content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

10 Oca

Bir Kaç Adımda “Balyoz Davası”

Laf ebeliği yapmadan hemen konuya gireyim. Malum  “Balyoz Davası”nda çeşitli cezalara çarptırılan sanıkların davaları Yargıtay ve sonrasındaki hukuk sürecinde,  kesinleşecek mi, yoksa beratları ile mi sonuçlanacak bunları hep birlikte göreceğiz.

Mahkemenin gerekçeli kararından bir bölüm:

“… Teslim edilen yazılı belgeler ile asıllarının Genel Kurmay Başkanlığı tarafından askeri birimlerde asılları bulunduğu belirtilen taranmış belgelerin dijitaller içerisinde yer alması, delilerin doğruluğu konusunda sanıkların aksi yöndeki savunmalarını bertaraf ederek, mahkemede tam bir kanaat oluşmuştur.” Denilmekte.

11 ve 17 Nolu CD’ler sahtemi, gerçek mi?

Davaya teşkil eden CD’lerin 2003 yılında mı yoksa 2007 yılında mı hazırlandı soruları sanık ve mahkeme heyetini karşı karşıya getirmekte. Amerika Adli Bilişim uzmanlığı yaptığı teknik incelemede CD’lerin sahte olduğuna dair bulguların net bir dille ortaya koyuyor ve sahtecilik yapıldığı belirtiliyor.

Yine Yıldız Teknik Üniversitesi’nin İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesine sunulan raporunda: “11’inci ve 17’nci CD’lerin 2003 yılında hazırlanmış olamayacağı yine söz konusu raporda, 80 adet dosyanın CD’lerin hazırlanma tarihinden sonraki yıllarda kullanıma sunulan programlarla hazırlandığı veya CD’lerin hazırlandığı tarihlerde bulunmayan olanakları içerdiği belirtilmiştir.

Genel Kurmay Başkanlığı ne diyor?

Şimdi, mahkemenin CD delillerinin doğruluğu ve askeri birimlerde asıllarının bulunduğu yönünde tam bir kanaat oluşturulan mahkemenin gerekçeli kararından sonra Genel Kurmay Başkanlığı davanın tüm delillerinin asıllarının Genel Kurmay Başkanlığı’nca mahkemeye gönderildiği yönündeki basında çıkan iddialar asılsızdır. Davanın soruşturma aşamasında İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nın talebi üzerine Genel Kurmay Başkanlığı’nın 22 Şubat 2010 tarihli yazısı ile 1 nci Ordu Komutanlığı’na yapılan Plan Semineri’nin “Balyoz Güvenlik Harekât Planı” adlı bölümünün veya ekinin mevcut olmadığı, ayrıca “Draj ve “Suga” isimli eylem planlarının ise bulunmadığı bildirilmiştir.

Cuma Hutbesi’nde okunan hutbenin sonunda Allah’ın bir öğüdü cemaate her zaman okunur:

Şüphesiz ki, Allah adaleti, iyilik yapmayı ve akrabaya yardım etmeyi emreder, hayâsızlığı fenalığı ve azgınlığı da yasak eder. O size düşünüp tutasınız diye öğüt veriyor…”

Yani Allah  “Adalet” in önemini vurguluyor… İnsanlara, yönetenlere, adaletin başında karar veren birimlere “Adaletli” olun diyor…

Mahkeme 3 kişiye 20, 78 kişiye 18, 214 kişiye ise 16’şar yıl hapis verdi.

Top şimdi Yargıtay’da…

Gerek siyasilerin, gerekse basının değişik açılardan baktığı bu davaya Yargıtay’ın üzerinde nasıl bir baskı oluşacağı tartışıldığı bir ortamda; Genel Kurmay’ın ‘delillerin aslı bizde yoktur’ açıklamasından sonra Yargıtay’ın vereceği karar doğrusu merak konusu olacak…

Yargıtay davayı ya mahkemeye geri yollayacak, ya da onadığında davanın Anayasa Mahkemesi’ne geleceğini Anayasa Mahkemesi Başkanı söylüyor.

Ya sonra?

Sonuçta cezalar ya onanacak, ya da sanıkların Türkiye’de yargı yolu bittiğinden,  AİHM yolu açılacak… Ya da beraat ederek, içeride yaşadıkları çileli ve uzun tutukluluk hallerinin yıkıntıları arasında sıyrılmaya çalışacaklar.

Sanıkların olası beraatları sonrası tartışılacak diğer bir konuda: “Peki sanıkları yıllardır içeride tutmasına neden olan CD’ler nerede ve kimlerce organize edildi?”

İşte bu da yılın sorusu olacak!

Bekleyelim görelim yılın davasını… Umarım hepimizin ortak isteği, “Gerçek Adalet” herkesin yüreğini ferahlatır. Yoksa bazılarını vicdan azabından öldürür…

Ertuğrul Erdoğan

Ocak 2013/Bursa

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank