content
12 Oca

Başbakan’a Mektup (II)

Başbakan’a yazmış olduğumuz mektubun ikinci bölümünden devam ediyoruz.

Biliyor musunuz sayın başbakan Bu tür gözaltına alınmalar tıpkı 12 Eylül askerî darbesinde gözaltına alınmaları andırıyor.

İlgili veya ilgisiz herkesi, en küçük bir kuşku üzerine insanlar gözaltına alınıyor ve hatta tutuklanıyor.

Eğer PKK’nin dağdan inmesini, silah bırakması gerçekten istiyorsanız, o zaman siyasetin yollarını açmalısınız.

Siyaset diyorsanız, o zaman özgürlüklerin önünü kesmeyin‘şehirdekiler’i de tutuklamayın tutuklamayın’ ki, dağa çıkış yolları kesilsin.
Siyasetin önünü tıkarsanız, savaşı nasıl bitireceksiniz ve barışı hangi yollarla getireceksiniz?

‘‘Türkiye son 25 yılını terörle, çatışmayla, olağanüstü hal ile faili meçhul cinayetlerle, boşaltılan köylerle, üzerine ayyıldızlı bayrağımızın örtüldüğü tabut görüntüleriyle heba etmeseydi bugün nerede olurdu da’’ diyen siz değil misiniz sayın başbakan…

Hani ‘‘Annenin ideolojisi yoktur, annenin siyaseti yoktur, sağcılığı, solculuğu yoktur’’ diyen siz değil misiniz?

Oğlu her ne sebeple hayatını kaybetmiş olursa olsun, Yozgat’taki anne ile Hakkari’ deki anne, oğullarının başında aynı duayı ediyorsa, evladı için Yasin ve Fatiha okuyorsa, cemaat aynı kıbleye dönüyorsa, ortada çok ciddi bir yanlışların var olduğunu söyleyen siz değil misiniz?

Hani Gencecik fidanlarının, ana kuzularının sararıp solmasına, artık tahammülünüz yoktu. Ağıtlara tahammülünüz yoktu. Annelerin gözyaşlarına, evlat acısına, feryadı figana daha fazla tahammülünüz yoktu.

‘‘Türkiye’nin kaybetmesine, tahammülünüz yoktu. Umutsuzluğa tahammülünüz yoktu. Biz artık Botan Çayı’nda serinlemek, Zap suyu gibi coşmak, Dicle, Fırat, Murat gibi barışa kardeşliğe akmak istiyoruz’’diyen siz değil misiniz?

Munzur dağlarında hep birlikte kardelen toplayalım diyen de sizdiniz. Cudi Dağında yediverenler, Ağrı dağında çiğdemler dermek istiyoruz diyen de. Yedi coğrafyanın derilmiş çiçeklerini, ülkemizin annelerine, o tertemiz yüreklere vermek istiyoruz diyen de sizdiniz. Bedeli her ne olursa olsun, bunu hep birlikte başaracağız. Bu kardeşlik projesini, hep birlikte başaracağız.’’diyen siz değil miydiniz?

Peki Sayın başbakan ne oldu bu kardeşlik projeniz?

Bir zamanlar Tansu Çiller Bask modeli, Süleyman Demirel Kürt sorunu benim sorumundur, Mesut Yılmaz AB yolu Diyarbakır’dan geçer söylemleri çart ettiği gibi sizin de mi söyledikleriz yalan çıktı. Veya 12 Eylül dönemin de hem sağcıları hem de solcuları öldürdük diyen Kenan Evren olamazsınız herhalde.

Diyarbakır ‘ da ki Kürt sorunun varlığını kabul eden siz değil misiniz ve devletinin de hatta yaptığını söyleyen siz değil misiniz?

Eğer devlet sorun daha ortaya çıkarken fark edilip gerekli tedbirler alınabilseydi, eğer mesele büyümeden çözüme kavuşturulsaydı on binlerce insanımız hayatını kaybetmeyecekti diyen siz değil misiniz? bu mesele siyasetle çözülmüş olsaydı bugün Türkiye nerede olurdu? Diyen siz değil misiniz?

Ya şimdiki hatayı kim yapıyor sayın başbakan?

...//...

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank