content

24 Ağu

Batı Nil Virüsü Türkiye’ ye de Gelebilir

Komşumuz Yunanistan’ ın kuzey bölgelerinde 92 kişide Batı Nil Virüsünün (BNV) görülmesi ve bunların 8’ inin ölmesi bu virüsün ülkemiz için de tehlikeli olabileceğini gösteriyor. BNV ilk defa 1937’ de Uganda’ da tespit edilmiştir; tropikal ve sıcak iklimlerde görülen bir virüstür. En çok Afrika, Batı Asya ve Orta Doğu’ da rastlanmaktadır. BNV’ nin son senelerde kuzey yarıkürede görülmesi küresel iklim değişikliği (sivrisinek üremesini kolaylaştıran aşırı sıcaklar, yüksek nem ve yağmurlar) ile açıklanmaktadır.

BNV; esas olarak kuşlarda (karga ve serçeler) hastalık yapar ama insanlarda ve at, köpek, kedi, tavşan, sincap gibi hayvanlara da bulaşabilir. BNV insanlara sivrisineklerin sokmasıyla geçer.

Hastalık belirtileri
İnsanlara, kuşlardan sivrisineklerin sokmasıyla bulaşan BNV çoğu zaman belirti vermez veya hafif bir gribi andıran bir tabloya yol açarsa da virüs bulaşanların yüzde 1 kadarında ise ölümcül olabilen beyin iltihabı (ensefalit) veya menenjit de görülebilir. 

İnsanlar BNV ile enfekte olduklarında dört farklı tablo ortaya çıkar.

BİR: İnsanlardaki enfeksiyonların yüzde 90’ ı herhangi bir belirtiye yol açmaz.

İKİ: Batı Nil Ateşi adı verilen tabloda ise virüsün bulaşmasından 5 ila 15 gün sonra ortaya çıkan; ateş, titreme, baş ağrısı, aşırı terleme, halsizlik, lenf bezlerinde büyüme, eklem ağrıları gibi gribe benzer belirtiler görülür. Bazen gövdede kısa süreli döküntüler ve bulantı, kusma, ishal de olabilir. Belirtiler genellikle 7-10 gün içinde kaybolursa da halsizlik birkaç hafta lenf bezi büyümesi ise 2 ay kadar devam edebilir.

ÜÇ: BNV’ nin sebep olduğu en tehlikeli hastalık tablosu beyin iltihabı (ensefalit) ve beyin ve omurilik zarı iltihabı (menenjit)’ tir. Grip gibi başlayan hastalıkta yüksek ateş, baş ağrısı, ense sertliği, titremeler ve kas seğirmeleri, sara nöbetleri ve komaya kadar giden şuur bulanıklığı vardır. İyileşme dönemi çok uzundur ve bazı hastalarda kalıcı harsalar olabilir.

DÖRT: BNV nadiren omurilik iltihabı, göz iltihabı(retinit), hepatit, kalp kası iltihabı, böbrek iltihabı, pankreas iltihabına ve dalak büyümesine de yol açabilir.

Ağır hastalık tablosu daha ziyade yaşlılarda, organ nakli yapılmış olanlarda ve diyabetlilerde görülür. Genetik bir yatkınlık da vardır.

Nasıl bulaşır?
BNV enfekte kuşları ısıran sivrisineklere ve onlar aracılığıyla da insanlara ve diğer hayvanlara bulaşır. BNV esas olarak kuşlarda çoğalır.

BNV insanlara kan yoluyla, organ nakliyle, plasentadan ve anne sütüyle de geçebilir. USA’ da 2003’ den beri kan bağılı yapacak olanlarda virüs taraması yapmaktadır.

BNV tokalaşma veya öpüşme ile bulaşmaz, hasta kuşlardan insanlara geçmez.

Son senelerdeki salgınlar
BNV’ nin son senelerdeki salgınlarından bazıları: Cezayir (1994), Romanya, Çekoslovakya, Kongo, Rusya, USA(1999), Kanada, İsrail (2000) ve en son da Yunanistan (2010).

USA’ da 2009 senesinde 663 kişide BNV enfeksiyonu tespit edilmiş ve bunların 335’ i ensefalit veya menenjittir. Bunların 30’ u ölümle sonlanmıştır. Buna göre ağır enfeksiyonlarda ölüm ihtimali yüzde 4.5’ tir ancak virüs aldığı halde hastalık belirtisi göstermeyenler hesaba katıldığında ölüm oranının yüzde 1’ den az olduğu ortaya çıkar.

2000’ de İsrail’ de 417 vaka görülmüş, 326’ sı hastaneye yatırılmış, 33’ ü ölmüştür.

Romanya’ da 1996-97 arasında 500 vaka belirlenmiş, 50 kişi ölmüştür.

Yunanistan’ da ise bu sene 92 vaka ve 8 ölüm görülmüştür.

Neler yapılmalı?
Esas önemli olan sivrisinek kontrolü ve sivrisinek sokmalarının önlenmesidir. Bunların çoğalabilecekleri ortamların yok edilmesi, üreme alanlarının ilaçlanması, sivrinsek kovuculardan (repellent) faydalanılır. Binalara sinek girişinin engellenmesi; dışarıda olabildiğince az kalmak; kol, bacak ve gövdeyi kapatan açık renk kıyafetler giymek de işe yarar.

Teşhis
Teşhis, hastanın kanında BNV’ e karşı oluşan antikor titresinin artması veya virüsün RNA’ sının saptanmasıyla konur. Beyin omurilik sıvısının da incelenmesi de gerekebilir.

Tedavi
BNV’ a karşı etkili bir ilaç veya insanlar için aşı yoktur. Tedavi belirtilere yöneliktir. Ağır tablo gösterenler ile ensefalit ve menenjit olan hastalar hastanede ve yoğun bakımda takip edilmelidir.

Gelelim neticeye
Bugüne kadar ülkemizde BNV’ nin görülmemiş ve hastalık yapmamış olması elbette sevindirici ama bu küresel ısınma sebebiyle bu virüs her an bizim kapımızı da çalabilir.

Bu aşamada yapabileceğimiz en önemli şey sivrisineklerin üreyebilecekleri ortamları olabildiğince azaltmak ve bir de kuşlara vize uygulamaktır(!).

Etiketler : , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

1 Kere Cevaplanmış to “Batı Nil Virüsü Türkiye’ ye de Gelebilir”

  1. 1
    Çapar Kanat Says:

    Nitekim geldi

    Sağlık Bakanlığı'nın 07.09.2010 bilgi motu:
    Batı Nil Virüsü; ilk defa Uganda’nın Batı Nil bölgesinde 1937 yılında yüksek ateşli bir hastanın kanından izole edilmiş; kuşlar, atlar ve insanlarda, hastalığa neden olan ve sivrisineklerle bulaşan bir etkendir. Batı Nil enfeksiyonu; Afrika Kuzey ve Güney Amerika, Asya, Orta Doğu ve Avrupa’da yaygın olarak görülmektedir. Son birkaç aydan beri Yunanistan, Romanya, Macaristan, Rusya ve İtalya gibi ülkelerde de görülmektedir. Ülkemizde virüsün bulunduğuna dair bulgular daha önce yapılmış çalışmalarda gösterilmiştir.

    Bakanlığımıza 12 Ağustos 2010 tarihinde Manisa ili Devlet Hastanesinden sinir sistemi belirtileriyle seyreden bir hastalık bildiriminde bulunuldu. Bu durum üzerine Bakanlığımız derhal bilimsel danışma kurulu oluşturarak incelemeler başlattı. Bildirimde bulunulan 16 hastanın yapılan incelemelerinde birçoğunun altta yatan kronik hastalığı olan ve aşırı sıcağa maruz kaldığı saptanan yaşlı hastalar olduğu ve farklı sebeplerden dolayı bu hastalardan altısının kaybedildiği saptandı. Bu 16 hastanın tamamı ülkemizde görülen ve görülmeyen sinir sistemi enfeksiyonları yönünden araştırıldı. Yapılan laboratuvar incelemeleri sonucunda üç hastada Batı Nil Virüsü enfeksiyonu saptandı.

    Hastalık konusunda duyarlılığı arttırmak üzere hastalığın özellikleri ve şüphelenildiğinde yapılması gereken işlemlerle ilgili olarak sağlık teşkilatı bilgilendirildi. Sakarya, İzmir, Aydın ve Isparta‘dan toplam dört yeni vaka daha Batı Nil Ateşi olarak tanımlandı. Sonuç olarak bugüne kadar beş ilimizden toplam yedi vakaya Batı Nil Ateşi tanısı konuldu ve bu hastalardan üçü kaybedildi. Halen iki hasta hastanede takip ve tedavi altındadır.

    Laboratuvar çalışmaları; Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı viroloji laboratuvarında gerçekleştirilmiştir.

    Ayrıca; Manisa ilinde sivrisineklerde söz konusu virüsün araştırılmasına yönelik çalışmalar Ege ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakülteleri tarafından başlatıldı.

    Batı Nil Ateşi enfeksiyonu özellikle kurak ve sıcak yaz aylarında sivrisineklerin aktif olduğu dönemde görülür. Hastalığın kuluçka süresi 2-15 gün arasında değişir. Virüsün bulaştığı kişilerde çoğu kez hiçbir belirti ve bulgu olmaz. Genellikle kişiler farkına bile varmazlar. Yaklaşık %20 oranında ise Batı Nil ateşi adı verilen, hafif bir enfeksiyon gelişir ve tam iyileşme gerçekleşir. Yaşlılar, çocuklar, hamileler ve HIV/AIDS hastaları gibi bağışıklık sistemi baskılanmış kişilerde Batı Nil virüsü ciddi seyredebilir ve sinir sistemi enfeksiyonuna yol açabilir.

    Batı Nil Virusu enfeksiyonlarının santral sinir sistemi tutulması durumunda başağrısı, kusma ve bilinç değişiklikleri en önemli belirtileridir. Genellikle selim seyirli bir hastalıktır. Hafif vakalarda tedaviye gerek yoktur. Ciddi vakalar ise hastaneye yatırılarak izlenilmelidir.

    Batı Nil Virüsü’ne karşı insanlar için geliştirilmiş bir aşı henüz bulunmamaktadır. Sivrisinekler ile mücadele korunmanın temelini oluşturmaktadır (kapı ve pencerelerden sivrisineklerin girişinin engellenmesi, ev çevresinde sivrisineklerin barınması ve çoğalmasına yol açacak odakların bertaraf edilmesi, uzun kollu gömlek ve pantolon giyilmesi, sivrisineklerin yoğun olduğu yerlerde hava karardıktan sonra kapalı korunaklı yerlerde bulunmaya gayret etmek önemlidir).

    Sonbahar mevsimine girmiş olmamız ve havaların soğuması nedeniyle yeni vaka görülmesinin azalacağı beklenmekle birlikte önümüzdeki yıl için belediyelerimizin özellikle sivrisinek mücadelesi konusuna özen göstermeleri gerekmektedir. Bakanlığımız bu mücadeleye katkı sağlamaya devam edecektir. Vatandaşlarımızın bu hastalığın bulaşmasında en önemli aracı olan sivrisineklere karşı yukarıda bahsedilen önlemleri almaları, özellikle kuşların göç yolları üzerinde olan yerleşim yerlerinde çalışan Çevre ve Orman Bakanlığı ile Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı çalışanlarının dikkatli olmaları, artan kuş ölümleri ve at ölümleri durumunda sağlık yetkililerini bilgilendirmeleri önem taşımaktadır.

    Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

    Sağlık Bakanlığı



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank