafya Örgütü’nün finans kaynaklarına büyük ölçüde darbe vurmuştur.

4. Sonuç olarak,terörist sayısı yüzlerle ifade edilebilecek kadar azaltılmış ve teröristlerin tamamen imha noktasına gelinmiştir.

***

Eğer iki ay daha terörle mücadele aynı yöntem ve karalılıkla sürdürülmüş olsaydı, terör örgütü kendiliğinden çözülecek ve silahlarını bırakıp teslim olmak zorunda kalacaktı.

Her türlü istihbaratın kendisine ulaştırıldığı Başbakan Erdoğan’ın bu gerçeği bilmemesi mümkün değildir. Diğer taraftan teröristbaşının muhatap alınarak görüşme yapılmasının ve sızdırılan tutanaklarda görüldüğü gibi birtakım zırvaların açığa çıkarılmasının, Başbakan Erdoğan’ı ve AK Parti’yi yıpratacağının bilinmemesi mümkün değildir.

O halde Başbakan Erdoğan neden böyle bir riski göze almış ve iki ay daha sabrederek örgütün sona erdirilmesini beklememiştir? Bu sorunu cevabı, doğu ve yanlış tarafıyla son aylarda yaşanan terör bilmecesinin sırrıdır. Şöyle ki, Başbakan Erdoğan, Türkiye’de ve özellikle Güneydoğu bölgesinde bulunan zorlada olsa PKK destekçisi haline getirilen 1.5 milyon kürt kardeşimizin yenilmişlik ve ezilmişlik kapılmasını istememiştir. Ayrıca, bu ‘barışçı çözüm’ olarak adlandırılan hareket, PKK’yı destekleyen bir kürt kitlesi bakımından da sempati uyandırmıştır.

Buna mukabil, Türkiye nüfusunun yüzde doksanından fazlası, kendisini ‘taraf’ olarak gören hâlâ Türk Bayrağı’na ters bakan gurubun karşısında gururu kırılarak manzarayı seyretmekti. Başbakan Erdoğan’ın, bu riskli süreçte halkın büyük çoğunluğunu da kucaklamasını ve gönlünü almasının bekliyoruz.

Etiketler : , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank