content
14 Kas

Değer – Bizi Biz Yapan Değer(lerimiz)

Değer kavramı, Türk Dil Kurumunca sözcük anlamı olarak "Bir şeyin önemini belirlemeye yarayan soyut ölçü", bir şeyin değdiği karşılık, kıymet olarak tanımlanmaktadır. Aynı şekilde, bir şeyin para ile ölçülebilen karşılığı, paha, Yüksek ve yararlı nitelik, üstün, yararlı nitelikleri olan kimse, kişinin isteyen, ihtiyaç duyan bir varlık olarak nesne ile bağlantısında beliren şey, bir değişkenin veya bilinmeyenin sayı  ile anlatımı olarak tanımlanmaktadır.

Değer deyince aklıma tabi ilk gelenler: insana değer, hayvana değer, doğaya değer, kültürümüze değer, sahip olduğumuz hem bireysel anlamda hemde toplumsal anlamda değer(lerimiz), milli, insani, manevi, kültürel değerlerimiz ve tabiki de kutsal değer(lerimiz)...

Kavram oldukça çok büyük ve bir o kadarda  geniş kapsamlı hatta çerçeveye sığmayacak bir kavram, bir terim... 

Değmez mi? Değmez mi? ile  biten cümlelerin ve tüm soruların olumlu yanıtı değil midir? Bir şeyi ya da bir şeyleri kaybedince anlaşılır en çok ta...

Bana göre ise değer: değer verdiğinizde kişi, eşya gerekse kültürel anlamda, vs... Karşılığında ne alacağınızı çok da bilemediğimiz ya da önceden kestiremediğimiz bir o kadar da meçhul olan karşılıksız çek değil midir?...

Zaman zaman sorgularsınız bu durumu, değer kavramını farkında ya da farkında olmadan sorarsınız!... Buna değer mi, değdi mi, değecek mi? Oysa ki değip değmediği konusu bir yana dursun bir kaç adım  ileriye gidipde oradan geriye baktığınızda  belli olur ancak... Yani şöyle diyebiliriz insanın tamamen kendisiyle ilgili bir olgusudur...

Hiçbir şeyin ama hiçbir şeyin değeri kendiliğinden oluşmuyor bizzatihi bizler ona bir anlam verdiğimizde  o şey herneyse değerli oluveriyor!...

Halk ozanımız Aşık veysel'in tıpkı şu dizeleri gibi..

"Güzelliğin on par'etmez bu bendeki aşk olmasa"

Göreceli bir kavramdır. Birine göre çok değerli olan diğerine değersiz olabiliyor...

Varlık ve yokluk bilmecesi gibi aynı... Aslında olmayan değerlidir, olan ise değersiz... Sahip olduklarımızla ve sahip olamadıklarımızla ilgilidir...

Şöyle şeyler de yok değil bundan tam üç - dört yıl önce Hatay Arkeoloji Müzesi ya da Antakya Arkeoloji Müzesi, antik döneme ait eserlerin sergilendiği bir sanat müzesi olan... Türkiye'nin  Hatay ilinin merkez ilçesi Antakya'da bulunmaktadır. Dünyanın ikinci büyük mozaik eserleri koleksiyonuna sahip olduğu söylenir... Müzede sergilenen eserlerin çoğunluğu Antakya'nın Roma dönemine ait mozaiklerden oluşmakta olduğu... Bu eserlerin çoğunluğu, 1932 -1939 yılları arasında yapılan kazı çalışmaları sonucu keşfedildiği anlatılır...

Bir gezi esnasında orda şu dikkatimi çekmişti mekanı gezen kişi görevlinin uyarısına rağmen beyefendi lütfen fotoğraf çekmeyin tarihi değerlerimizin rengi soluyor... Fotoğraf makinasının falaşından zarar görüyor demesine rağmen görevliyi dinlemeyip gizli gizli fotoğraf çekmesi sizce kültürel değerlere önem verdiğini mi? Yoksa eşe dosta gösterilecek bir kaç resim kareleri mi?

İnsanoğlu değerleriden yoksun kalmaya başladığı anda insanlıktan çıkmaya başladığı andır...

Kültürümüz,  medeniyetimiz  kendini yaşamaya yaşatmaya adadığı değerleriyle varoluş kaygısını tamamlamaya çalışır insan.

Tarihi değerlerimiz insan gibi canlı olduğu için her an ortaya konulmaya, üretilmeye mecburdur...

İnsan yaşarken değerine değer katmaya ve hayatında bunları yeniden inşa etmeye çalışırsa eğer!...

Bunu yapabildiğimiz zaman bizi biz yapan değer(lerimiz)in  farkına varırız...

Etiketler : , , , , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank