content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

21 Haz

Dış Mihraklar Paranoyası

Paranoya iki kelimeden oluşur "Para ve Nous" {...} Yunanlılar akla "Nous" derken, "Dışarda" kelimesinin karşıdığında ise "Para"yı kullanırlar. Aklın dışında, aklını kaçırma veya daha sonra kuruntu anlamlarına gelen bu iki kelimenin oluşumundan "Paranoya"; şimdi ise aşırı endişe, kaynağı olmayan korkular ve kurutulardan ibaret hezeyanlar olarak kullanılır olmuştur.

Korku, asıl itibarıyla bir çok gücün oluşmasında rol oynar. Korku ile İktidar bu nedenle sıkı ilişki içindeler. İnsanlar korktukları için 'sığınma ihtiyacını his ederler. Korku mefhumunun bilinmezlik üzerine kurulu endişeleri, Güven mefhumunu zorunlu hâle getirir. Korkuyorum, o halde benim güvene ihtiyacım vardır.

Korkunun olduğu yerde "Güven ve İstikrar" bağı zorunludur. Böylece büyük halk kitleleri "Korku" sebebi ile "Güven ve İstikrar" ihtiyacı duyarlar. Devlet Otoriteleri için vazgeçilmez alettir aynı zamanda bu üç kavram {...} İşte tarih boyunca süregelen Otorite ve Devlet Kurumunun üzerinde oluştuğu şey Paranoya ve onun sonucunda ihtiyaç duyulan Güven ve İstikrardır. Korkunun Metafizik boyutunu bir kenara bırakarak; sadece somut korkuların sonucu oluşan Paranoya, Güven ve İstikrar ilişkilerinden söz ediyorum.

En eski metinler olarak bilinen Sümer kaynaklarında sıkça görülür bu paranoylara, Örneğin 'Kur Halkı" olarak ifade edilen bir halka, bu halkın Kürdler olduğunu söyleyen metin analizcileri -Ti ekisinin de kullanıldığı diğer metinlerden yola çıkarak Kurti'nin Kürdler olduğunu söylerler, Sümerler, yabancı gördükleri "Dağ Halklarına" Kurtiler derdi. Sümerce'de Kur-Ti "Dağ Halkı" demektir. Daha sonra gelen acımasız impatorların çoğu "Yabancı" paranoyasını sıkça işlerler. Günümüzde ise "Yabancı"ların bazı ülkelerin iç işlerine karıştığı göz önüne alınarak sıkça "Dış Mihrak, Dış Güçler" ifadesi anlam kazanmıştır.

Batılı Güçler Ortadoğu'yu sömürmelerinin meşruiyet kaynağını incelediğimizde, yine 'Korku kavramı önümüze çıkıyor. Fobia/Fobi 'korkulan, korkular demektir. Batılılar "İslami-Fobia" yani İslam Paranoyası ve Korkusu yaratarak Ortadoğu'ya rahatça girebilmeyi sağlamışlar. Böylece Amerikan Halkının kendi devletlerine destek vermesi kolaylaşmış, İslam-Korkusu nedeniyle Irak, Afganistan gibi İslam ülkelerindeki ABD varlığı anlam kazanmıştır görece.

Aynı biçimde Türkiye'de Kürd-Korkusu "Terörist" kavramıyla eşleştirilerek 'acımadan öldüren, gözünü kırpmadan öldürenler veya tek amacı insan öldürmek olan bir takım Öcüler Türk-Medyasının eliyle Türk Kamuoyuna sunulmuştur. Böylece Devletin Kürdistan'da yapmış olduğu Fail-i Meçhul cinayetler, İşkenceler, Köy Boşaltmaları ve Katliamlar -görece- anlamını bulmuştur.

Her devlet kendi 'İktidarını korkularla ayakta tutar. Eğer korkular olmasaydı, ordular, sınırlar, bayraklara tapınmalar da olmazdı. İnsanlar 'güven ve "kararlılıkla süreklilik" anlamına gelen istikrara ihtiyaç duyarlar. Bunu iyi okuyan devlet büyükleri sürekli korku kaynaklarını işletirler. Her devlet bunu "Dış Mihrak" retoriği zemininde ayakta tutar. Korku ile Güven ilişkisinden doğan tüm sonuçlar alaca katliamların normal görülmesine kadar gider. Türkiye'de 'Korku hep işletilmiştir. Örn. "Bizi bölmek istiyorlar, Bizim büyümemizi istemiyorlar, Bizi sevmiyorlar, Bizi parçalayıp kurda-kuşa yedirmek istiyorlar. Bu zeminde bayrak tapıcılığı, vatanperverlik, ırkçılık yükselir. "Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur" sloganı da korkudan beslenir. Psikolojide bir tür "Kişilik Bozukluğu" insanlarda görülen 'herkes benim kötülüğümü istiyor" önyargısı aynen burada da devrededir.

Korkunun traji-komik sonuçlar ise "bir balon patlasa, dış mihraklar devrede" deniliyor. Çok masumane bir eylemin baskyla, şiddetle bastırılması da bundandır. Eğer ki basit eylemler büyük katliamlarla bastırılmasaydı, belki de anında biterdi. Ortadoğu'da; Libya'da ve Suriye'de ilk eylemlere büyük baskılar sonucunda olaylar iç savaşa dönüşecek kadar büyüdü. Burada bir diktatörün 'koltuk paranoyası ve korkusu, adeta tüm halka yaşatıyor vatan ve millet türküsüyle.

Aslında tek korku vardır. O da baştaki liderin 'koltuk korkusudur. Liderler ve Diktatörler "Benim koltuğum gidecek, haydi savaşa" diyecek değiller, inandırıcı olmaz. Koltuk Korkusunun kamufle biçimi 'dış güçler devrede, ülke karışıyor edebiyatıyla, hem de sıkça kullanılan bir basit paranoya ile ülkelerini kaosa sürüklerler.
{...} Mehmet Salih ÖZALP
{...} Bilgiagi.net
{...} Malamazdek.wordpreess.com

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank